Dicle'nin Anlatımıyla
Fırat benim bu halime gülerken kollarını belime sardı.
"Hoşgeldin."
Başını boynuma gömerek konşutu. "İşte şimdi hoşbuldum."
Ben Fırat'ın bu haline tebessüm ederek onun gibi başımı boynuna gömdüm.
"Bende işte şimdi evimdeyim." dedim, Fırat boğazdan gelen etkileyici sesiyle mmladı.
"Neresiymiş senin evin?"
"Sensin... benim evim sensin." diye cevap verdim. Benim başım boynuna gömülüyken Fırat hala daha kapıda durduğumuz için "Artık içeri mi geçsek?" diye sordu.
Benim pek ayrılmaya niyetim olmadığı için geriye adım atarak içeri girmemizi sağladım, Fırrat benim bu halime güldü.
"Güzelim, müsade etsen de kapıyı kapatsam." Fırat'ın dediğiyle her ne kadar ayrılmak istemesem de isteksizce kolumu boynundan çektim.
Fırat kapıyı kapatıp bana döndüğünde beni alnımdan öpmüştü.
Bu dokunuşu anlık olsa da anın büyüsüyle gözlerimi kapatma ihtiyacı hissetmiştim.
"2 ay... belki başkasına göre bu kadar çok özlemek için kısa bir süre ama benim için fazlasıyla yeterli bir süre özlemek için, hatta gereksiz fazla bir süre."
Fırat'ın dedikleriyle güldüm ama içten içe hak veriyordum, 2 ay boyunca nereye baksam gözlerim onu aramıştı ve her seferinde aradığımı bulamamanın verdiği bir hayal kırıklığı bedenimi esir almıştı. Tabi bu durum benim ayarlarımla fazlasıylada oynamıştı.
Öhm öhm... şimdi Diclecim burda biz bizeyiz canım benim, boş yere kendimizi kandırmayalım. Senin şu 2 ayda ayarlarının ağzına sıçıldı, hala daha ne ayarında bahsediyorsun!
O da doğru iç ses ayar namına pek bir şey kalmamıştı bende, zaten yoktu olanı da bu yeşil gözlü Beyefendinin yokluğunda tamamen yitirmiştim.
"Eee napıyoruz şimdi?" diye sordum. Tüm gece bu şekilde dikilip birbirimize bakacak değildik, bu geceyi birlikte geçirecektik ve ben onunla eğlenebileceğimiz, daha sonra hatırladığımızda bizi gülümsetecek aktiviteler yapmak istiyordum.
Fırat'la birlikte olduğun ve güzel olmayan bir anı söyle.
Doğru söylüyorsun iç ses ama bu daha fazla anı biriktiremeyeceğimiz anlamına gelmez.
Fırat sorduğum soruyla omuz silkti.
"Benim için fark etmez, seninle yapacağım herşey başım gözüm üstüne."
Fırat'ın dediğiyle başımı yana yatırarak gülümsedim.
"Öyle mi?"
Fırat başına bir şeylerin geleceğini sezmiş olsa da onayladı.
"Öyle."
~~~~
"Yumurtayı kırdıktan sonra da çırp."
Fırat dediğimi onaylayarak yumurtayı dikkatle kırdı.
Fırat'ın beni onaylanmasıdan sonra soluğu mutfakta almıştık ve şu anda kurabiye yapıyorduk. Ben kolum kırık olduğu için sadece nasıl yapması gerektiğini söylüyordum ve Fırat beni şaşırtarak gayet temiz çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Oyunu
De TodoBorda bereliler için bir söz vardır: Ne geldiklerini görürsün ne de silahlarının sesini duyarsın göreceğin son şey bir çift göz olur. Üsteğmen Dicle Arslan'nın namlusunun ucundakininde gördüğü son şey bir çift bela olan deniz göz olur. Peki bu deni...