Geçirdikleri kaza ile hayatı değişen Lena'nın hayattan ümidini kestiği anda hayatta olduğunu öğrendiği kardeşi ile başlar herşey. Aşk, zorluk ve mücadelenin olduğu bir hayata yelken açar...
• Okurların birbirlerine karşı Hakaret, küfür vb tarzında...
Herkese selaam! Hızlı bir giriş yapıyorum, bölüm kısa olabilir lütfen kızmayın. Yarın, gerçi siz bunu Sabah okuyacaksınız ama erken kalacağım için hemen yatmam gerekiyor, yarın katılmam gereken bir etkinlik olduğu için hızla gidiyorum.
Keyif alacağınız bir bölüm olur umarım 💖💝
🍁
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Konuştum diyorum ya İrem, neden inanmıyorsun?" İrem'in heyecan çığlıkları ile oflayarak sakinleşmesini bekledim. " Lena kusura bakma ama sen biraz salaksın ahaha adama küfür edip yerine dönersin diye hayal ettimde."
Göz devirip dönen sandalyemde döndüm küçükken sürekli yaptığım gibi." Sensin be salak, hem bilmiyorum İrem değişik hissediyorum, o an yanağımda ki eli ve eli üstünde bulunan elim. Çok farklı şeyler hissetmemi sağladı, genelde okuduğum kitaplarda kızlar zorba adamları sever ve o ilişki olana kadar adamlar hayatlarını zindan eder. Bu bizim hikayemiz gibi geliyor bana, herkesten herşeyden farklı gibiymişiz gibi." Elimi kalbim üzerine koymuş bir şekilde anlatıyordum, çünkü kalbim varlığını şiddetli bir şekilde hissettiriyordu.
İrem kısa bir süre susup " Lena sen hak ediyorsun kardeşim, keşke kader sen ve beni daha erken karşılaştırsaydı da yaralarına melhem olsaydım." Sözleri ile döndüğüm yerde durup tebessüm ettim. " Zaten öylesin ki kardeşim, sen benim bu hayatta tanıdığım en iyi dostsun. İyi ki Kader seni önüme çıkardı."
Uzun bir konuşma ardından telefonumu kapatarak düşünmeye başladım, o odadan koşarak çıkışım ve Barlas'ın kahkahası aklımdan çıkmıyordu. Çalan kapı ile " Gel" diyerek yerimde toparlandım, odaya giren barış ile tebessüm ettim. Elinde tuttuğu kutuya hayranlıkla bakarken gözleri beni buldu.
" Lena?" A'ları uzatarak konuşması ile kaşlarım havaya kalkmıştı, bir isteği olduğunu anlamıştım." Ne oldu barış bey?" Hızla karşıma oturarak elindeki kutuyu masaya bıraktı" Bunu sana Barlas yolladı." Elim ayağıma dolanırken zorla tebessüm ettim." Yaa? Getirdiğin için teşekkür ederim." Barış başını sallayarak " Bana bir kaç tane versene o çikolatadan benimkiler bitince Barlas izin vermedi senden almama." Derdi şimdi anlaşılmıştı.
" Ye tabi, alt tarafı bir çikolata." Barış gözlerini kocaman açarak baktı yüzüme " Sensin alt tarafı be, Belçika çikolatası o. Barlas'ın arkadaşı özel olarak yapıpta buralara kadar yolladı bunu." Şaşırsam da fazla tepki vermeyerek başımı salladım, kutuyu açmam ile birlikte gelen o hoş çikolata kokusu ile kendimden geçmiştim, barış hamile kadınlar gibi kokusunu soluyordu. Kutunun içinden bir kaç tane alması için uzatmam ile birlikte hızla alıp ayağa kalkmıştı. " Aslan yengem benim bee." O hızla odadan çıkarken ben henüz yenge kelimesine takılı kalmıştım. Yengesi oluyordum ben demi?
•
İşlerimin bitmesi ile ayağa kalkıp toparlanmaya başladım, Barlas aramış beni eve bırakmak için ricada bulunmuştu ve ben kabul etmiştim. İki kere tıklatılıp açılan kapı ile yüzünde güzel gülüşü ile duran Barlas'ı gördüm. " Hazır mısın?" Başımı sallayarak yolladığı çikolata kutusunuda alarak yanına adımlamaya başladım, kolumdaki çantayı alarak göz kırptı. Koluna astığı çantam ile yürümeye başlaması ile tebessüm etmiştim. Hızlı adımlarla arkasından yürüyerek yere bakarak yürüyordum. Yüzümdeki tebessüm onun sayesinde yüzümdeydi şuan.
"Sanırım yer ile aranda bir bağ oluştu?" Daldığım yerden sıyrılarak bana gülerek bakan Barlas'a baktım."Düşünüyordum sadece." Bana tebessüm ederek kapımı açarak binmemi bekledi, bindikten hemen sonra kapıyı kapatacağı an bana doğru eğilip. " Bende sürekli düşünüyorum, seni." Heyecandan yanağımın içini ısırmaya başlamıştım, arabayı çalıştırmaya başlaması ile hızla kemerimi takıp onunda taktığından emin oldum.
" Neler yapmayı seversin?" Yönelttiği soru ile şaşırsamda cevaplamaya başlamıştım." Kitap okumayı ve müzik dinlemeyi çok severim." Başını sallayarak tebessüm etti" Peki takık olduğun bir konu var mı? O an olması gereken bir şey falan?" Hızla başımı sallamam ile tebessümü büyümüştü. " Zeytin, eğer önüne gelen zeytinden 5 taneden az yersen muhakkak kötü bir şey olur." Şaşırarak bana bakıp" Ciddi misin sen?" Başımı sallayarak onayladım." Mesela yemediğin zaman ne olmuştu en son?" Buruk bir şekilde tebessüm edip" Anne ve babamı kaybettim. Keşke o gün geç kalacağım korkusu ile o masadan o zeytinleri yemeden kalkmasaydım." Barlas üzgün gözlerle bana bakıp." Bundan sonra beş zeytin yemen gerektiğini hatırlatırım ben sana, hem o günün mutlu geçer. Olur mu?" Başımı sallayarak tebessüm ettim.
Yol boyunca bir daha konuşmaktık, evimin önüne gelince bir süre arabada durmuştuk. " Aren Gece seni çok özlemiş, bugün bize kahveye gelmez misin diye sormamı istedi." Sessiz bir gülücük sesi duyuldu arabada." Aren Gece istiyor ise gelmem şart oldu." Arabadan inerken kapısını açtığım evime geçtik, Hatice abla'nın yaptığı yemeklerin kokusu evi sarıp sarmalamıştı. Ben huzur dolu tebessümüm ile Barlas'a yol verirken o ayakkabılarını soyarak ayakkabılıkta bulunan ev terliğini alarak yukarıyı işaret edip " Hızla elimi yüzümü yıkayarak geri geleceğim." Artık bildiği için yaptığı bu şey beni mutlu etmişti, yüzümdeki tebessüm ile başımı sallayarak Hatice ablanın yanına yürüdüm.
"Ev mis gibi kokuyor abla." Hatice abla yerinde sıçrarken ben bu haline gülüyordum. " Ah aklımı aldın kuzum, bir an aklım çıktı." Yüzümdeki maskeyi düzelterek saçımı karıştırdım." Kusura bakma ya korkutmak değildi amacım." Hatice abla bir anne edasıyla tebessüm ederken Barlas'ın sesi ile ima dolu bir gülücük konmuştu dudaklarına. " Aren Gece sen gelmeden hemen önce uyudu, yemeklerde sıcak ısıtmana gerek yok, benim ablam bize geliyormuşta gitmem gerekiyor." İmalı konuşması ile başımı sallayarak kapıya kadar eşlik ettim, haftalığını ödemek için çantamdan zarfı alarak Hatice abla'ya uzattım, paraya göz atınca kocaman olmuş gözleri ile bakmaya başladı bana.
" Lena kızım hakkım olanın fazlası var bunda." Başımı iki yana sallayıp " orada hakkın olan var abla, evi topla bebeğe bak, yemek yap az bir iş mi?" Hatice abla bana sıkıca sarılıp saçımı öptü " Allah razı olsun güzel kalpli prensesim." Bende kendisine sarılarak karşılık vermiştim "Asıl Allah senden razı olsun ablam" Hatice ablanın gitmesi ile içeri adımladım, Barlas elindeki fotoğrafları incelemeye dalmış bir şekilde tebessüm ediyordu.
Baktığı fotoğrafı görünce buruk bir şekilde tebessüm ettim, her hafta sonu olduğu gibi gittiğimiz bir piknikte babam ben ve annem kocaman ve güzel gülüşlerimiz ile kameraya bakmış bir birimize sarılıyorduk." Geçen seneye ait o fotoğraf." Bana dönen gözleri hüzün doluydu." Ne kadarda güzel bir gülüşün varmış Lena, şimdi ise sırf insanlar iyi olduğunu düşünsün diye yalandan bir gülücük." Sanki bu evrende beni bir o anlayıp tanıyabilir diye hissediyordum. " Nasıl anlıyorsunuz?" Bakışları kısa bir an fotoğrafa dönüp daha sonra bana döndü. " Rahmetli annem her zaman anlatırdı, bir insanı tanımak istersen gözlerine bak diye nasihat verirdi. İlk başlarda anlamazdım bu sözü, göz bize ne anlatabilir ki derdim. Sonra ise işte seni tanıdım, utandığı an, mutlu olduğu an veya birine kırıldığı an bunu yaşayarak aktarmak yerine içinde yaşıyorsun. Kalbin anahtarı yine kalptir, ve sanırım benim kalbimin anahtarı senin kalbin." Çok güzeldi bu sözleri.
Bir şair ruhuna sahip gibiydi, biraz alaycı birazda dertli. İnce ince, kalbe işleyen sözleri ile etkiliyordu karşısındaki insanı. Ve ben bugün emin olmuştum ki o benim anahtarım 'dı.
🍁
Nasıl buldunuz bakalım, kısa olduğunu biliyorum ama lütfen anlayış ile karşılayın. Sabah erken bir saatte kalkarak bitirmeye çalıştım ve birazdan kalkıp hazırlanmam gerekiyor.💖