Avukat Hanım

67 8 25
                                    

Odamda mahkeme için hazırlanıyorum. Saate baktım 13.24 olmuştu. Ege ile mahkeme için konuşmam gerekiyordu.

Odadan çıkıp, Ege'nin yanına gittim. Beni görünce ayağa kalktı.

"Avukatım nasılsın?" dedi. Ağızını yamultmak istiyorum.

"Birazdan mahkeme var. Akkılı dur, konuşma, uğraştırma beni."

"Beni düzgünce savunmak zorundasın biliyorsun değilmi avukatım." dedi

"Biliyorum ve avukatım değil. Avukat hanım."

"Avukatım diyeceğim." mahkemeye hazırlanmak için tekrardan odama çıktım.

"Leyla cübbem nerede?" Leyla masasından kalkıp, dolabı açtı cübbeyi bana uzattı. Cübbeyi giyindim. Dosyaları alıp, salonun önündeki koltuklardan birine oturdum. Ömer Asaf geç kalmıştı. Telefonumu açıp, numarasını buldum. "Ömer neredesin?"

"Salonu bulmaya çalışıyorum avukat hanım. Nerede bu salon?" güldüm.

"3. Katta, b koridorunun sonunda. Hadi hızlı gel 10 dakika sonra mahkeme başlıyacak." kısa bir süre sonra yanıma geldi. Hakim içeriye girdi daha sonra savcı içeriye girdi. "Sanık Ege Akay, Avukatı Lilith Soylun" üçümüzde içeriye girdik herkes yerlerine geçti. Hakim iddianame'yi okudu.

5saat süren mahkemenin ardından mahkeme 2hafta sonraya ertelendi. Salondan çıkarken savcı Alya Karaca yanımıza geldi. Ege'nin kolunu sıktı. Ege ve Alya eskiden evlilerdi. "Hapishane köşelerinde çürüyeceksiniz sende avukatından." dedi. Ege'nin kolunu sıkan elini sıkıca tuttum. "Bu lafını Ege özgür kalınca sana hatırlatırım canım." Ege, Asaf, ben ve birkaç adam çıkışa doğru yürüdük. Ege diğer mahkemeye kadar şehir hapishanesinde kalacaktı. "Asaf ben telefonumu unutmuşum sen bekle beni geliyorum." hızlıca mahkeme salonuna doğru yürüdüm. Koridorun köşesinde Elif ve Pars konuşuyordu. Elif, Ege'nin şahidi olarak yanında tutuluyordu.

Köşeye geçip onları izlemeye başladım. "Bana bak Elif, karnında benim bebeğimi taşıyor olabilirsin. Lilith'in yanına yaklaşmayacaksın. Onun adını bile ağzına almayacaksın bebek doğduktan sonra sana bir miktar para vereceğim ve birdaha buraya dönmeyeceksin." kızın kolunu sıkıyordu. Elif'in gözleri doldu. Pars'ın arkasına geçtim. Pars Elif'i kolunu bırakıp, gitmek için arkasına döndü.

Sert bir tokat attım." Şimdi belli oldu neden günlerce köşke gelmediğin. "parmağımdaki yüzüğü Elif'in avucuna koydum. Arkama dönüp, yürümeye başladım. Tekrardan arkama dönüp, onlara baktım." Eğer bu kızın kılına bir zarar gelsin yakarım seni Pars Aksoy. Ve birdaha çevremde dolanma. Sinekleri sevmem. "cebimdeki güneş gözlüğünü çıkarıp, taktım. Salondan telefonumu alıp Asaf'ı buldum. Arabanın anahtarını ona fırlattım." Pastane'ye gideceğiz. Kahve mi? içersin limonata mı? Ben ısmarlıyacağım."

"Kahve içerim. Doğum günün kutlu olsun avukat." dedi.

"Seninde doğum günün kutlu olsun." telefonum çaldı arayan Pars'dı telefonu açıp, kulağıma götürdüm.

"Aşkım yüzüğünü ne zaman getireyim. Neredeysen geleyim." güldüm.

"Dikkat ette o ağızını yamultmayayım. Yüzüğü al bebeğinin annesine tak. Beni birdaha arasan bu sefer sen mahkemeye çıkmak zorunda kalırsın." telefonu kapattım. Araba durmuştu. Asaf kapımı açtı elimden tutup inmeme yardım etti. İçeriye girdik. Asaf bir masaya geçti. Bende 1 kahve, 1 limonata ve 2 küçük doğum günü pastası alıp, masaya geçtim. Asaf'la iş ile alakalı konuşmaya başladık.

" Senin geçmişini okumuştum. Her ay koruma değiştiğin üzerine söylentiler var, neden?" pastayı yemeye başladık.

"İstediğimden değil aslında, hepsi garip bir şekilde ölüyor. Şimdi kişisel korumam olduğu için ya benim evimde yada benim evime yakın biryerede kalacaksın. Hergün sabah 7'de uyanırım. 7.30 gibi yürüyüşe çıkarım. Dışarı çıkacağımda seni ararım. Evet şimdi, bizim evin yakınında ev olmadığı için mecburen benim evimde kalacaksın. Bodrum kat boş ev 6+2 zaten. İkizimle ben kalıyorum sadece. "pastamı bitirmiştim. Kutuyu kapatıp, plastik çatalla oynamaya başladım.

ÖLÜM OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin