Deli bir kadının 18 yaşında kurduğu bir örgüt;ölüm örgütü. Kendini, soygun yapıp, adam öldürmeye adamış bir kadın. Genç kadının en büyük hayali İspanya kraliyet darphanesini soymak. Bu hayalini gerçekleştirmek için güçlenmeyi bekliyor.
Ve o gün geli...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu plan ya başarılı olacak ya da hepimiz öleceğiz. Bu soygun mutlu sonla bitecek. Adımız tarihe yazılacak."
"Beyler kırmızı topuklularımı gören var mı?" dedim. Soyguna hazırlanıyorduk. Turist gibi gireceğim için normal kıyafetler giyecektim.
"Şurada güzelim." dedi Asaf. Koltuğun yanını gösterdi. Buraya gelirken giydiğim kırmızı bluzum, siyah kumaş pantolonum ve kırmızı topuklularım vardı üzerimde. Kırmızı uzun tırnaklarım ile çok güzel görünüyordum.
"Ben aşağıya iniyorum. Asaf sen şu büyük çantayı al. Köksal sende diğer büyük çantayı al."
Ege aşağıya inmişti. Bende topuklularımı giyip, aşağıya indim. Girişte adamlarımız hazırdı." Evet arkadaşlar başıyoruz. Bu plan ya başarılı olacak ya da hepimiz öleceğiz. Bu soygun mutlu sonla bitecek. Adımız tarihe yazılacak. Başarılar diliyorum hepimize. Araçlara binebilirsiniz." Alex, Demirel ve Duru yanıma geldi. Girişteki koltuğa oturduk.
"Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız. Lilith küçükken ben darphane soyacağım dediğinde inanmazdım."dedi Demirel.
"Ama şimdi darphaneyi soymak için gidiyoruz. "dedi Duru.
"Ve o darphaneden elimizde 2,4 milyar euro ile çıkacağız. 1 ay boyunca sabah akşam çalışacağız. Belki aramızda ölenler alacak ama başaracağız." dedi Alex.
"Bana güvendiğiniz için çok teşekkürler." dedim. Gözlerimiz dolmuştu.
Demirel ayağa fırladı. "Birbirimize bir söz verelim. Ne olursa olsun pes etmeyeceğiz. O darphaneden ölü çıkanlar olsada pes etmeyeceği. Söz mü?"
Üçümüzde aynı anda, "Söz!" dedik. Birlikte dışarıya çıkıp, arabalara bindik.
Herkes hazır olduğunda farklı yollardan darphaneye geldik. Herkes farklı zamanda gelmişti.
Örgüt darphanenin önünde üzerinde garip desenleri olan kıyafetlerle bekliyordu. Saat 10.28'di. Herkesi tek tek içeriye aldılar. Sadece benim üzerimde silah vardı. Diğerleri merdivenin altındaki kilitli odadan silahları alacaktı kalabalık olduğumuz için kimse fark etmeyecekti.
99 kişi tek tek x raydan geçti içeriye giren herkes merdivenin arkasına girdi. Etrafa bakıyormuş taklidi yaparak. Herkes silahlarını eline aldığında birtek ben kalmıştım. Asaf kapının kapatma tuşu olan yere çok yakın tutuyordu. Son olarak bende x-raydan geçtiğimde üzerimde silah olduğu için cihaz öttü. Güvenlik üstümü aramak için bana yaklaştığı an herşey başladı.
1 saniye için cebimdeki silahı güvenliğin kafasına dayadım. Diğerleride aynısını yaptı.
"Merhaba, son dualarınızı edin bakalım." dedim ama İspanyolca bir şekilde
Herkes aynı anda silahları ateşlediğinde adamlar kucağımıza düştü kapının önüne tüm adamları bırakıp, hızlıca kapıyı örttük. Köksal güvenlik düğmesine bastı. Alarmlar öttü ve tüm kapı, pencereler örtüldü.
