Dolabı açtım. Kasaya şifreyi girdim. İki silah aldım içlerini mermi ile doldurup, pantolonun beline sıkıştırdım. Üzerimi daha deşiştirememiştim. Kapıyı sertçe açıp, aşağıya indidm.
"Adriana'yı odasına götürün!" kapıyı açtım. Asaf karşımda duruyordu.
"Yürü, evimize gidiyoruz. Beni düzgünce dinleyeceksin!"
"Bizim bir evimiz yok Asaf. Orası benim ve Köksal'ın evi. Sen nişanlının evine gidip, onun koynunda yat." arkamı döndüğümde kolumdan tutup, çekti.
"Lilith, bak hiç birşey göründüğü gibi değil. Zorla öptü."
Elimdeki silahla kafasına vurdum. "Beynin yok mu senin? Geri çekilmeyi düşünemiyor musun?"
"Lilith, yemin ederim çekildim. Sen gördün. Çekildim hemen. Ben sana deliler gibi aşığım. Sana asla ihanet etmem." yere baktım.
"Pars'da öyle demişti." sırıtarak, yüzüne baktım. "Delik deşik olmuş bedeniyle mezarda yatıyor şuan."
"Lilith, lütfen gel gidelim ." dedi gözlerinden yaşlar düştü.
"Ben bana yapılan ihanete unutmam Asaf. Yarın eve geldiğimde seninle alakalı bir şey görürüsem senide eşyalarınıda yakarım. Şimdi siktir git. Sabah bir sürü işim var seninle uğraşamam."
"Lilith, bak açıklıyabilirim. Lütfen."
"Korumalar! Götürün şu rezili. Köşkün etrafında gördüğüm an hepinizi gebertirim." kormalar onu dışarıya çıkardı. Bende içeriye girdim. Koltuğa oturdum. Herkes bana bakıyordu.
"Aysel, bana kahve getir."
"Burada kalacaksan yatağını hazırlatayım ben." dedi annem.
"Olur." dedim gülümseyerek. Sarah yanıma oturdu. "Köksal burada mı?" dedim kulağına.
"Köşke gitti. Gelir belki." kafamı salladım.
"Hala,oyun oynayalım mı? Lütfen, lütfen, lütfen."
"Gel, hadi oynayalım."
Adriana ile biraz oyun oynadık. Aysel kahvemi getirdi. Bir kaç yudum aldım.
"Sen otur ben geliyorun. Çıkma odandan." koşarak lavaboya gittim. Kan kusuyordum. Ay ölsemde kurtulsam keşke.
Ozan abim beni görrmüş olacak ki yanıma geldi. Saçlarımı tuttu. Bir peçete alıp, ağızımı sildim. Ozan abimden destek alarak, aşağıya indim.
"İyi misin güzelim? "
"Midem çok bulanıyor."beni koltuğa oturtturdu. Annem ne olduğunu sordu.
" Lilith, sen neden durduk yere kan kustun? "dedi ozna abim.
"Size bir şey söylemem gerekiyor."
"Zehir, vücudumda dolaşıyor." Ozan abimin ve herkesin yüzü düştü.
"Ama ölüm riskim yok."
"Kalk hastaneye gidiyoruz." dedi Ozan abim. Eren, ben ve Ozan abim hastaneye gittik.
"Ya ne yapacaklar ki?"
"Serum falan takarlar belki. Bilmiyorum." ciddende serum taktılar. Kısa bir süre sonra içeriye Derya ile Asaf geldi. Burada bir sürü insan vardı. Herkes bir yatakta yatıyordu. Asaf'ın kolunda da damar yolu vardı. Derya Asaf'ı bir yatağa yatırdı. Asaf'ın saçlarını geriye atıp, alnını öptü.
Asaf'ın elini karnına koydu. "Gidelim iyiyim ben." yatakta oturdum. Asaf ile Derya'nın cilveleşmesini izliyorduk hepimiz.
"Hamile mi lan o?" dedi Ozan abim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNLARI
ActionDeli bir kadının 18 yaşında kurduğu bir örgüt;ölüm örgütü. Kendini, soygun yapıp, adam öldürmeye adamış bir kadın. Genç kadının en büyük hayali İspanya kraliyet darphanesini soymak. Bu hayalini gerçekleştirmek için güçlenmeyi bekliyor. Ve o gün geli...