"Arda Soylun hanginiz?"dedi asker bağırarak .
"O burada değil. Ne yaptı ki?"dedim. Gine ne bok yedi bu.
"İnsan kaçırmadan aranıyor. Nerede?"Arda kimi kaçırmıştı ki?
Köksal köşkün adresini verdi. Birkaç saat sonra Köksal, Ozan abimi aradı.
"Abi, Arda kimi kaçırmış?"dedi uykulu bir ses ile çünkü saat 4 olmuştu.
"Tüm platonik olduğu kızları depoya götürmüş. Saydım tam 14 kız vardı. Hepsine nasıl aynı anda aşık oldu acaba? Neyse, Lilith gelsin Arda'ya avukat lazım olacak gibi duruyor."dedi Ozan abim. Hoparlör de konuştuğu için duyabiliyorduk.
"Konum at geliyoruz."dedi ve telefonu kapattı."Gidin üzerinizi değiştirin . Hızlı olun."odama çıktım dolabımı kurcalayıp, bir takım buldum.
Çantamı da alıp aşağıya indim. Asaf elimi tuttu. Birlikte onun arabasına bindik. Köksal da kendi arabasına bindi. Karakolun önüne geldiğimizde hızlıca arabadan indik. Ozan abimi bulduk. Arda ve Ozan abim polis ile konuşuyordu. Köksal Arda'nın omuzun tutup ,çekti ve sert bir yumruk attı. Arda abim konuşmak için ağzını açtığında Köksal bir kez daha yumruk attı. Arda abimin burnu kanamaya başladı. 2 polis gelip Köksal'ın kollarını tuttular.
"SEN HİÇBİR KIZA ZARAR VERMEYECEKTİN HANİ. ŞEREFSİZ."dedi Köksal. Arkadan bir polis daha geldi Arda abimi buradan uzaklaştırdı. Köksal'ı sandalyeye oturttular.
Çantamdan su şişesini çıkarıp ,ona uzattım."Hiçbiriniz normal değilsiniz . Hani biriniz normal olsanız tamam şikâyet etmeyeceğim ama hepiniz anormalsiniz."Köksal sırıtarak bana baktı."Sende pek normal sayılmazsın prenses."gülerek ona baktım. Hepimiz bahçedeki banka geçip,beklemeye başladık. Saat 7 olmuştu. Kafamı Köksal'ın omuzuna koyup, gözlerimi kapattım. Çok uykum vardı.
Asaf'ın ağzından
Saat 11.02 olmuştu .Lilith hâlâ uyanmadı. Umarım bayılmamıştır. Telefonum çaldı. Cebimden çıkardım. Pars arıyordu. Lilith şikâyetçi olmadığı için serbest bırakılmıştı. Telefonu açtım.
"Ne var?"dedim.
"Şimdi hemen ofise gel. Gelmezsen ne olacağını sen düşün."telefonu yüzüme kapattı. Ayağa kalktım.
"Nereye?"dedi Ozan abi.
"Patron çağırıyor da onun yanına gideceğim. Lilith size emanet."hızlıca arabaya bindim. Şerefsizin canı sıkıldı herhalde, dayak istiyor. Binanın otoparkına arabayı park edip, Pars aptalının ofisine çıktım. İçeriye girdim. Pars masasında oturuyordu.
"Vay geldin demek."dedi.
"Yok gelmedim. Gerizekâlı. Söyle ,ne oldu?"dedim. Masadaki kumandayı alıp,televizyonu açtı. Lilith ile barda öpüşürken ki görüntülerimiz vardı."Eee yani ?"dedim. Ne yapayım ağlayayım mı?
"Lilith'den uzak duracaksın. Yoks-"
"Lan yürü git. Lilith seni istemiyor. Kabul et ."masadan kalkıp yanıma geldi. Bana bakmak için kafasını kaldırması gerekiyordu. Karnıma yumruk atmaya çalıştı ama beceremedi. Yumruğunu sıkıca tuttum. Dizine tekme attığım da yere düştü. Karnına 1,2 kez tekme attım. Acı ile inledi.
Yere çöküp,çenesini tuttum."Yoksa ne yaparsın. Şimdi söylesene."güldüm.
Ağızından kan geliyordu. Kendini çok güçlü sanıyordu herhalde. Ayağa kalktım. Kumadayı alıp,görüntüleri sildim. Kapıya doğru ilerlerken kapı açıldı. Elinde silah olan bir adam içeriye girdi. Bir silah sesi duydum. Karnımda vurulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM OYUNLARI
ActionDeli bir kadının 18 yaşında kurduğu bir örgüt;ölüm örgütü. Kendini, soygun yapıp, adam öldürmeye adamış bir kadın. Genç kadının en büyük hayali İspanya kraliyet darphanesini soymak. Bu hayalini gerçekleştirmek için güçlenmeyi bekliyor. Ve o gün geli...