"Zaman herşeyi gösterendir!.. "
Kulaklarımı kapatıp başımı yastığın altına gömdüm, aaah! Bu kızın sesi kulak zarlarımı patlatıcak, elimi uzatıp telefonumun alarmını kapattım ve saate baktım 05:09 dakika geçiyor, yataktan doğrulup ellerimle yüzümü sıvazlayıp kendime gelmeye çalıştım, lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı alttan bağladım, koşu yapmak için ormana doğru yol almaya başladım...
Durup telefonumu çıkartıp saate baktım, 05:57 geçiyordu etrafıma bakındım, okuldan baya uzaklaşmıştım, bir ses duydum, çalının kırılma sesiydi, ileri taraftan geliyordu, biraz ilerledim, koruma sınırının dışındanmı geliyordu o ses? İlerdeki büyük ağacın arkasında bir şey kıpırdandı sanki, gözlerimi kısıp daha dikkatli baktım, b-bu kampta gördüğüm o mutant kurttu, ağacın arlasından çıkıp bana doğru yürüdü, bende ona doğru yürüdüm, aramızda kalkan olmasaydı sadece bir adımlık mesafe vardı, o kadar güzeldi ki, "sen çok güzelsin!" yumuşak, hırlama gibi bir ses çıkarttı, "s-sen neden sürekli karşıma çıkıyorsun?" öylece bana baktı, bir çalı sesi geldi, Kurt'un kulakları dikleşti, aniden arkasına dönüp koşmaya başladı, "umarım tekrar görüşürüz" dedim bağırarak, arkamı döndüm, ve tekrar koşmaya başladım.
Odama gidip duşa girdim, üstümü giğinip saçlarımı kuruttum, son bir kez taradıktan sonra telefonumu da alıp çıktım, kızları çağırdım ve merdivenlerin önünde beklemeye başladık, arka çebimin titremesiyle yerimden sıçradım "ne oldu?!" kızlar endişeyle ne olduğunu anlamaya çalışıyordu "titredim!" dedim gözlerimi fal taşı gibi açarak, telefonumu çıkarttım "haa bende dedim hele ne oldu!" dedi Lucy, kızlar güldü, yoksa annemmi mesaj göndermişti? Hızla telefonu açıp kilit ekranındaki bildirimlere bile bakmadan mesaj kutusuna girdim, Ahh, tarifem yenilenmiş sadece! Derin bir iç çektim, "kötü bir şeymi var?" dedi Clara elini omuzuma koyarak, ona bakıp gülümsedim, "hayır" dedim, bizim çocuklar aşağı indiler, "günaydın" herkesten sesler çıkmaya başladı, onları onaylayıp 'günaydın' dedim, bizim çocuklara baktım, Luca dışında hepsi uykusuz görünüyordu, "hayırdır? Hepinizin gözünden uyku akıyor" dedim "ya bu salak dün izin vermedi ki uyuyalım" dedi Sam, Jack in ensesine bir tane şaplak geçirerek, Jack ensesini sıvazladı, "yine ne yaptınızda bu hale düştünüz merak ediyorum!" dedi Clara, Sam aniden canlanıp koşarak kolunu Claranın omuzuna attı "seni gördüm ya, tüm uykusuzluğum geçti çiçeğim" dedi sırıtarak, Clara ciddiliğini hiç bozmadan Sam in kolunu geriye doğru savurup önümüze geçip yürümeye başladı.
"Yalanları bırak ta kahvaltıya geçelim" dedi Sam e laf sokarak, herkesten ooo sesleri çıktı, Sam e dönüp elimle kapak yaptım, "sendemi Akira!" dedi, ne kadar üzüldüğünü görünce güldüm ve kolumu omuzuna attım "yok canım, arada sırada takılırım ben böyle" dedim gülerek "bilmezmiyiz seni" dedi gülümseyerek, birlikte yemekhaneye gidip kahvaltı yapmaya başladık "hey, hey bana donloyon" dedi Jack ağzı dolu bir şekilde, kafasına bir tane geçirdim "ne dediğini anlamıyoruz mal! Önce ağzındakini bitir" dedim Jack ağzındakini bitirip bize döndü "beni dinleyin! Eğer bir gün bu okuldan gidersek, yine sık sık bir araya gelip zaman geçirelim, beni unutmazaınız değilmi!" gülümsedim ve saçlarını okşadım "senin bu mallığını unutmak için benim ölüp tekrar doğumam gerek canım!" dedim, herkes gülmeye başladı, önüme dönüp meyve suyumdan bir yudum alırken, kolumdaki darbeyle aniden sarsıldım, meyvasuyu boğazıma kaçmıştı, ve öksürmeye başladım.
Herkes paşıma toplanmıştı, Jack koluma öyle bir vurmuştu ki, Luca su uzattı, suyu alıp içtim, yani... Artık ne kadar içebildiysem. Zorda olsa öksürüğümü durdurmuştum, herkes önümden çekilmişti, Jack e baktım, Hiro nun arkasına saklandı "s-sen i-iyimisin Akiracığım" dedi tırsak bir sesle "gerizekalı! Bu sefer kimse seni elimden alamıyacak" dedim dişlerimi arasından, Jack elini masaya atıp tabağındaki pankek leri aldı bir tanesini hızla ağzıma tıkıştırıp kaçmaya başladı "dor Jack sano oldorocom! Hilo pankok al sonofo gol!" artık nasıl konuştuysam bağırarak koşmaya başladım "ne dedi o?" Hiro nun sesini duydum "sınıfa pankek getirmeni söyledi!" dedi Clara, beni anlayan birinin olması çok güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİRA (Karanlığın Savaşı)
FantasyBen farklıyım, sen farklısın, biz farklıyız belkide bu yüzden dünya bizi kabullenmiyor...