Bazen Kalbindekini bastırıp beynine
Yoğunlaşırsın, ama öyle anlar gelir ki Beynin bile
Kalbinin sesini bastıramaz!Gözlerimi ağır, ağır açtım, pencereye baktım, karanlık yavaş yavaş çöküyor gibiydi, komidinin üzerindeki telefonuma uzandım ve saate baktım "NE!? Saat sabah 05:08 mi, nasıl olurda bu kadar çok uyudum ben?" ah, herneyse kendimi toparlamam gerekiyor, ayağa kalktım, kendimi iyi hissediyordum, eşofmanımı aşağıya indirdim ve bacağıma baktım, gayet iyi görünüyordu, iyileşiyordum, eşofmanımı yukarı çekip lavaboya gittim, elimi yüzümüde yıkadıktan sonra saçlarımı topuz yapıp kulaklığımı taktım, telefonumdan 'Glimpse of us' şarkısını açtıktan sonra dışarı çıktım, arka bahçeye gidip koşu yapmaya başladım, ormanda koşmayı daha çok seviyordum ama daha iyileşmediğim için tehlikeli olabilirdi, o yüzden açık alanda koşmaya başladım.
Huhh! Çok koştum, terden sırılsıklam oldum resmen, "bu kadar yeter Akira, Luca nın dediğini unutma 'henüz iyileşmiş değilsin' " kendi kendime onu taklit edip güldüm, her ne kadar sert olursa olsun... Onunda yumuşak bir yanı vardı, bacağıma baktım ve hareket ettirdim "iyisin, iyisin!" gülümseyip önüme döndüm, ve yürümeye başladım, gözüm camlara kaydı, dur orada birimi vardı? Daha dikkatli baktım, bu 4. Kattı ve Luca nın odasıydı, camdakide Luca ydı, o gülümsüyormuydu?
Dur ben saçmalarken o beni gördümü? Aaağ! Evet Akira gönül rahatlığıyla yerin dibine girebilirsin! Başımı eğip hızla içeri doğru yürümeye başladım, odama gidip direkt banyoya girdim, güzel bir duş aldım, belimdeki bandı artık açabilirim diye düşünüyorum, duştan çıktım, üzerime siyah bir sweatshirt geçirdim altınada bol Jean giğdikten sonra saçlarımı kurutmaya başladım...
Saçlarımı kurutup son bir kez taradım, telefonumu alıp ekranı açtım, saat 06:58 geçiyordu, çıksam iyi olur, odadan çıkıp Clara nın kapısına gidip kapıyı çaldım, Clara kapıyı açtı, "ah, Akira, kapıyı çalmanı bile özlemişim" dedi, gülümsedi, "bekle telefonumu alıp geliyorum" dedi ve içeri girdi, tam o sırada Lucy ve Sulli aynı anda odalarından çıkıp yanıma geldiler, "günaydın canım" dedi Sulli, "günaydın gülüm" "günaydın bücür" dedi Lucy bana bakarak, güldüm, bücürmü? Hal bu ki ondan kısa bile değildim sadece 2 santim belki ve tamam yaşça benden büyük olduğu için bir şey demeyeceğim "günaydın savaşçı" dedim, "geldim" dedi Clara "güya telefonunu almaya gitmişti! İki saat oldu" dedim kızlar güldüler "Akira sen tam iyileşmiş sayılmazsım, geleceğine eminmisin?" dedi Clara ciddiyetle, yürümeye başladık Lucy kolunu omuzuma attı "tabiyki gelecek çünkü o gelmiş geçmiş en güçlü kadın!" dedi gülerek, güldüm.
"Aha bizim kızlarda burada! Hey bu gün Akira aramıza geri dönüyor!" dedi Jack "bu demek oluyor ki... Luca da geri dönüyor" dedi Viggo neşeyle, gözüm Luca ya kaydı, elleri cebinde soğuk, soğuk bana bakıyordu, "gelecekmisiniz ben AÇIM" dedi Sulli, dondurucu bir ses tonuyla "geliyoruz güzelim kızma!" dedi Carlos kolunu Sullinin omuzuna atarak "e bekletmeyin beni o zaman!" dedi Sulli çocuk sesi çıkartarak, çok güzellerdi, bu durum beni güldürmüştü, Clara ya baktım, başını eğmişti, hafifçe koluna vurdum, bana baktı, ne oldu dercesine bir işaret yaptım, omuzunu silkerek, gülümsedi, "Sam hala aynımı?" dedim sessizce "Evet" Sam e baktım, Clara ya bakıyordu, benim baktığımı fark edince bana baktı, ona öyle bir bakış attım ki anlatamam.
Yemekhaneye çoktan gitmiş ve kahvaltımızı yapmaya başlamıştık bile, kahvaltımızı yaptıktan sonra sınıfa gittik, bizim çocuklar toplanmıştı, "çocuklar herkez otursun!" bay Delroy un sesini duyar duymaz herkes oturdu, şu Catnıs ters bir bakış atıp yerine oturdu, sınıfa geldiğim zaman herkes keçmiş olsunlarını iletmişti bana, Catnıs dışında "Akira! Kızım sonunda iyileşebildin ha! Aramıza tekrardan hoşgeldin!" dedi, gülümsedim "hoş buldum!" dedim, "o zaman hadi derse başlayalım" dedi bay Delroy, gözlerimizi kapattık, sahildeydim, denizin sesi o kadar güzeldi ki anlatamam, hafif dalgalar kıyıya vurup geri çekiliyordu, güneş batmak üzereydi, gök yüzü mavi gölgesini yavaş yavaş karanlığın kırmızısına adıyordu adeta, ayaklarıma baktım, çıplaklardı, ve üzerimde şort vardı, yavaşça denize doğru ilerledim, ayaklarıma denizin serin suları çarptığında nedense kalbim ısınmıştı, eğilip suyun üzerini kapladığı deniz kabuğunu avucuma aldım, o kadar güzeldi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİRA (Karanlığın Savaşı)
FantasíaBen farklıyım, sen farklısın, biz farklıyız belkide bu yüzden dünya bizi kabullenmiyor...