(9) Orman

35 7 0
                                    

    Gök yüzündeki yıldızlardan uzak küçük ve umutsuz bir
                                         Yıldızım Ben

"Bazen çok sıkıcı olabiliyorsun?" Dedi gıcık bir ses tonuyla,
"Eh, huyumuz kurusun bizimde öyle huylarımız var tabi" dedim gülümsemeye çalışarak.
Güldü "komiksin"
Ne demezsin
"Öyleyim"
                                
                                              ▪︎▪︎▪︎

Nasıl konuştuk bilmiyorum ama bir şekilde sohbet etmeyi başarmıştık, sohbet ederken okula yaklaşmış olmalıyız ki okulun pencereleri görünüyordu, koşarken ter içinde kalmıştım, Marco da beni konuştururken dilim damağım kurumuştu, gözüm okulun pencerelerine kaydı, dur karşıdaki pencerede birimi var banamı öyle geliyor, 4. Kattı, bu Luca, durgun ama kızgın gözlerle bana bakıyordu, kaşları çatıktı, ne diye öyle bakıyorsun be çocuk? "Neden durdun?" Dedi Marco, benim baktığım yere bakınca "tsh, o hep öyle hadi gel" nedense bu zoruma gitmişti, ama neden zoruma gittiğini bende bilmiyorum.

"Nasıl yani?" Dedim donuk ve sert bir tonla, "yani, insanlarla fazla takılmaz, hep soğuk ve kızgındır, herkezden önce uyanır herkes den sonra uyur tuhaf bir yapısı var!"  "Onun hakkında bunların hepsini nasıl biliyorsun?"  "1 buçuk aydır buradayım bu normal değilmi?"

"Dur 1 buçuk aymı?"   "Evet, yani burada 3 yıl kalanlar var ve hala burada olanlar var, yani bu kişinin ne zaman buraya gelmesine bağlı, sadece bu sene yeni gelen bir sınıf var oda B sınıfı, yani bizim sınıfımız, yeni gelen herkesi o sınıfa eklediler, 1 kişi hariç" dedi Luca ya bakarak "yani- Luca 1 yıldan fazlamı burada"  "evet, 2 yıl tam 2 yıldır burada"  "peki neden bizim sınıfımızda, daha üst seviyeli bir sınıfta olması gerekmiyormu?"  "Evet ama bizim sınıfımızda"  "peki neden?"  "Bende bilmiyorum" dedi bana bakıp gülümseyerek. Nedense tüylerim ürperdi.

Neden bu kadar gizemlisin Luca? sen kimsin? Nasıl bir hayatın var? Nereden geldin? Geçmişinde ne yaşadın?... seni çözeceğim Luca... inan bana senin o karma karışık yapbozlarının parçalarını bulup seni tamamlayacağım. Sana sözüm olsun.

"Hadi gel!" Dedi , hala Luca ya bakıyordum, Marco nun elini kolumda hissedince, ister istemez kendimi geri çektim, "iyimisin?"  "Ş-şey, b-ben, yok birşey hadi gidelim" son kez Luca ya bakmak istedim, ben baktığımda gözlerini kısmış bana bakıyordu, sonrada arkasına dönüp camdan uzaklaştı.

                                               ▪︎▪︎▪︎ 

Marco beni odama kadar getirip gitmişti. İçimde kötü bir his var. Telefonumu alıp saate baktım, 07.16 geçiyordu. Yuh ne kadar çok koşmuşum. Neyse, güzel bir duş alıp kızların yanına gideyim bari.

                                              ▪︎▪︎▪︎      

Üzerime, siyah dar pantolon ve kısa atletimi giyip saçlarım kuruduktan sonra tişörtümü giyecektim. Havluyla saçlarımı kurutuyordum ki, kapı çaldı büyük ihtimalle Clara dır. Saçlarımı havluyla kaşıya kaşıya kapıya doğru yürüdüm. Tam kapıyı açtım ki, arka taraftan bir ses duyduğuma eminim "Clara geç içeri" dedim arkama bakarak. "Seni çağırmamı istediler!" Bu bir erkek sesiydi, bu onun sesiydi. "Aaa!" Dedim yerimden sıçrayarak, elimdeki havlu düşmüştü, ve ben müsait değildim, lanet olsun. Yere düşen havluyu alıp üzerimi kapattım. Tamam normaldede crop giyiyordum, ama bu atletti yani ne bileyim insan tuhaf hissediyor, göğsüm çok açıktı!

"S-sen burada ne arıyorsun?" Dedim utanarak ve endişeyle, tam bir rezillik. "Ş-şey, seni çağırmamı istediler dedim ya" oda utanma sebebimi anliyacakki afallamıştı. Tam konuşacakken aynı ses yine geldi. Ikimizde sesin geldiği yöne yani odaya baktık. Kafamı biraz daha geriye götürdüğüm zaman pencerenin açık olduğunu ve perdenin sallandığını gördüm. "L-Luca! Burada birisi var!" Dedim sessizce, Luca hemen içeri girip beni arkasına aldı. Pencerenin yanına gittik. Aşağı ya baktık ama kimse yoktu.

"Benim duyduğum sesi sende duydun değilmi?"  "Evet" dedi. "Pencere açıkmıydı" dedi "hayır" dedim elimi saçlarıma götürmek istedim ama, dur ne? Elimimi tutmuştu? Luca bana doğru dönünce ellerimize baktı, aynı anda telaşla ellerimizi çektik. "Ş-şey Ben gidiyorum, sen gelirsin" dedi ensesini kaşıyarak. "T-tamam" dedim, hızla dışarı çıktı. Neden bu kadar çok kızarmıştım, sen iyimisin Akira kendine gelll!

                                               ▪︎︎▪︎▪︎

Yarım kollu siyah dar bir üst giyip, bol siyah kapişonlumu üstüne giymiştim, bugün çok kapalı giyinmiştim, hala hatırlayınca yüzüm kızarıyordu, saçlarım hala ıslaktı, o yüzden kapişonumu başıma geçirmiştim. Ve hızla aşağı indim.

Çocuklar çoktan yemekhaneye gitmişlerdi galiba, bende hemen gidip bir tepsi aldım, tepsiyi doldurduktan sonra bizimkilerin oturduğu yere baktım, hepsi yerini kapmıştı sadece Luca nın karşısındaki koltuk boştu. Köşedeki tekli masaya doğru yürüyünce Clara nın sesini duydum hemen sonra Lucy nin, "Akira!"  "Yanımıza gelsene!" Diye bağırdılar. Onlara baktığımda hepsi bana bakıyordu, Luca bile, Ahh! Başka bir seçeneğim yoktu, masaya gidip teredütle oturdum. Luca da bana bakmıyordu, galiba utandığımın oda farkında.

"Akira neden o masaya doğru yürüyordun ki?" Dedi Sulli. Başımı kaldırıp Sulli ye baktım "Ş-şey, bilmiyorum, anlık bir hata" dedim olabildiğince tatlı gülümsemeye çalışarak "hata gibi durmuyordu" dedi Luca sessizce konuşarak, ona baktım, oda bana bakınca istemeden gözümü kaçırıp kapişonumu aşağı gözümün önüne çektim.

Kahvaltımı bitirene kadar hiç başımı kaldırmamıştım. Kahvaltı yaptıktan sonra, sınıfa gitmiştik hoca içeri girdi. Ve hocanın ismini öğrenmiştim, Delroy Stelvant. Tuhaf bir ismi vardı. Söylediklerine göre adam almanmış, ama ingiliz aksanı çok iyi. Bir şeylere dokunarak, istediği şeyi yaptırabiliyormuş. Dur bir dakika, benim gözlerimi açamama sebebim onun elini omzuma koymasımı, lanet olsun her seferinde aynı şeyi yapıp duruyor, ve beni nefessiz bırakıyor, dur dün benim duyduğum ses kime aitti?

Elimi kaldırdım, "evet Akira?"  "Şey Clara ya özel bir şey söyliyebilirmiyim?" hoca gülümsedi "nezaketin için teşekkür ederim, hadi git" dedi ona gülümseyip, Clara nın yanına gittim, Clara kaydı yanına oturdum.

"Şey birşey soracaktım aslında" dedim sessizce, "bekliyorum?" Dedi Clara "şey dün ben yine aynı şeyi yaşarken yani yogada bir şeyler görürken, hocaya kızan kimdi?"  Düşündü "ha! Tamam dün sen nefes alamıyorum dediğin zaman, ve nefes nefese kaldığın zaman Luca geldi ve hocaya 'görmüyormusunuz nefes alamıyor' diyip hocanın senin omuzunda olan elini çekip itti, o sırada sen hocaya ve Luca ya baktın görmedinmi? Ikiside başındaydı yani oradan farketmiş olmalıydın!" Luca mı? Neden hiçkimse değilde o? "Akira!?" Dedi beni sarsarak. "Hı- bilmiyorum farketmedim" "kanka birşey söylicem ama kızma!" Dedi. "Tabi söyle niye kızayım?" Dedim gülümseyerek.

"Şey çocuk senden hoşlanıyor galiba!" Duyduğumla şoke oldum "saçmalamaaa!" Dedim ayağa kalkarak, rengim bezim atmıştı. Herkes bana baktı, "şey Akira 1 dakika geçti, hala senin için derse başlamadık" dedi hoca. "Ah şey tamam" dedim yerime geçene kadar Clara ya sert sert bakıyordum. Clara kıp kırmızı olmuştu. Önüme döndüm Luca ya baktım. Oda bana bakıyordu, yani tepkisizdi. Nedense ter bastı! Akiraaa! Seni döverim kendine gel! Kendi kendime konuşurken, çocuk kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Rezilsin! Akira! Rezil! Kapişonumu gözlerime çekip başımı eğdim.

"Evet Akira da yerine geçtiğine göre başlayabiliriz" dedi hoca. Başımı kaldırdım. "Bu gün herkez olmak istediği yerde kendini Hayal etsin" gözlerimizi kapattık. Evim. Evimde olmak istiyorum. Arabadaydım "huzurlusunuz! Mutlusunuz, bu gün herşeyi size bırakıyorum, sizi mutlu eden şeyi hayal edin!" Dediğini yaptım, Arabadaydım! Huzurluydum! Mutluydum! Iyidi, herşey güzel gidiyordu. "Borcum ne kadar!?" Dedim "ben hallettim!" Dedi şoför bana doğru dönerek, bu şoför değildi bu Luca ydı. Arabadan indik. Evim tamda bu parkın ardındaydı. Ama neden burada durmuştuk ki?

AKİRA (Karanlığın Savaşı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin