(45) BİTİŞ

5 1 0
                                    

Yaşamak ve yaşamak... Farksız görünebilir ama büyük bir fark var, bazıları hayatı yaşarken, bizim gibi bireyler sadece yaşarlar... Klişe değilmi, evet oldukça klişe, ben değilde hayat beni yaşıyormuş gibi hissediyorum.

Luca yı böyle karşılamayı beklemiyordum, hayır kesinlikle Luca nın başı kanarken karşımda durmasını beklemiyordum. Her yer dağılmıştı, İzumiye baktım, onunda hali hal değildi, çok yıpranmıştı, kan kusmuş olmalı çünkü durduğu yer kanlar içindeydi, üstü başı, çenesi kanlar içindeydi. İzumiyi sona bırakmıştım, onun her yerini kıracaktım, belliki İzumi uyanmış ve Luca yla karşılaşmışlar, Eric in saçlarını bırakmadan merdivenlerden inmeye başladım, ben yavaşça inerken Eric benimle birlikte sürükleniyor ve can çekişiyordu. Gözümü Luca nın başından akan kandan ayıramıyordum, çok kanıyordu ve canım yanıyordu, oysa onun burnu bile kanamamalıydı! Bu kadar acı çekmişken onun canı hiç acımamalıydı, onu buraya yaralanması için çağırmadım, onun canını yakanlar ayaklarına kapansın diye çağırdım, bu olmamalıydı!

Onun canı acımamalıydı, bu sıvı onun yüzüne yakışmıyordu. "Nasıl oldu?" dedim yanına giderek, bir bana birde saçını tutarak yerden sürüklediğim Erice baktı, "Sürtük hepsi senin suçundu öyle deği-" İzumi konuşarak bize yaklaşıyordu ama o daha sözünü bitirmeden elimi kaldırdığım gibi duvara kızla çarptı ve kan kustu, "iki kişi konuşurken 3. Nün araya girmesinden nefret ederim" dedim onun zamanında söylediği gibi ve Luca ya döndüm "nasıl oldu?" dedim tekrardan, "vazoyu fırlattı piç herif" İzumiye döndüm, toparlanmaya çalışıyordu, Holün sonundaki koca vazoyu telekinezi gücüyle kaldırıp İzuminin kafasında parçaladım, bayılmıştı. "Rahatsız edemez artık, ah az daha unutuyordum" dedim Eric in kafasını kaldırıp Luca ya çevirdim, gözünü bile açamıyordu, dövdükten sonra enerjisini alırsan böyle olur, adam konuşamıyor oysa özür dilicekti! "Aç lan gözünü, adi herif" dedim kafasını hızla sağa sola sallayarak "gözünü açmazsan kemiklerini seni öldürmeden kırarım" mırıldandı, zorlukla gözlerini açtı "heh aferin, şimdi bak bakalım bu yakışıklı simaya" dedim Luca ya bakmasını sağlayarak, Luca söylediğimin üzerine hafif gülümsemişti, "hatırladınmı? Anımsatıyormu sana birilerini?" ses gelmedi, saçını biraz daha çektim "cevap ver!" "W-william Aliyev" dedi, oda kimdi? Luca ya baktım "babam!" dedi sessizce, "Luca Aliyev, acımasızca katlettiğin William Aliyev'in oğlu, şimdi intikamını alacak ve sen ölmeden önce ayaklarına kapanıp özür diliceksin!" Eric öksürerek gülmeye başladı, bu haldeyken bile! Kolunu tutup ters büktüm ve kırdım, acıyla haykırırken Luca nın ayaklarının önüne attım onu, "şimdi köpek gibi özür dile, af dile, acındır kendini, çaresizliğini hissettir, acı çektiğini hissettir" soluk soluğa kalmıştı, derin derin nefesler almaya başladı, "L-Luca" dedi ve sustu.

Bacağına bastım, öyle bir kuvvet uyguladım ki, kemiklerinin çatlama sesi geldi, "ÖZÜR DİLERİM!.." dedi acı içinde sonra güldü "özür dilerim ama... Ailen gibi Akira da ölecek" bu haldeyken bile nasıl böyle saçmalayabiliyordu? Luca öyle bir tekme attıki çenesine, diğer tarafa savruldu, "Adi herif, SEN KİMSİN!" diye öyle bir haykırdı ki, ben bile korktum, onun baş ucunda durdu, "sen bırak Akira yı öldürmeyi onun kılına bile zarar veremezsin puşt! Ben varım ben! Annesinin kolları altında saklanan Luca yok artık, büyüdüm lan ben! SEN KİM KÖPEKSİN!" Ayağını kaldırıp yüzünü ezmeye başladı, tekrar, tekrar ve tekrar, "AKİRAYI" tekrar ayağını kaldırıp Eric in yüzüne vurdu "ÖLDÜRECEKMİŞ" tekrar vurdu "ORUSPU ÇOCUĞU" tekrar vurdu "KİMSİN!" tekrar vurdu, Delirmiş gibiydi. Geri çekildi "acı çeksin istiyorum" dedi, elimi öne doğru uzattım, Eric in iç organları basınç yüzünden birbirine dolanmıştı, ve yerde kıvranıyordu. Luca zevk alıyordu, en sonunda iç organları patlamıştı. Kolumda bir sıcaklık hissettim, irkilmiştim, Luca şefkatle koluma dokunmuştu, ona döndüm öyle bir bakıyordu ki. Ağzını açtı bir şey söyleyecekti tabi şu pis herif araya girmeseydi "Hi guys! Beni unuttunuz galiba" ona döndük, kendine gelmiş gibi duruyordu, "sana ne demiştim!" dedim sabırla. "Gururum inciniyor ama güzelim" dedi sahte bir yüz ifadesiyle, Luca nın çenesi kasıldı, "ölmeye çok bi heveslisin sanki" "sana ölüyorum zaten bebeğim, ölmeye ne hâcet" Luca nın derin bir nefes aldığını duydum, "Ay çen kıskandınmı çen" "ama sende en ufak şeye kıskanıyorsun, acaba sen yokken Akira ya nasıl zorla dokunduğumu görsen ne yapardın, hani bir kerede değil defalarca dokundu-" "KES SESİNİ!" yerimden sıçradım, benim bağırmam gerekirken Luca malikaneyi inletmişti. Luca ya döndüğümde yerinde yoktu, İzumiye baktım Luca İzuminin boynundan tutmuş onu havaya kaldırmıştı, İzumi kızarmaya başladı, ama hala gülüyordu.

AKİRA (Karanlığın Savaşı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin