Kapının şiddetle çalmasıyla aniden gözlerimi açtım, kulaklığımı kulağımdan çıkartıp boynuma taktım. Ah uyuya kalmışım, ayağa kalkıp kapıya doğru gittim, kapıyı açtığımda karşımda Sulli yi ve Clara yı gördüm,"Akira sabahtan beri kapıyı çalıyoruz" "şey üzgünüm uyuya kalmışım" dedim, Clara gülümsedi "sorun değil" dedi kolumu sıvazlayarak, "kızlar ben acıktım gelecekmisiniz?" Dedi Sulli, güldük.
Aşağı doğru ilerlemeye başladık, merdivenlerden inip en alt kata geldik yani zemin kata, Clara ani bir dönüş yaptı ve kocaman iki kanatlı bir kapıya doğru gitti, içeri girdiğimizde gördüğüm bir yemekhane ydi, herkes masalara oturmuş yemek yiyordu, Clara önden gidip tabak aldı bana da verdi, kendi tabağına koyduğu yemeklerden bana da servis etti. Hiçkimse nin olmadığı tarafa gidip oturduk. Yemek yemeye başladık.
"Asosyal birine benziyorsun" dedi Clara "b-ben mi?" "Evet karşındaki kişiyle nasıl konuşacağını bilemiyorsun, bir insanın sana karşı vereceği tepkileri sen nasıl karşılayacağını bilmiyorsun" "a-a evet, aslında öyle" "biliyormusun bende öyleydim" "s-sen ciddimisin?" "Evet bende öyleydim, benide herkes dışlıyordu, ama sonra kimseye ihtiyacımın olmadığını fark ettim şimdi ise böyleyim" "Ah evet bu epey kolay gibi" dedim sessizce başımı önüme eğerek.
Sessizce yemeğimi yedim, moralim her zamanki gibi yine bozuktu, "şey siz gücünüzü kontrol edebiliyormusunuz?" "Ah daha değil" dedi Sulli "tam olarak değil" dedi Clara.
Başaramiyacağım gibi geliyor, sanki, sanki yapamicam, tabağımızı bıraktıktan sonra yukarı çıktık, Clara ve Sulli gitmeden önce bana sarılmışlardı, direk odama gidip kendimi yatağa attım...
. . .Gözlerimi açtığımda evimde olmadığımı gördüm, Ah doğru ya bu lanet yere gelmiştim, telefonumun ekranını açıp saate baktım saat 07:02 dakika geçiyordu, hemen yataktan kalkıp lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım, üzerim bol Jean tarzı kot pantolon, üzerinede büyük beden tişört geçirdikten sonra, aynaya geçip saçlarımı taradım sonrada odadan çıktım Clara nın odasının önünde durdum, kapıyı teredütle çaldım, Clara kapıyı açtı "Ah Akira günaydın, bende seni uyandırmaya gelecektim" "erken uyanmaya alışığım" dedim, "gel, içeri gir beraber kahvaltıya inelim" dedi, "hımm" dedim tamam der gibi.
İçeri girdim, zevki güzelmiş, yatak başlığında led ışıklar vardı, masasının üstünde güller vardı, çalışma masasının üstündede peluş ışıklar vardı, tavanda bir sürü yıldız vardı, yıldızları seviyor olmalıydı, bende çok severim "renkli ışıkları seviyorsun?" "Ah evet beni rahatlatıyorlar, sen?" Diye sordu Clara "ben karanlıkta ve sessizlik te huzur buluyorum, kalabalık yerlerden pek hoşlanmam beni boğuyorlar" "anlıyorum" dedi, saçlarınıda taradıktan sonra bana döndü "tamam hadi aşağıya inelim" dedi elimden tutup beni çekiştirdi.
Merdivenlerden inip yemekhaneye gittik, kendimize kahvaltı tabağı hazırlayıp dün oturduğumuz yere gidip oturduk, sonra Sulli de geldi, ve birlikte kahvaltı yaptık, tabaklarımızı bırakıp 2. Kata çıktık, sınıfa gittiğimizde hiçkimse yoktu, buna sevinmiştim, "Ah kimse yok" dedi Sulli.
Yavaş yavaş sınıf dolmaya başladı, kimse yeni gelene bakmıyordu bile, herkes kendi derdine düşmüştü sanki. İçeri şu dün çarptığım kapişonlu çocuk girdi, kapişonunu yine takmıştı, benim sıramın yanında, pencere tarafındaki sıraya oturdu yaylanıp pencereye baktı.
Herkes içeri girdikten sonra hocada geldi."Merhaba çocuklar, sınıfa yeni biri geldi onunla tanıştınızmı?" Hiç kimse ses çıkartmadı, "Ah görünüşe göre daha tanışmamışsınız, Akira kendini tanıtmak istermisin?" Ah bu sorudan nefret ediyorum, soğuk kanlı davran, sakin ol, kendin gibi davran, aklından ne geçiyorsa onu söyle çekinme, "gerek duymuyorum" dedim sakince herkes dönüp bana baktı, kapişonlu çocuk bile bakmıştı, "Ah anlıyorum, tamam ben tanıtayım o zaman, arkadaşımızın adı Akira Kore den geldi, bu kadar yeterli sanırım, başka sorunuz varsa arkadaşınıza sorabilirsiniz" dedi hoca herkes önüne döndü, önde ki iki çocuk hala bana bakıyordu, ben tek kaşımı havaya kaldırınca hemen önlerine döndüler.
"Evet çocuklar buraya odaklanın, yoga yapacağız, tamam mı! Herzaman yaptığımız gibi gözlerimizi kapatıyoruz" etrafıma baktım herkes gözlerini kapatmıştı, bende yapsam iyi olacak "Akira, yogayı rahatlamak ve güçlenmek için yaparız, benim dediklerime halfi halfine odaklan ve yap tamam mı!" "Hımm" dedim başımı öne sallayarak, "gözlerinizi kapatın, derin nefes alın, şimdi bir orman düşünün, kuşların sesi ağaçların dans edişini, ve gölün sihirli sesini dinleyin ve odaklanın" hocanın dediği herşeyi yaptım, bir ormandaydım, kuşların sesi geliyordu, huzurla yürüyordum, sonra durdum, koşuyordum, birşeyler peşimdeydi, nefes nefese kalmıştım "Akira ne görüyorsun?" Bir el omzuma dokundu ama gözlerimi açamıyorum, herşey çok silikti.
"Akira!" "B-bilmiyorum, H-H-Herşey çok, silik, ormanda koşuyorum, karanlık dumanlar var, duramıyorum, b-ben, nefes darlığım, n-nefes alamıyorum!" elimi boğazıma götürdüm hocanın elini omzumdan çekmesiyle gözlerimi açtım, etrafıma baktım herkes bana bakıyordu, ter içinde kalmıştım, hoca yanıma eğildi "iyimisin?" "B-ben nefes alamıyorum" dedim, "Akira!" Dedi Clara "Clara onu lavaboya götür" Clara kalkıp kolumdan tuttu, beni lavaboya doğru götürüyordu, "sakin ol, herşey yolunda, etrafımda kimse yok yalnızım tek başıma, yalnızım tek başıma" kendimi sakinleştirmeye çalışırken Clara endişeyle bana bakıyordu.
Lavaboya gelmiştik, Clara musluğu açtı elimi yüzümü yıkadım, sonunda sakinleşmiştim, "neyin var Akira?" "Bilmiyorum, gözlerimi kapattım çok güzel bir ormanda yürüyordum sonra durdum aniden koştum, karanlık şeyler beni takip ediyordu, sonra, sonra bilmiyorum, herşey üst üste geliyor" Clara bana sarıldı "bak seni ilk gördüğüm an seni çok sevdim, sana bayıldım, ben ne olursa olsun senin yanındayım tamam mı, ve bana güvenebilirsin Akira, seni çok seviyorum kardeşim" dedi istemeden gözlerim dolmuştu, bende ona sıkıca sarıldım, "Bende seni ç-çok, s-sev-sevdim" Clara gülmeye başladı.
"Bu kelimeyi bilmemene şaşmamalı" dedi güldük, zil çaldı, sınıfa, gittik, bir kaç kişi şaşırtıcı şekilde yanıma geldiler, Clara da yanımdaydı, "Akira ydı dimi?" Dedi, küt saçlı, dolgun dudaklı, hafif su mavisi gözleriyle bakan güzel bir kız. "E-evet" "Sen iyimisin?" Dedi tekrardan sesi çok etkileyiciydi, "şimdilik evet" dedim donuk bir sesle, sonra yanda duran, bana tuhaf tuhaf bakan iki çocuk söze girdi "he-he-hey dostum, az önce hoca sana kendini tanıtmanı söylediğinde verdiğin cevap çok iyiydi ya" dedi, sarışın, gözleri hafif griye kaçan, dolgun dudaklı bir çocuk, "evet ya, hem yoga da sana bir haller oldu ne oldu sana?" Dedi onun yanındaki, çekik gözlü siyah saçlı, beyaz tenli bir çocuk, güldüm "şimdi iyiyim" dedim gülerek.
"A, bu arada benim adım Lucy" dedi küt saçlı kız elini uzatarak, bende elini sıktım "memnun oldum Lucy" dedim sakince, "ben Jack" dedi sarışın çocuk "Bende Hiro" dedi onun yanındaki "tanıştığımıza memnun oldum" dedim ikisine de bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKİRA (Karanlığın Savaşı)
FantasíaBen farklıyım, sen farklısın, biz farklıyız belkide bu yüzden dünya bizi kabullenmiyor...