Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim...
Rıhtıma vuran denizin dalgaları en sert şekliyle Osman'ın göğsüne çarpar gibi tesirini bırakarak geri çekiliyordu. Hiç şakası yok gibiydi. Çıkardığı uğultulu sesiyle, tehlikeli olduğunu açık bir şekilde ima ediyordu. Tıpkı Osman'ın da son günlerde riskli sularda yüzmeyi tercih ettiği gibi. Rıhtımda yankılanan ayak seslerinin kendisini tehlikeli bir durumun içerisinde hissettirmesinin ironikliğine dudaklarını kıvırarak gülümsedi.
"Beni ayağına kadar çağırmana sebep olan konu, umalım önemli olsun." diye sert konuşan Kenan'a elleri ceplerinde gayet sakin görünerek döndü.
"Yoksa saatlerimi boş yere harcamama sebep olduğun için şu dalgalı denizi sana mezar edebilirim." diye tehditkar bir dille konuşan Kenan'a bu sefer de kaşlarını çattı.
"Bu aralar katil olma yolunda özenti olmak yeni modan mı yoksa bu sadece şahsıma münhasır duygu kıpırtıların mı? Dostum benim için düşündüğün iyi niyetler kalbimi yaralıyor bilmeni isterim." dedi Osman lakayt bir tavırla.
"Edebiyatını dinlemek için günümde değilim. Ayağına çağırmana sebep olan derdin neymiş? Anlat bakalım."
"Seninle buluşmayı istemek ne vakit ayak işine dönüştü. Saçmalamayı bırak."
Kısık gözlerle Kenan'ı süzen Osman devam etti konuşmasına; "Sana neler oluyor? Benimle didişmek için çok gönüllüsün son günler de." dedi sıkıntıyla iç çekerek.
"Şöyle desek daha yerinde bir tabir olur. Asıl sana neler oluyor. Halbuki seni adam bilip, çevremizde dolaşmana izin verdik. Bu sayede sevilip sayıldın. Yoksa kendi çöplüğünde öten kraldan öteye gidemezdin. Anladın mı beni?" diye racon kesen Kenan, burnundan soluyarak öfkeyle Osman'a bakıp makul bir şekilde cevap vermesini istiyordu.
Kenan'ın tavırlarını saygısız ve hadsiz bulan Osman, öfkesini içinde tutmaya çalışarak Kenan'a alaylı bir dudak kıvırmasıyla kaşlarını kaldırarak cevap verdi "Sakin ol aslanım. Bana cephe almana sebep olan karın ağrını söyle de sızlanmanı keselim. Bilirsin severim seni- "
"Kes sesini!" diye Osman'ın sözünü kesen Kenan, üzerine doğru yürüdü. Parmağını gözüne sokarcasına sallayıp bağırarak konuştu.
"Ulan salak mı var karşında. Aklı sıra ağzımı arayıp, neler bildiğimi öğrenmek mi istiyorsun? Şunu belleğine iyice kazı. Bir daha seni Melisa ile buluşurken görürsem mahvederim." dedi Kenan kelimelerin üzerine basarak.
Osman üzerine doğrultulan parmağa sonra sahibine alaycı duruşunu bozmadan bakarak konuştu. "Tüh derdin buymuş demek. Merak ettim ne zamandır Melisa'yı düşünür oldun?"
Daha da fazla öfkelenen Kenan, Osman'ın yakalarına yapışarak; "Seni öldürürüm ulan! Yakışır mı sana masum bir kızın namusuna göz dikmek ha? Çayır bayır buluşup oynaşmak. Erkeklik midir bu yaptıkların? Söylesene hıyar!" diyerek Osman'ı silkeleyip bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ander İkbalim
RomanceKolunu ufuk çizgisine doğru kaldırdı. Elini açtı, nazlı kar tanesinin avucunda erimesine izin verdi. Burnu üşümekten kızarmış, gözleri de yaşarmıştı. Onu bir daha görememekten korkuyor, yarım kalan portresini bitiremediği için üzülüyordu. Poz vermek...