4. BÖLÜM

1.2K 178 38
                                    

Denemeden Bilemezdim

NİL

Denedim. Her gece ertesi gün onunla konuşmaya karar vererek uykuya daldım ama her sabah vazgeçerek güne başladım. Günler geçip gitti. Yılbaşını ardımızda bıraktık ve Mete'yle bir daha dışarıda buluşmadık. Yılbaşında Circus'a gitmedim. Zaten Elif de gitmediği için bu bir sorun olmaktan çıktı. Mete'yle beraber bir şirketin davetine katıldık. İş icabı olduğu için yanında benim olmamı kimse umursamadı. Birbirimize doğru düzgün dokunmadık, profesyonel görüntümüzden asla taviz vermedik.

Kendime sürekli zamanın geldiğini hatırlattım. Haksızlık ediyordum. Yine de yapamadım. Mete'den ayrılamadım. Kendime bu süreçte Dağhan'ı bir daha asla görmeyeceğime söz verdim. Numaramı almış olmasına rağmen sesi çıkmamıştı. Neden? Fark etmezdi. Bu da benim için artı bir değerdi, öyle değil mi?

Eğer elimde olmayan sebeplerle karşı karşıya gelirsek de onun beni yönlendirmesine, ele geçirmesine, aklımı bulandırmasına asla izin vermeyecektim. Onunla yalnız kalmayacak, bana herhangi bir şekilde dokunmasına izin vermeyecektim. İyi bir plana benziyordu.

Elif'i seviyordum ama bu demek değildi ki her buluşmalarına katılacaktım. Haftalık buluşmalarımız bile aksar olmuştu. İkimiz de yoğun çalışıyorduk. Onun hayatında Efe vardı. Şimdi bir de yıllar sonra kardeşiyle arasındaki ilişkiyi geliştirmeye çalışıyordu. Onun adına seviniyordum.

Bir kardeşim olmasını isterdim çünkü o da benimle aynı şeyleri yaşamış olurdu. Ona babamdan ne kadar nefret ettiğimi anlatmak zorunda kalmayacağım gibi saklamak zorunda da kalmazdım. Annemin güçsüzlüğünün beni ne kadar korkuttuğunu kendi gözleriyle görebiliyor olurdu. El ele verebilir hatta her şeyi geride bırakıp beraber bir gelecek kurabilirdik. Ama bir kardeşim olsaydı o da benimle aynı acıları yaşamış olurdu. Bu da dileğimin acımasızca ve bencilce olduğunu gösteriyordu.

Sonuç olarak bir kardeşim yoktu. Yalnızdım. Elif babamı az çok tanısa bile gerçekleri tüm çıplaklığıyla bilmiyordu. Recep amcamdan ona anlatmamasını istemiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse Recep amca da her şeyi bilmiyordu. Annem için onlardan yardım istemiştim. Kendim için.

Seneler önce Dağhan'ı ardımda bıraktığımda anneme bir ev bulmalarını istemiştim. Babamın ve başka hiç kimsenin bulamayacağı, yeni bir evimiz olursa yeni bir hayata başlamamız daha kolay olur gibi gelmişti. Annemi o yeni evde bırakıp üniversiteye gitmiştim. Yarı yılda döndüğümde evde babamı bulmanın bana neler yaptığını sanırım kimse tahmin edemezdi. İşte, bu yüzden zayıflıktan nefret ediyordum. Annem gibi olmamak için canla başla mücadele ediyordum.

Yine de annem gibiydim. Kendi ayaklarımın üzerinde durup paramı harcamaya korkuyordum. Duygularımdan tamamen sıyrılmayı başaramıyordum. Yoksa onca sene sonra Dağhan'ı görmek beni bu kadar etkilemezdi.

"Sizi dinliyoruz Nil Hanım," dedi biri. Ah... Cavit Bey. Aklımın işten bu kadar hızlı uzaklaşmasına inanamıyordum.

"Teknoloji ağı büyükçe hayal gücü de büyür, Cavit Bey. Somut sonuçlar elde edene kadar bana tam anlamıyla inanmayacağınızı biliyorum ama siz şimdiden tekstilde adınızı öne çıkarmış bir firmasınız. Sadece yeni neslin de sizi tanımaya ihtiyacı var. Bakın," dedim elimdeki bir dosyayı onlara uzatarak. "Devaları tanıyorsunuz. Düğme yapıyorlar. Sadece bu. Düğme ama artık bunu uluslararası bir ölçekte yapabiliyorlar. İthalatın önemini sizden daha iyi kim bilebilir ki?"

Cavit Bey'in sağ koluna belli belirsiz baktığını gördüğümde konuşmaya devam ettim.

"Köklü bir firmasınız ama bunu yalnızca eskiler biliyor. Hatır gönül işi devri bitti sayılır. Siz de bunun farkında olmasanız benimle görüşmeyi kabul etmezdiniz."

TUTKUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin