Bölüm Şarkı Önerileri ;
To Vals Tou Gamou - Remastered
Kolpa : Hiç Bitmez Bu Masal
İkiye on kala : Bütün İstanbul Biliyor_________________________________________________________
Sabahın erken saatlerinde telefonumun çalması ile uyandım. Arayan babamdı. Yarı açık gözlerle çağrıyı yanıtlayarak,
-Efendim? Dedim.
-Güneş daha uyanmadınız mı? Bu soruyu soran tabi ki annemdi.
-Hayır anne uyuyoruz. Yarım saat sonraya kurmuştum alarmı.
-İyi iyi yarım saat erken kalksanız kurtlarınız dökülmez.
-Anne bunu söylemek için mi aradın bu saatte? Dedim çünkü karşımda ki duvar saatinde yelkovan henüz 6'nın üzerindeydi.
-Hayır küçük hanım annen seni gel diye aradı. Ve bu ses de diğer anneme aitti. Biraz trajikomik olan bu telefon görüşmesine kıkırdamadan edemedim. Uykum biraz açılmıştı. Yerimde diklenerek esnedim ve,
-Anlamadım. Dedim.
-Aşağıdayız Güneş. Hadi gelin Lobiye de bir sizi görelim. Muhtemelen yarışma bitene kadar daha göremeyeceğiz. Dedi annem tane tane laf anlatmaya çalışır gibi.
-Aşağıda mısınız?
-Kızım deli mi edeceksin bizi? Sürpriz yapalım dedik de... Annemin sabrı gerçekten taşıyor gibiydi. Ama ne yapıyım? Hala tam olarak ayılmamıştım ki.
Bu sırada kulağıma dayadığım telefon bir anda elimden çekildi. Ve Yusuf konuşmaya başladı annemle.
-Hoş geldiniz anne. Evet geliyoruz birazdan. Evet evet hala ayılamadı o. Dedikten kısa bir süre sonra telefonu kapatıp masaya bıraktı ve hızla yataktan fırladı.
O üzerini giyinirken ben hala şapşal gibi onu izliyordum. Benim kalkmadığımı fark edince yatağın etrafında dolanıp tam önümde durdu ve anlıma hafifçe bastırıp beni geri itti. Ve ben de geri doğru gerçekten düştüm. Yusuf halime kahkahalarla gülerken Duru da onun sesine uyandı.
Ellerimle yüzümü kapatıp yerimde çırpınmaya başladım.
-Ya dalga geçmeyin benimle!! Dedim.
Bu sırada Duru yatakta ayağa kalkmış zıplamaya başlamıştı. Onun zıplayışları benim hafifçe yerimde sıçramama neden olunca biraz midem bulandı ve yerimde tekrar doğruldum. İstemsizce buruşan yüzümü inat gülümsemeye çalıştım ve kalkıp üzerimi giyindim.
Sonra da Duru'yu giydirdim ve birlikte odadan çıktık. Asansöre binerek lobiye indik. Annemler hep birlikte koltuklarda oturuyorlardı. Belki saçma ama annemi daha doğrusu annelerimi görünce duygusallaşmaya başladığımı hissettim. Belki hamilelikti bunun nedeni ama olduğum yere çöküp ağlamak geldi bir an içimden. Ama bunun yerine Yusuf'un koluna iyice sarılıp ilerlemeye devam ettim. Duru babasının elinden kurtulup dedelerin koşarken ben iki annemin de kenara çekilip oturmam için yer açtığı koltuğa çöktüm.
Her ikisinin de koluna girip sıkıca sarıldım. Dudaklarım titremeye başlamıştı. Hayır ağlamamalıydım. Bu çok tuhaf olurdu.
-Kızım iyi misin sen? Diye sordu bu sırada Melek anne. Tam karşımızda oturuyordu ve yüzümün halinden bir sorun olduğunu anlamıştı. Omuzlarımı silkip,
-Sadece sizi çok özlemişim. Dedim. Annem tuhaf ama duygu yüklü bir ses çıkartıp beni kendine çekerken abimin sesini işittim tepemde.
-Bir hafta bile olmadı kızım. Ne çabuk özledin. Dedi sırıtarak. Kaşlarımı çatarak başımı aşağı eğdi. Cevap bile vermek istememiştim o an. Saçma bir alınganlık mı yapıyordun şimdi de? Allah'ım ne oluyor bana?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUĞU GÖLÜ BALESİ
ChickLitAcının geri de kaldığı sıcacık bir aile hikayesine var mısınız? Bir baba, Dansa aşık bir kız çocuğu, Ve bir balerin... Yusuf, Duru, Ve Güneş... Huzur nedir bilir misiniz? Huzur Bir adam... Bir kadın... Bir çocuktur. Huzur derin bir nefes aldı...