ÇİLEK

2.5K 84 17
                                    

Bölüm için şarkı önerileri;

Sibel Alaş : Adam
Manuş Baba : Eteği Belinde

___________________________________

Karnımızı doyurup kurstan çıktıktan sonra, annemin bin defa arayıp başımın etini yemesine daha fazla dayanamadığımdan Yusuf'la birlikte kına gecesi için bir şeyler bakmaya gittik.

Tabi ki kapalı çarşı bunun için idealdi. Bin türlü insanın yürümeye çalıştığı insan seline girmeden önce Duru'nun elini sıkıca tuttum. Diğer elinde de Yusuf tutmuştu. Öyle çok büyük bir şey yapmak istememiştim. Dolayısı ile bizim evde bir kaç tanıdık ve dostla yapacaktık kına gecesini. Yani fazla bir şeye ihtiyaç yoktu. Bir az ilerledikten sonra dışarıdan fazlasıyla tarihi görünen ama vitrininde rengarenk aksesuarların sergilendiği çok hoş bir dükkan gözüme çarptı.

Her ne kadar küçük bir kutlama olacak olsa da misafirler için minik ikramlar şarttı. İçerisinden kına da dağıtılacak kına için üzerleri düz minik tül keseler aldık. Diğer ihtiyaçlar için farklı yerlere bakmak istedim. Ve biraz daha yürüdükten sonra kına malzemeleri satan bir yere girdik. İkramların sunulması için klasik sepet almamız gerekiyordu. 1 adet sepet, bir kaç tane tef ve diğer ıvır zıvırları da alarak çarşıdan çıktık. Tüm bunları yapmak 2 saatimizi almış olsa da henüz çok işimiz vardı. En önemlisi sona kalmıştı çünkü. Bindallı...

Bana kalsa kiralamamız yeterdi ama Yusuf ısrarla almamızı söylüyordu. çoktan akşam olmuştu. Ama kına gecesinin iki gün sonra olduğunu düşünürsek pek de zamanımız yoktu.

Yusuf bir tanıdıklarının moda evine getirdi bizi. Oldukça lüks görünen, Bebek'te bir butikti. İçeri girdiğimiz an bir kaç kadın kadın etrafımızı sardı.

-Hoş geldiniz Yusuf bey. Dedi diğerlerinden daha kıdemli olduğu her halinden belli olan bir kadın.

-Hoş bulduk. Dedi Yusuf ve elimden çantamı ve montumu alarak ilerideki podyumun önüne konulmuş koltuklara ilerledi.

-Hoş geldiniz hanımefendi. Ben Funda. Size bu gün eşlik edeceğim. Dedi.

-Merhaba Funda hanım. Ben de Güneş.

-Güneş hanım aklınızda herhangi bir model var mı acaba?

-Hayır.

-Pekala. Genelde kırmızı bindallılarımız modadır. Ama isterseniz farklı bir rengi de tercih edebilirsiniz. Kabarık ve ya düz etek seçeneklerimiz var.

-Aslında düz modeli tercih ederim bir de kırmızı lütfen. Dedim.

-Peki. Zeynep, Yasemin 4 ve 3 numaralı mankenimizin üzerinde ki bindallıdan getirir misiniz? Dedi yanında ki kadınlara hitaben. Peki gelinlik olarak bir fikir var mı aklınızda?

-Şey gelinlik... derken Yusuf sözümü keserek araya girdi.

-Gelinliği de şimdi seçersek sonrası için zaman kazanmış oluruz. Dedi. Derin bir nefes vererek,

-Peki bir kaç modele bakabiliriz ama gelinliği seninle alırsam annem ortalığı yakar. Dedim.

-Neden? Yusuf'un bu sorusuna gülmemek için kendimi kasarken yardımıma Funda hanım yetişti.

-Damadın gelini, gelinliği ile düğünden önce görmesi uğursuzluk getirir derler Yusuf bey. Sanırım Güneş hanım bunu demek istedi. Dedi.

Yusuf anladığını belirtircesine başını aşağı yukarı salladı. Ama hiç bir şey söylemedi. Bu sırada elinde kırmızı parlak kumaştan oluşan bir elbiseyle çalışan kadın geldi. Funda hanım ve kadının yardımıyla ağır bindallıyı kabine girerek giydim. Beyaz uzun ve saten bir askılı elbisenin üzerine omuzları tam oturan kolları aşağı doğru bollaşan bir yelek giydirmişlerdi. Elbisenin etekleri aşağı doğru hafif kabarıyordu ki bu oldukça şık bir hava katmıştı. ve tabi belime de kırmızı yeleğin üzerinde bulunan motiflerle uyumlu kalın bir altın kemer taktılar. Normalde elbisenin tacı oldukça devasa bir şeydi. Ama ben fazla abartı bulduğumu söyleyince daha sade ve anlımın üzerine düşecek kırmızı yakutu bulunan taç da karar kıldık. Çalışanlar geri çekilip ağır perdeyi araladılar. Ve ben de podyuma çıkarak Yusuf'a doğru ilerlemeye başladım.

KUĞU GÖLÜ BALESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin