Bölüm Şarkı Önerileri ;
Aşkla Aynı Değil
Oğuzhan Koç : Her Aşk Bir Gün Biter
Pinhani : Ne Güzel Güldün
Hiç Çalmadı Mı O Şarkı?
___________________________________
Anlımda ki teri silerek suluğumu başıma diktim. Kana kana içtiğim su beni biraz olsun rahatlattı. Öğrenciler çoktan soyunma odalarına gitmişti. Ben bir az daha burada kalmak istedim sadece.
Suyu duvarın kenarına bırakıp müziği tekrar açtım ve aynanın karşısına geçtim. Temel duruş hareketleri ile başladığım dansa glissade hareketi ile devam ettim.
( Glissade: Genellikle hareketleri bağlayıcıdır, beşinci pozisyonda öndeki bacak yana doğru açılıp zıplanır ve diğer bacak peşinden gelirken öne kapatılır. Kısa süreliğine iki bacak da açık bir şekilde havadadır ve ayak değiştirmeyi sağlar.)
Peş peşe hiç durmadan yaptığım bu hareketler düşünmemi çok daha fazla kolaylaştırırdı çoğu zaman. Şimdi olduğu gibi.
1 hafta geçti. 1 haftadır Duru derslere gelmiyor. 1 haftadır Yusuf bana ulaşmaya çalışıyor ama ne ben ne de Leyla buna izin vermiyoruz. Şu saatten sonra onunla konuşamam. Çünkü konuşursam yumuşarım ki ben. Kıyamam ki ona da Duru'ya da. Hem de bana bu kadar büyük bir kazık atmışken, ben onu affederim. Ama bu doğru olamaz. Çünkü ben hiç bir zaman birinin yerini doldurmak için var olduğum gerçeğini kaldıramam.
Aileme gelecek olursak, onlara henüz söylemedim. Yusuf'un iş seyahatine gittiğini ve Duru'nun da babaannesiyle olduğunu sanıyorlar. Söyleyemedim çünkü ne diyecektim ki? " Yusuf sırf karısına benziyorum diye benimle evleniyormuş." 'mu diyecektim.
Pas de Chat hareketini yaparken tanıdık bir sesin adımı söylemesi ile kafam karıştı ve adımı tamamlayamadım. Dizlerimin üzerine yere düşünce acıyla inledim. Yusuf koşarak yanıma geldi. Beni kaldırmak için koluma girmek istedi. Ama buna izin vermedim. Kolumu sertçe ondan çekip bacağımda ki sızıyı umursamadan ayağa kalktım.
-Ne işin var burada? Dedim soğuk bir sesle.
-Neler oluyor Güneş? Bir şey söyle ne olur. Dedi çaresizce.
Histerik bir kahkaha attım.
-Ne var biliyor musun? Bir an seninle mutlu olabileceğimizi düşünmüştüm.
-Ne değişti peki?
-Hiç bir şey. Sadece sert bir şekilde rüyadan uyandırıldım.
-Anlamıyorum güneş. Ne rüyası? Hem kim uyandırdı? Dedi gerçekten anlamamış bir ifade ile.
Boğazımı temizleyip ona bir adım attım. Ama o geri çekilmedi. Aramızda çok az mesafe vardı.
-Karın fotoğrafları. Dedim acımasızca.
Bir kaç saniye idrak etmeye çalıştı. Sonra her şeyi anlamış olmalı ki yüzünü acıyla buruşturdu. Dokunsalar ağlayacak gibiydi karşımda ki koca adam. Ama bende bunları öğrendiğimde aynı böyle hissetmiştim işte.
-Biraz zalimce oldu. Dedi.
-Doğrudur. Ama hey! Sanki senin yaptığın da biraz kalleşceydi.
-Anlıyorum. Ama Keşke Gelip benimle konuşsaydım. Ne biliyim hesap falan sorsaydım. Kendi kendine sonuca varmasaydın mesela. Ha ne dersin?
-Bunun bir başka sonucu var mı ki? Sonuç aynı.
-Son kararın mı?
Neden beni ikna etmeye çalışmıyordu? Neden kendini affettirmiyordu? Beni karısına benziyorum diye yanında istiyorsa kaybetmeyi göze alamaması gerekmez miydi? Titrek bir nefes aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUĞU GÖLÜ BALESİ
Chick-LitAcının geri de kaldığı sıcacık bir aile hikayesine var mısınız? Bir baba, Dansa aşık bir kız çocuğu, Ve bir balerin... Yusuf, Duru, Ve Güneş... Huzur nedir bilir misiniz? Huzur Bir adam... Bir kadın... Bir çocuktur. Huzur derin bir nefes aldı...