"Sana bir şey oldu sandım." dedim üzerimdeki şoku atmaya çalışırken."İyi misin?"
Hızlı adımlarla ona doğru yürüdüm. Boynuna sarıldım. Bunu yaptığıma utanarak ellerimi boynundan çektim. Çok erkendi bunun için. Daha birkaç saat öncesine kadar vampir avcısı olarak karşımdaydı.
"İyiyim." dedi fısıltıyla.
"Nasıl kaçabildin?" dedim onu incelerken. Yara arıyordu gözlerim. Ancak hiçbir yara görememiştim. Yoğun bir kan kokusu da almadığıma göre sağlamdı.
"Yolda anlatırım. Yolumuz uzun." dedi gülümserken.
Başımla onayladım."Nereye gideceğiz peki?"
Kuru yapraklar ayağımızın altında hafif bir çatırdama sesi çıkarıyordu."Colombus'a."
"Bizi bulurlar." dedim endişeyle. Anthony kolunu omzuma atarak sarılmamı sağladı."Bulamayacaklar."
Bana her şey hızlı ilerlemiş gibi geliyordu. Bunlar bana çok fazlaydı."Neden böyle bir şey yaptın?" dedim benimle kaçmasını ima ederken. Dudakları gerildi ve bir anlık duraksadı. Kolunu omzumdan çekerek ayrılmıştı." Bir daha sevdiğim birini kaybetmek istemedim."Bir daha mı? Daha önce de kayıplar yaşamıştı demek ki. "Daha önce de mi kaybetmiştin?" dediğimde sanki hatırlamak istemezcesine beni duymazdan gelerek "Hızlanalım." dedi.
Henüz ormandan çıkamamıştık. Gece sanki bizi bu kuru ormanda hapsetmeye istekliydi. Gözleri dalgındı. Yaptığı şey için sonradan pişman olmaktan korkuyor muydu? Bir vampiri öldürmeye yakınken vazgeçip, onunla kaçmaktan pişman olacağını düşünmüş müydü hiç?
"Nasıl kurtulduğunu anlatmadın." dedim ilerlerken. Gözleri gözlerimle buluşmuştu. Karanlık ormana süzülen ay ışığıyla parlayan mavileri net görünüyordu.
"Sen gittikten sonra kapıda bekleyen korumalar koşarak yanıma geldiler. Senin kaçtığını söylediler. Onları oyalamak için elimden kaçtığını söyledim ve onları senin kaçtığın yönün tersine yönlendirdim. Onlar orada oyalanırken senin gördüğün siyahlı adam Henry neler olduğunu anlamayan bir şekilde kuşkuyla yanıma geldi. Kaçtığını söylediğimde buna inanmadı çünkü o zincirlerden kaçmanın imkansız olduğunu o biliyordu. Elimdeki kazıkla ensesine sertçe vurup onu bayılttım ve işte şimdi buradayım."Gözlerim korkuyla açılırken aklımdan Anthony'i bulduklarında neler yapabilecekleri geçti. "Aman Tanrım." dedim yutkunarak.
"Korkma Jane. Bizi bulamayacaklar." dedi buna inanıyormuş gibi yaparken.
"Bulacaklarını ikimiz de biliyoruz, Anthony." dedim tuhaf bir korkuyla."Bulmamaları için elimden geleni yapacağım."
Ağaçların seyrekleştiği bölgeden geçtiğimizde yola çıkmıştık.
"Anthony," dedim ve ona doğru döndüm."Elimi tut."
Ne yaptığıma anlam veremeyen bir ifadeyle gözlerime baktı ve sonra elimi tuttu."Benim hızımla havaalanına gideceğiz. Vaktimiz yok. Burayı hemen terk etmek zorundayız. Başın dönebilir o yüzden gözlerini kapat ve elimi sakın bırakma."
"Pekâlâ." dedi ve gözlerini kapattı.Yüzünün kusursuzluğunu bir kez daha fark etmiştim.
Önüme döndüm ve Anthony'nin elini daha sıkı kavradıktan sonra normal insanların göremeyeceği kadar bir hızla koşmaya başladım.
Durduğumda Anthony'nin kendine gelmesini bekliyordum ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Tanrım," dedi başını tutarken.Gözlerini açtı."Bitti mi?"
Gülmeme engel olamayarak bir kahkaha attım."Bitti."
"Başım fena dönüyor." dedi gözlerini sıkıca kapatıp açarken.
"Fazla sürmez. Haydi Anthony uçağa gitmemiz gerekiyor."
Bu lafın üzerine fazla vaktimizin olmadığını bir kez daha hatırlayarak koşar adımlarla uçağa doğru ilerledik.
Etki altına alarak kimsenin bizim uçağa binmemize engel olmamasını sağladım. Aynı zamanda biz buradan indikten sonra kimse bizim bindiğimizi hatırlamayacaktı.
"Güzel yeteneklerin var kan emici."
Kan emici demesiyle aniden ona doğru döndüm. Anlam veremeyerek yüzüne doğru baktım.
"Biraz nostalji fena mı oldu?" dedi masum bir şekilde bakarken.
"Olmadı bodyguard." dedim ben de sırıtırken.
Uçak havalanırken buradan kısa sürede girmek için dua ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/37005509-288-k341676.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU KIRMIZI
VampireEn derinlerdeki karanlık arzular bile aşkın önünde diz çöker. Peki aşk, bir vampirin donmuş kalbine hükmedebilir mi? Vampir öldürmek için yaratılmış bir avcıya tüm kuralları yıktırabilir mi?