Sanki iki yabancıymışız gibi hiç konuşmadan yolda ilerliyorduk. Arada bir gözlerini sırtımda hissediyordum. Ben önden yürüyordum. Kendini tehlikeye atmasına ve beni böyle bir şeyle sınamasına gerçekten çok kızmıştım. O yüzden dünden beri ona karşı tek kelime dahi etmemiştim. En son o da pes edip , birbirimize yabancı gibi davranma kararını vermiş olmalıydı. Arkadan sessizce gelmesi bana eski günlerimizi hatırlatmıştı. O zamanlar da tıpkı bu şekilde ben önden o da arkadan yürür, eve geldiğimizde bahçede beklerdi.
Okulun kapısına geldiğimizde de gene aynı şekilde ben önden içeri girerken o da arkadan içeri girmişti. Fizik laboratuvarına geldiğimizde Kaitlyn'in yanının boş olduğunu gördüm. Anthony'e bakmadan direkt oraya doğru yürüdüm ve oturdum."Hey." dedi Kaitlyn sevecen bir şekilde. Tebessüm ettim. "Dün seni göremedim." dedi merakla bana dönerken.
Anthony'e baktım. Gözleri dalgın bir şekilde sıraya bakarken elindeki kalemi çeviriyordu. Kaşları hafif çatılmış, dudakları ise gerilmişti. Gözümü ondan alarak Kaitlyn'e döndüm. "Evet, gelmediğim için görememişsindir."
"Önemli bir şey yoktur umarım." dedi.Bunun üzerine gerçekten sinirsel bir gülme ile karşılık vermemek için direndim.
Alt tarafı Anthony'i bir vampir ısırdı , komaya girdi çok uzun saatler ölü gibi uyudu. Arada bir uyandı tekrar bayıldı falan. Sonra bana kanlı bir şov yaptı. "Yok, hayır hiç önemli bir şey yoktu."Gülümseyerek önüne döndü. Anthony'e doğru baktığımda okyanus mavisi gözleri gözlerimle buluştu. Yüz ifadesi sertti, tıpkı eski günlerde olduğu gibi bakıyordu. Korkuyla gözlerimi kaçırdım.
Jeffrey ve Maria içeriye girdiler. Jeffrey, Anthony'i fark ettiğinde yüzündeki şaşkınlığını gizleyemedi. Çatılan kaşları ve hafif aralanan dudakları bunu saklamasına izin vermiyordu. Gözleriyle sınıfı taradığında beni fark etti. Daha sonra tekrar Anthony'e baktı. Maria onun kolundan tuttuğunda ona döndü ve ilerlemeye başladılar.
Maria'nın, solgun yüzüne hareket getirmek için yaptığı makyaj vampir gibi görünmesini engellese de Jeffrey gerçekten vampir gibi duruyordu. Siyah saçları solgun yüzüyle zıtlık oluşturuyor, mor tonlarındaki dudakları her an aralanacak ve sivri dişleri çıkacakmış gibi görünüyordu.
Anthony nefretle iki vampire baktı.
Anthony'nin bir önünde duran sıraya oturduklarında çaprazımda kalıyorlardı.
Anthony gözlerini bana çevirdiğinde iki bakışı arasında büyük bir fark yoktu. Önüme döndüm. Bay Sanchez içeriye girdiğinde hepimiz toparlandık.
Düşüncelerim büyük bir cam tabaka gibi bir anda zihnimde yere düşüp milyon tane parçaya ayrıldı.
Canımı yakan bu parçalar kalbime doğru ilerliyordu.
Onu bu şekilde kaybetmek istemiyordum. Her şey zaten zorken bir de buna dayanamazdım.
Tırnaklarım sert sıranın üzerinde iz bıraktığında parmaklarımı yavaşça kaydırdım.
Gözlerimi kapattım.
"İyi misin?"Kaitlyn'nin sesini duyduğumda ona doğru baktım."Evet."
Endişeyle gözlerime baktığında gözlerimi sıraya doğru indirdim.
Bay Sanchez ders anlatmaya devam ediyordu.
Birkaç bir şey not aldıktan sonra defterimi kapattım. Başımı sıraya koydum ve bir süre öyle bekledim.
"Jane, çıkmak ister misin?"
Bay Sanchez kalın sesi kulaklarımı delip geçtiğinde kafamı sıradan yavaşça kaldırdım ve onayladım.
Tüm sınıfın bana karşı olan garip bakışlarını görmezden gelerek dışarı çıktım.
Bahçeye doğru yürüdüm ve banklardan birine oturdum. Güneş, soğuk tenime vurduğunda sıcaklığını hissetmiştim.
Dersin bittiği anlamına gelen zil çaldığında bahçe sakinliğini kaybetmişti.
Jeffrey ve Maria kapıdan çıktı. Arkalarında ise Kaitlyn vardı. Benim oturduğumu gördüğünde bana doğru hızlı adımlarla yürüdü ve yanıma oturdu.
"Temiz hava her zaman iyi gelir." dedi derin bir nefes alarak.
Gülümsedim. "Evet."
Anthony yüzündeki sert ifadeyle bahçede yürüyordu. Nasıl hiç tanışmamışız gibi yapabiliyordu? Nasıl herhangi biriymişim gibi davranabiliyordu?
Gözlerinin bana anlamsız bakması canımı yakıyordu. Çünkü ben onun okyanus rengi gözlerinin içinde saklı, en derin anlamları bile görebilirdim.
Ama artık göremiyordum.
Artık bana sevgiyle bakışını göremiyordum. Gözlerine baktığımda sadece sonsuz bir boşluk vardı.
Bir kaç yavaş adım daha attı ve kenardaki banka oturdu.
Gözlerimi yavaşça üzerinden alarak yere baktım.
Hızla ayağa kalkarak okul binasına doğru yürüdüm. Kaitlyn'in arkamdan seslenişini duyduğumda adımlarımı yavaşlattım.
"Hey, iyi misin? Bir anda kalktın."
Yüzümdeki acıyı gizlemeye çalışarak ona baktım."Bir şeyim yok. Sadece artık dayanamıyorum." Son cümle istemsizce çıkmıştı ağzımdan.
Daha fazla açıklama isteyen gözlerle bana baktığında derin bir nefes aldım.
"Zor bir dönem geçiriyoruz."dedim Anthony'nin oturduğu banka doğru gözlerimi çevirerek.
"Ah," dedi ona bakıp bana doğru kafasını çevirirken."Üzüldüm."
Başımı salladıktan sonra içeri girdim. İngilizce dersliğine doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU KIRMIZI
VampireEn derinlerdeki karanlık arzular bile aşkın önünde diz çöker. Peki aşk, bir vampirin donmuş kalbine hükmedebilir mi? Vampir öldürmek için yaratılmış bir avcıya tüm kuralları yıktırabilir mi?