29. Kırık

35 2 0
                                    

Bölüm şarkısı : Plumb - Cut

Linda yüzüne yayılan kocaman bir gülümseme ile Anthony'e baktı.
Anthony de ona gülümseyerek karşılık verdi.
Sonra Linda'nın yüzü endişeli bir hâl aldı. "Anthony, ne oldu sana?"
Gözleri Anthony'nin soluk yüzünü taradı.
"Hiçbir şey, Linda. İçeri geçmez misin?"
Anthony'e yalnızca kırgın bir şekilde baktım. Vampir olmanın birini bu derece değiştirebileceğini tahmin etmemiştim.
Linda topuklu ayakkabılarının zeminde çıkarttığı tok sesle beraber koltuğa doğru ilerledi.
Beni kıskanç bakışlarıyla süzdü.
Anthony gözlerinde intikam ateşi yanarmışçasına bana bakıyordu.
Mavileri, alev alıyordu sanki.
Uzun bir bakışmadan sonra ben ayağa kalktım ve yatak odasına çıktım.

Konuşmalarını duyabiliyordum.
"Evlendin mi?" dedi Linda.
"Hayır."
"O vampirle ne işin var o zaman Anthony?"
"Eskiden aşıktım."

Eskiden. Yani şu an değildi. Gözlerimin dolduğunu hissettim.

"O zaman gönder gitsin."
"İkizler bana kalır o zaman."

Ne yani şu an yalnızca çocukları için bir arada olan çiftlere mi dönmüştük biz?

"Onları da gönder. Tanrı aşkına amacını unutmuşsun sen. Biz çocuk yapıp evlenmek için değil, vampirleri yeryüzünden silmek için yaratıldık."

"Onlar benim, Linda."

Linda sanki aramızdaki olayı biliyormuşçasına "Bundan emin misin?" dedi.

Bir süre sessizlik oldu.
"Öyle olmasını umuyorum."

Beni koyduğu yer canımı yakıyordu. Benim öyle biri olmadığımı bildiği halde sırf bana olan öfkesinden dolayı böyle konuşuyordu.

"Beni çabuk unutmuşsun, Anthony."
Sesi çok davetkar çıkmıştı.
Anthony'nin gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştığına emindim. Çok geçmeden Anthony,
"Çek ellerini, Linda."dedi.
"Hadi ama sen de beni özledin."

Hızla aşağı indim.
"Kimse seni özlemedi, sürtük. Defol evimden."
Yüzünde alaycı bir gülüş belirdi.
"Öyle mi dersin?"
Anthony'e döndü ve onu öptü.
Kalbime hançer gibi saplanan şey, Anthony'nin ona karşılık vermesiydi.

Ağzım açık bir şekilde onları izledim. Anthony, Linda'nınkilerden dudaklarını ayırırken bana baktı.
Gülümsedim ve ona yaklaştım. Kulağına doğru eğildim. Fısıldadım.
"Ve şimdi gerçekten benim için bir ölüden farksızsın."

***

Eşyalarımı toplamam çok vaktimi almamıştı. İkizler hâlâ uyuyorlardı.
Uyanmalarını beklemek zorundaydım.
Linda öpücükten sonra gitmişti. İstediğini almıştı çünkü.
Donmuş kalbimin alev aldığını hissediyordum. Canım yanıyordu.
Böyle bir şeyi nasıl yapabilmişti?
Hangi öfke, gözümde onun bitmesi için çabalamasını gerektirmişti?

Bir avcıyla bir vampirin aşk hikayesi, avcının vampire dönüşmesiyle son mu bulmuştu?
İkizler uyanmıştı.
"Gidiyoruz." dedim.
"Nereye?" dedi Colin. "Neden?" diye ekledi Blanie.
"Babanızla ben artık anlaşamıyoruz. Nereye gideceğimizi henüz bilmiyorum."

"O gelmeyecek mi?" dedi Blanie.

"Hayır."

İkisinin de üzerini değiştirdikten sonra ikisini el ele tutuşturdum ve Blanie'nin elinden tuttum. Diğer elimde ise valizim vardı.

Merdivenlerden indikten sonra Anthony önümüzde durdu.
"Onları götüremezsin."

"Öyle mi?"

"Kendin gidebilirsin. Onları sana vermem."

"Sen başka kadınlarla yiyişirken onları sana bırakacağımı mı sandın?"

KOYU KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin