"Ve işte biyoloji laboratuvarı."
Dedim laboratuvara doğru yürürken. Anthony yanımda sessiz adımlarla yürüyordu.
"Umarım Elizabeth gibi bir öğretmen gelmez." dedi ve kapıyı açtı.
Olabildiğince güneş alan laboratuvara girdiğimizde sıcak bir hava yüzümüze çarptı.
"Hava almalı sanırım." dedim ve pencereye doğru yürüdüm. Henüz diğer öğrenciler gelmemişti. Sadece Anthony ile ben vardık.
Orta sıranın en sonuna geçerek oturduk."Bakalım bugün kan ile savaşacak mıyım," dedim mırıldanarak.
Dersin biyoloji olması beni germişti."Sakin ol." dedi Anthony elimi tutarken."Daha önce girmiş olduğun bir dersten ne kadar korkabilirsin ki? Kan gruplarına bakılırken bile bir şey olmadı."
"Ama olabilirdi." dedim tüm olumsuzlukla.
Anthony derin bir iç çekti."Bir şey olmayacak. Olmasına izin vermeyeceğim. "
Kapının kolu sertçe çevrildi ve az önceki bize garip bakan sarışın kız içeriye girdi. İfadesi gergindi.
"Merhaba," dedi zoraki bir şekilde. "Ben Maria."
Gülümsedim."Jane."
Gülümseyerek yan sıralardan birine oturdu. Daha sonra içeriye uzun boylu esmer bir erkek girdi.
Bize tuhaf bir bakış atarak sarışın kızın yani Maria'nın yanına oturdu.
İfadesi sertti. Anthony'e sert bir bakış attı.
Maria "Sakin ol , Jeffrey." dedi.
Anlam vermeyerek Anthony'e baktım. O da anlam verememiş gibi gözüküyordu.
İsminin Jeffrey olduğunu duyduğum erkek elindeki kalemi sadece yumruğunu sıkarak paramparça etti.
"Jeffrey," dedi Maria kısık tonda ikaz ederek.
"Pekâlâ." dedi Jeffrey
"Tanıyor musun onu?" dedim Anthony'e dönerek.
Anthony göz ucuyla Jeffrey'e baktı."İlk kez görüyorum. "
Jeffrey sanki dediğimiz şeyi duymuş gibi hafif güldü.
İçeriye kalan öğrenciler de girdikten sonra öğretmen de geldi.
Elindeki bir yığın kitabı masaya bıraktı. Elizabeth'i andırıyordu.
"Kendinizi tanıtın." dedi sevimli bir şekilde.
Elizabeth den farkı bu olmalıydı. Sevimliydi.
"Ben Jane, Jane Richardson."
Gülümsedi."Oturabilirsin Jane." Daha sonra Anthony'e baktı. Anthony de ayağa kalktı. "Anthony Sanders."
Kadın ikimize de gülümsedi."Ben de Stephenie Red."
Ben de gülümsedim. Bayan Red tahtaya doğru yürüdü. Bir kaç bir sey çizerek kalın kitabından bir sayfa açtı.Anlattığı şeyleri düzenli bir şekilde not aldım. Bunu neden yaptığımı ben de bilmiyordum. Daha önceden hep bildiğim şeyleri tekrar not aldım, bu garipti.
Anthony elindeki kalemi döndürüyordu. Gözleri ise uzaklara dalmıştı."İyi misin?"
Kalemi çevirmeyi bırakarak bana döndü. İfadesi donuktu. Kafa salladı."Neler oluyor Anthony?"
"Hiçbir şey olduğu yok Jane. Sadece bana neden öldürmek ister gibi baktıklarını merak ettim hepsi bu."
Jeffrey'e döndüm. Döner dönmez insanı ürkütecek kadar siyah bakan bir çift gözle karşılaştım.
Derdi neydi bunun?
"Tanrım, sen onu boşver." dedim Anthony'e.
Güldü. "Derdini öğrenmeden boşvermeye pek niyetim yok."
Dersin bitmesiyle Bayan Red sınıftan çıktı.
Anthony . Jeffrey'e doğru yürüyeceğinde onu kolundan tuttum."Anthony, boşver dedim."
Kolunu kurtararak yürümeye devam etti.
"Merhaba dostum," dedi Jeffrey'in önündeki sıraya oturarak.
Jeffrey nefretini zor baskılayan bir ses tonuyla "Merhaba," dedi
Anthony gözlerini kıstı."Daha iyi bir ses tonuyla cevap beklerdim."
Jeffrey güldü."Bununla idare edersin artık, dostum."
Anthony başını sallayarak güldü."Benim merak ettiğim bir şey var." yüzü ciddileşti."Benimle derdin ne?"
Jeffrey söylenen şey karşısında donuk ama sert bir ifade takındı. "Seninle ne derdim olabilir? Git işine dostum."
"Ben de öyle olmasını umuyordum zaten."
Anthony benim yanıma doğru tekrar yürüdü ve birlikte bahçeye çıktık.
"Anthony, uğraşma. Dikkat çekeceğiz."
Anthony bana doğru döndü ve durdu.
"Jane o herifin gözlerindeki karanlık ifadeyi görsen sen de bir şeylerin döndüğünü anlardın."
"Gördüm zaten."
Güldü. "Ee , o zaman?" dedi ve tekrar adım attı."Bir şeyler dönüyor Jane. Ve biz tam bu şeylerin merkezindeymişiz gibi hissediyorum."
"Umarım değilizdir."
Birkaç küçük adım daha attıktan sonra taştan okul binamıza geri döndük.
"Anthony, sen acıkmışsındır." dedim ona doğru bakarak."O yüzden kantinden bir şeyler yemelisin. Zaten öğle arası."
Güldü. "Düşünceli vampirim benim."
Vampir kısmını sessiz söylemişti. Ben de güldüm."Bodyguardım."
"Ben bir şeyler yiyeceğim o zaman , sen ne yapacaksın? Benimle gelip yemek yiyişimi mi izleyeceksin yoksa burada tek başına mı takılacaksın?"
"Dikkat çekmemek adına ben buralarda takılıyım. Kantinde oturup bir şey yememek tuhaf olur."
Başıyla onayladı."Görüşürüz."
Ben de gülümseyerek karşılık verdim. Tekrar bahçeye çıktım. Binadan on metre ileride yapılmış banka doğru ilerleyerek oturdum.
"Jane geldi sus."
Sesin geldiği yöne doğru başımı çevirdim. Jeffrey ve Maria oturuyordu.
Konuştukları an tüm dikkatim onlarda olacaktı. Zaten bahçede sadece üçümüz vardık.
"Duyamaz ki bizi."
Buna gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Sonuçta insan."
İnsan diye neden özellikle belirttiğini merak etmiştim. Başka ne olabilirdim ki insanların gözünde? İnsanların bildiği , insan gibi görünen tek varlık gene insandı çünkü.
Başımı onlara doğru çevirdim. Daha sonra tekrar önüme döndüm.
"Duydu mu ki?" dedi Maria endişeyle.
"Saçmalama Maria, nasıl duysun. Arada en az beş metre var ve çok kısık konuşuyoruz." Jeffrey kendinden çok emin bir ses tonuyla söylemişti.
"Haklısın." dedi Maria mırıldanır gibi.
Çok garipti. Bizimle ne ilgileri olabilirdi ki? Sonuçta daha yeni gelmiştik ve hiçbir konuşma olmadan bizden ya da Anthony'den nefret etmişlerdi.
Anthony kapıdan çıkarak ağır adımlarla benim oturduğum banka doğru yöneldi.
Gelirken Jeffrey'e doğru tanımlanamaz bir bakış attı.
"Geldim." dedi yanıma otururken.
"Hoşgeldin." dedim. Ama hâla Maria ve Jeffrey'e odaklıydım. Bir şey konuşurlarsa duymak için hep ordaydı kulağım.
"Ne oldu? Dalgınsın." dedi Anthony gergince.
"Bizim duymamızı istemedikleri bir şeyler konuşuyorlardı.Ben geldiğimde Maria Jeffrey'i susması için uyardı. Ama benim zaten bu konuşmaları duyamayacağımı düşünüyorlar." Son cümlemi söyledikten sonra güldüm.
Ben bunu söylediğimde sanki duymuşlar gibi birbirlerine baktılar.
"Vampir," dedi Maria. Şaşkınlığı ses tonuna yansımıştı.
Çok kısa süren bir sessizliğin ardından Jeffrey "Aman tanrım." dedi.
"Vampir olduğumdan bahsettiler...Ne? Bir dakika. Bizi duyuyorlar. Ve o zaman.."
"Onlar da vampir." dedi Anthony yarım kalan cümlemi tamamlarken.
Şaşkın bir şekilde yere odaklandım." İşte bu hiç iyi olmadı." Ayağa kalktım ve yanlarına doğru yürüdüm. "Nesiniz siz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU KIRMIZI
VampireEn derinlerdeki karanlık arzular bile aşkın önünde diz çöker. Peki aşk, bir vampirin donmuş kalbine hükmedebilir mi? Vampir öldürmek için yaratılmış bir avcıya tüm kuralları yıktırabilir mi?