30. Denge Sağlayıcılar

40 3 0
                                    

"Anthony?"
Nefes alıp verişini duyuyordum.

Ona dokundum.
"Babamıza ne oldu, anne?" dedi Blanie.
"Birazdan uyanacak, endişelenmeyin."

Ne olduğunu ben de anlayamamıştım. Vampir öldükten sonra acıyla kıvranmaya ve bağırmaya başlamıştı.
Bu kesinlikle beklenen bir durum değildi.
Anthony gözlerini açtı.
Elini koluna götürdü ve acıyla inledi.
"Anthony, ne oluyor?"
Doğruldu. Koluna baktı. Sonra bana gösterdi. "Abigail?"

Kolunda gerçekten Abigail yazıyordu.
Siyah ve şekilli bir yazıydı. Kenarında ise tuhaf desenler oluşmuştu.

"Anlamıyorum, nasıl? Sen vampire dönüşmüştün."
"Sanırım bu avcı genlerimi ortadan kaldıramadı."
"Yani sen...Vampir avcısı bir vampir mi oldun?"

Eline yerdeki sivri taşla bir çizik atarak kanayıp kanamadığını denedi.
"Kanamıyor..."
Şaşkınlıkla onu izliyordum. Zaten kalbi atsa, muhakkak duyardım.
Dişlerini uzatmaya çalıştı. Uzamıştı.
"Hâla vampirim."

"Ama aynı zamanda avcısın?"

Başını salladı. "Tam olarak öyle."

"Tıpkı ikizler gibi."

"Onların avcılığı daha tetiklenmedi ve tahminine göre onlar vampir öldüklerinde artık yaşlanmayacaklar, Jane."

"Biraz daha büyümeleri gerek. O yüzden Colin'e izin vermedin değil mi?"
Başıyla onayladı.

"Nasıl hissediyorsun?"

Mavi gözlerini gözlerime dikti.
"Yapmam gereken şeyler varmış gibi."

Soran gözlerle ona bakmaya devam ettim.
Dudaklarını tereddütle araladı ve yavaşça konuştu. "Vampir öldürmeliymişim gibi."

Güldüm. "Bu çok normal değil mi?"
"Jane, anlamıyorsun. Avcılığa yeni başlayan birisi gibi hissediyorum. Tıpkı yeni bir vampirin normal vampirlerden daha farklı hissetmesi gibi."

Kaşlarımı endişeyle çattım.
"Yani sen diyorsun ki..."
Yüzündeki ciddi ifadeyle beraber başını sallayarak onayladı.

"Sadece git, Jane."

İkizlere baktıktan sonra ona döndüm.
"Peki ya onlar?"

"Onları da al eve dönün. Ben bu şekilde sizinle gelemem. Kendimi kontrol etmem gerekiyor."

Ona olan kırgınlığım geçmese de bizimle gelmesini bir anlık istemiştim.
"Kaç, Jane!"
Toprağa parmaklarını geçirdi. Kendini zor tutuyordu, belliydi.
Gürültülü bir şekilde nefes verdi.
İkizlerin ellerinden tutarak vampir hızımı kullandım.
Ancak eski avcı ile arasındaki fark şuan daha hızlı ve güçlü olmasıydı.
Bana istemeyerek de olsa yetişti.
Önüme geçti. Elindeki tahtayı görmüştüm.

"Durduramıyorum!"
Emin bir şekilde başımı kaldırdım ve gözlerine bakarak konuştum.
"Yapabilirsin."

Tahtayı fırlattı. Bağırmaya başladı.
Kenardaki ağacın dalını kırdı.
Sonra dizini bükerek dizinin üstünde dalı biraz daha küçülttü.
"Jane!"
Kaçmamı söylüyordu.
Ancak ikizler beni yavaşlatıyordu.
Tekrar önümde durdu. Benden çok daha hızlıydı.
Sonra birden etraf sisle kaplandı.
Neler olduğunu anlayamamıştım.
Şimşekler çakıyordu.
Çok hızlı bir yağmur başladı.
O sırada ikizlere baktığımda iki elleriyle birbirlerinin ellerini tutmuşlardı ve gözleri kapalıydı.

Ne yapıyorlardı?
Donmuş kalbimde bir acı hissettim. Sanki damarlarımda bir sıvı akıyor gibiydi. Dişlerim sızlıyordu.
Anthony yere yatmış kıvranıyordu.
"Durun..." dedim güçlükle.
Gözlerini açtıklarında yağmur durmuş, hava eski haline dönmüştü.

"Siz... Onu nasıl yaptınız?" dedim.
"Neyi yaptık, anne?" dedi Colin.
"Havayı değiştirdiniz ve bize bir şeyler oldu."
"Gerçekten mi? Biz yalnızca el ele tutuşup birbirimize destek oluyorduk." dedi Blanie.

Anladığım kadarıyla, onlar yalnızca vampir-avcı melezi değillerdi. Onları özel yapan başka bir şey daha olmalıydı.
Anthony ile birbirimize baktık.
"Dengeyi değiştiriyorlar."

***
Anthony'nin gitmesine izin veremezdim, özellikle ikizlerin yaptığı şeyden sonra.
Beni öldürme dürtüsü eskiden olduğundan çok daha fazlaydı.
Ama kontrol etmeye çalışsa da yapamamıştı. Bu yüzden bodrumdaki zincirlerle onu kilitlemiştim.
En azından bir süreliğine güvendeydik. Bu dürtüsünün azalmasını umuyordum.

"Anthony, olanlar hakkında bir fikrin var mı?"
"Bizi yok ediyorlar."
Bu cümleyi hiç tereddüt etmeden ve yüzünde tek bir kas dahi kıpırdamadan söylemişti.
Mavi gözlerinden hiçbir şey okuyamıyordum.

"Bu da ne demek şimdi?"

"Denge sağlayıcı olarak doğmuşlar, Jane. Avcılığı ve vampirliği yok edecekler."

"Bunu nereden öğrendin?"
İnanmak istemiyordum, kendi çocuklarım benim ölümümü mü getirecekti?

"Avcılığa yeni başladığımda, denge sağlayıcılardan bahsedilirdi. Avcılar bundan çok korkarlardı."

"Anthony, ne yapacağız?"
Sesimin endişeli çıktığının farkındaydım. Paniklemiştim.

"Bunu bizden başka kimse öğrenmemeli, Jane. Yoksa onları öldürmek için geleceklerdir."

Onların varlığından kimlerin haberdar olduğunu zihnimden geçirirken bir an korkuyla dondum kaldım.
"Anthony, Linda-yani senin öptüğün kız- bir avcı ve bunu biliyor. Onlar tehlikedeler!"
"Sakin ol, Jane. Denge sağlayıcı olduklarını bilmiyor."
"Anthony dün gece havayı değiştirip vampir ve avcıları etkilediler. Tahmin etmesi zor olmaz."

Anthony endişesini belli etmemeye çalışsa da ben fark etmiştim.
Colin ve Blanie bodruma geldiler ve bize baktılar.

"Anne bize ne yapacaklar?"

KOYU KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin