Selammm
Bombastiğin bombastiği bombastik bir bölümle geldimmmÇokk güzel oldu umarım seversiniz, ee hadi başlayalımmm
***
Yavaşça aynanın önüne geçtim.Fena gözükmüyordum.Tam bu sırada kapım açıldı.
"Ablam, nereye gidiyorsun?" Dedi Yağmur merakla.Daha sonra bakışları beni süzdü."Rıfat vardı, hatırlıyor musun? Bizim mahalleden bir çocuk, sen onunla dalga geçerdin boyu 5 yaşında çok uzun diye?"
"Hee, şu sırık kadar olan, eee nolmuş ona?"
"Onunla buluşacağım.Bir kaç günlüğüne buraya ailesini görmeye gelmiş.Çocukluk arkadaşım sonuçta, buluşalım dedi kabul ettim."
"Hee, tamam.Git bari.Bizden de selam söyle."
"Tamamdır." Dedim ve tebessüm ettim.
"Ben çıkıyorum o zaman." Dedim ve kapıya doğru ilerledim."Dur," diyen kardeşimin sesi ile ona döndüm.Sorgular bakışlarım altında konuşmaya devam etti.
"Önce şu ablama söyle sevgilisi ile konuşmayı bıraksın."Şaşkınlıkla açıldı gözlerim.
"Saat ondan ikiye kadar onunla mı konuştu o?" Dedim.Yuh abla!"Evet, delirmiş bu!" Dedi Yağmur sinirle.
Adımlarım hızla ablamın odasına yöneldi.Benden beklenmeyecek bir şekilde çalmadan direkt kapıyı açtım. Ablam şaşkınca bakışlarını bize çevirdiğinde Yağmur elleri belinde muzırca gülümsüyordu.
Ablamın yanına gittim ve tam o sırada enişteyi gördüm.Görüntülü konuşuyorlardı.
"Hilal naber?" Dedi beni görür görmez Eren."İyi enişte, ama senin için iyi mi olur pek emin değilim çünkü ablamı almam lazım.Kapatıyoruzz!" Dedim ve bir şey söylemesine izin vermeden aramayı sonlandırdım.
"Napıyorsun ya?!" Dedi ablam sinirle.
"Yeter artık kapat şunu!" Telefonu elinden aldım ve Yağmur' a uzattım. Yağmur zıplayarak yanıma geldi ve telefonu aldı.
"Ya!" Dedi ablam ve bir panter gibi Yağmur' un üzerine atladı fakat Yağmur' un çevik hareketlerle ondan kaçısı onun bu girişimini başarısız kılmıştı."Şimdi çıkıyorum." Deyip kapıya yöneldim.
"Pışt, nereye kız?" Dedi ablam merakla.
"Rıfat ile buluşacağım.Hani şu çocukluk arkadaşımız olan."
"Hee, komutan kıskanır yalnız. Sevgilimden biliyorum." Dedi bilmiş bir sesle.
"Bir şey demez, açıklarım." Dedim ve hızlı adımlarla kapıya yöneldim.Spor ayakkabılarımı giyip merdivenleri indim ve apartmandan çıktım.
Bir dakika...ben şuan oraya kadar yürüyecek miydim!?
Ayol yok, taksii!
Rıfat ile merkezdeki parka yakın bir restorantta buluşacaktık.Fakat orası buraya yürüme ile yarım saat uzaklıktaydı.Hem yürümeye üşenmiştim hem de Rıfat' ı fazla bekletemezdim.Bu yüzden önümden geçen taksiyi durdurdum.Taksici sorunsuz bir şekilde beni arabasına aldığında derin bir nefes aldım.
Şükür!
Taksici 20 dakikaya beni buluşma yerimize bıraktığında ücreti ödeyip araçtan indim.Yavaş adımlarım restoranta ilerlerken bakışlarım restoranttaki masalarda geziniyordu. Tam bu sırada ortalarda bir masa seçmiş olan Rıfat' ı gördüm.Çok değişmişti!
Simsiyah, kısa sakalları çıkmış, saçları dümdüz bir hal almıştı.Küçük kahvernegi gözleri ve küçük burnu yüzünde minik süsler gibi dururken bedeni aşırı kaslı bir hal almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMANTİK KOMUTANIM Texting✓
Humor"Bazen hüzün kalbini kırmaz.Bedenini kırar." dedi sessizce. "Ama kalbini kırması daha çok acı verir." diye onu yanıtladım.Yavaşça bakışlarını bana çevirdi ve kahvelerimle uzun uzun bakıştı. "Yanlış." dedi aniden. "Nedenmiş o?" "Hüzün, bedenini kırdı...