3.3

911 43 16
                                    

Selamm!!!

  Nasılsınız???
Umarım ki hepiniz çok mutlusunuzdur.Bölüm içinde heyecanlısınızdır İnşAllah.

   Eee hadi başlayalımm!

...

   Hilal' in Anlatımından...

    Uğur sallanmaktan sıkılmış olmalı ki artık gülmüyordu.Daha fazla zorlamayarak onu salıncaktan indirdim.Açıkcası biraz oturmak iyi gelebilirdi.
"Gel şöyle, biraz oturalım, yorulmuşsunuzdur." Dedi komutanım sanki düşüncelerimi okuyabiliyormuş gibi.

"Olur." Dedim zar zor.Komutanım
Uğur' u kucağına aldı ve beraber çimenlerin oradaki banka ilerledik. Oturduğumuzda derin bir nefes aldım. Çantamdan suyumu çıkardım ve içtim.
Rahatlamıştım.

"Yoruldun mu?" Dedi komutanım Uğur ile ilgilenirken.

"Hayır ama sıcak bastı."

"Şuan gölgedeyiz.Ama istersen gidelim. Başka yerleride gezebiliriz."

"Uğur biraz daha oynasın.Çok tatlı oynuyor." Deyip gülümsedim.

"Sende çok tatlı ilgileniyorsun." Dedi komutanım yüzümü incelerken.
Sanki yüzümün her detayını, her  noktasını ezberlemek istiyormuşçasına izliyordu beni.

   Gülümsedim.Sanırım bu kadar iltifat artık utanma sınırımı aşmama neden oluyordu.

   Aniden Uğur' un debelenmesi ile dikkatimiz dağıldı.Komutanım Uğur' a döndü.
"Noldu prensim?" Dedi tatlı tatlı.

   Uğur ise sanki anlamış gibi tombul, minik parmaklarından biri ile tam önümüzde duran kediyi gösterdi.Yavru kedi sarı rengi ve güzel gözleri ile gerçekten de çok tatlıydı.
"Kediyi mi sevdin?" Dedim aniden.

"Gel bakalım." Dedi komutanım ve ayaklandı.

    Komutanım Uğur' un ayaklarını çimene koydu.Ellerinden sıkı ama nazik bir şekilde tutarak onu yürütmeye başladığında Uğur' un minik ayaklarının yavaş yavaş hareketlendiğini, zar zor sersem adımlar attığını gördüm.

   İşini kolaylaştırmak adına ayağa kalktım ve yavru kediyi elime aldım. Onu Uğur' a doğru yaklaştırdım.Uğur minik elini kediye doğru uzattığında yavru kedi öylece Uğur' u izliyordu.
Bu manzaraya komutanım da bende gülmeden edemedik.

    Uğur kediye biraz dokunduktan sonra öylece izledi.Yavru kedi elimde hareketlendiğinde onu yere bıraktım. Kedi yavaş adımlarla bizden uzaklaşırken Uğur gülümsüyordu.
"Hadi gidelim, prensimiz başka yerler de görsün."

"Dur nereye?" Diye durdurdum komutanımı.

"Gitmeyelim mi?" Dedi şaşkınca.

"Gidelim ama önce şurada bebek bakım odası vardı, Uğur'un ellerini yıkayalım. Hem bizde ellerimizi yıkamalıyız." Dedim ellerimi havaya kaldırarak. Normalde bu kadar titiz değildim ama yanımızda bir bebek vardı.
"Haklısın." Dedi komutanım ve Uğur' u kucağına aldı.Beraber bebek bakım odasının ve tualetlerin bulunduğu kulübe tarzı yapıya girdik.Bebek bakım odasının boş olması yüzümü gülümsetirken komutanım ve Uğur benden önce girdi odaya.Bende onların ardından girdim ve kapıyı kapattım.
"Evet prensim, el yıkama vakti."

    Komutanım küçük Uğur' u lavabayo doğru eğdi.Ben elime azık sabun alıp tombul ellerini ovalayarak, nazikçe yıkamaya başladım.Tam bu sırada hiçbiri izin hoşuna gitmeyecek bir şey oldu.

   Oda aniden pis bir koku ile kaplandı. İlk başta anlayamasamda anlamam pek uzun sürmedi.Komutanım ile aynı anda naladık ve isyan ettik.
"Hayır!"

ROMANTİK KOMUTANIM                        Texting✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin