K- öhöm öhöm!
Bölüm değil mi? Bölüme geçelim.
***
"Ceren! Hilal!"
Dudaklarımı birbirine bastırdım.
Olay istemiyordum.
Gözlerimi yumarak arkamı döndüğümde bize doğru gelen 3 kişi olduğunu seslerden anlamıştım.
Emir, Ferhat ve O pislik...
Umut...Gözlerimi yavaşça araladım.Sinir seviyem giderek artarken onlar tam önümüzde durdu.Hepsi gayet iyi gözüküyordu ve sarhoş değillerdi.
Ceren heyecanla bana gülümserken ona göz devirdim.Umut ile karşılaşmam ve böylesine güzel bir günde, sevgilim yanımdayken karşılaşmam gerçekten berbattı!
Ceren hızla konuşurken diğerleri anlamaz gözlerle bize bakıyorlardı. Sevgilim ise 'onlar kim?' Dercesine bana bakıyordu.
"Emir! Ah, sizde mi buradaydınız?""Biraz kafa dağıtmak için gelmiştik. Hilal, seninle daha önce pek iyi bir tanışma yaşamadık ama seni görmek de güzel." Dedi.Yüzünde yer edinen gülümseme içten olsa da şuan Umut sinir kat seviyemi arttırdığı için ona yapmacık bir karşılık verdim.
Tam bu sırada komutanımın belimdeki kolunun sahiplenici bir tavırla sıkılaştığını ve beni kendine çektiğini fark etmiştim.İçinde oluşan şüphenin gecenin ilerleyen vakitlerinde öfke olmaması için dua ediyordum.
Bende sevgilime yaklaşırken Umut' un sesi duyuldu.
Amacı kaostu.
"Yoo, bence çok hoş bir tanışmaydı.Çok özel..." Dedi.Bakışları bendeydi ve açıkcası bu çok rahatsız ediciydi. Bakışları arsızca üzerimde gezindi, yüzündeki o iğrenç gülüş midemi bulandırmış, bana sarılan bedenin gerilmesine sebep olmuştu.
"Yakışmış." Dedi gözleri ile elbisemi işaret ederek.Yavuz' un gözleri kocaman açılmış bir şekilde ona döndüğünde dişlerini sıktığını anlamıştım.Onu biraz olsun sakinleştirmek adına elimle elini sardım.Parmakları avcumu okşadı hafifçe.
Yavuz' un sevgilim olduğunu anlamış olmalıydı.
"Umut, yapma şunu." Ferhat' ın ikaz dolu sesini duymazdan gelen Umut devam etti.
"Çok güzelsin Hilal, gerçi her zaman öylesin." Bana göz kırğtığında herkesin benim gibi bundan rahatsız olduğunu fark etmiştim.Tam bu sırada bakışlarım sevgilime döndü.Kol kasları gerilmiş, damarları belirginleşmişti.Seğiren çenesinden öfkelendiğini anlamıştım.Hafifçe kulağıma doğru eğildi ve dişlerinin arasından konuştu.
"Bu, o pislik mi?"Tepkisiz kalmıştım.
"Sevgilim, sana soruyorum.Bu, o pislik mi?!" Sesi her an kükremeye hazır bir aslanınkini andırıyordu.Kafa salladım.Korkum yavaş yavaş artarken tam yanımda bedeni kasılan sevgilime döndüm.Buradan çıkmalıydık.
"Hadi, gidelim artık." Diyerek onları geçiştirmeye çalıştım.Ceren de beni anlamış olacak ki asansörlere ilerlemeye başladı.Ama sanırım buradan dönüş yoktu çünkü kimse bizimle gelmemişti.Bakışlarım herkesin üzerinde gezindi.Ömer sinirle Umut' a bakıyordu.Ümit' in öfkesini fark etmemek için aptal olmak gerekirdi.Efe gergin duruyordu ve sevgilisini arkasına almış, sımsıkı sarılmıştı.Cemil Oya' nın biraz önündeydi ve anlamak istercesine karşımızda duran 3 adama bakıyorlardı.Burak ve Ayaz ise onları tiye alıyor gibiydiler fakat Yavuz' a kaçamak bakışlar attıklarını görüyordum.
"Hadi ama gece daha yeni başlıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMANTİK KOMUTANIM Texting✓
Humor"Bazen hüzün kalbini kırmaz.Bedenini kırar." dedi sessizce. "Ama kalbini kırması daha çok acı verir." diye onu yanıtladım.Yavaşça bakışlarını bana çevirdi ve kahvelerimle uzun uzun bakıştı. "Yanlış." dedi aniden. "Nedenmiş o?" "Hüzün, bedenini kırdı...