Ayol nasılız?
Umarım ki iyisinizdir.Fazla uzatmadan kavgaya-
Öhöm öhöm, bölüme başlayalım.
:)...
Asönsör 17. Kata vardığında asansör o kadar kalabalıktı gerçekten çok bunalmıştım.Kata hemen çıkmak için ettiğim dualar sayılamazdı.
Asönsörün kapıları açıldığında herkes yığın halinde dışarı çıktı.En son bizde çıktığımızda derin bir nefes aldım.Bizi renkli ışıklar, yüksek sesli bir müzik, dans eden ve sarhoş insanlar ve bir sürü dolu masa karşıladı.Ortamı pek sevmesemde eğlenmek için fena değildi.
Aniden belimde hissettiğim bir el beni yönlendirmeye başladığında bakışlarım tam yanımda sırıtarak yürüyen
Yavuz' a kaydı.Hem telaşlı hem de heyecanlı gözüküyordu.
"Ne diye gülüyorsun?" Diye yapmacık bir sinirle konuştum.Arada sırada renkli led ışıkların aydınlattığı kahverengi bakışları bana döndü.
"Bize.""Neden, komik olan ne?"
"Mutluyum.Sevdiğim kız ile buraya geliyorum.Bu... harika bir his.Daha önce hiç böyle bir şey yaşamadım veya hissetmedim."
Ona kocaman gülümsediğimde bakışlarını benim gözlerime dikti ve uzunca bir süre baktı.Ardından aniden yüzünde minik bir endişe oluştu.
"Rahatsız olmadın değil mi?""Romantik komutanım, sen varsın yanımda.Şuan ben gayet mutluyum, inatçı keçim."
"Hilal, yanımda sen varken kendimi... Anlatamayacağım derecede iyi hissediyorum.Bu aşk, yani benim için."
"Yaa sus şapşik şey ,utanıyorum."
Utanmıştım, dişlerimi dudaklarıma geçirdim ve yüzüme minik, utangaç bir gülümseme kondurdum.Her zamanki utanan Hilal' di bu. Komutanım ise hala sırıtıyordu."Utandığında dişlerini dudaklarına geçiriyorsun ve ısırıyorsun, dudakların bu şekilde daha da çok kızarıyor. Bakışlarını yere çeviriyor ve yüzüne minik ama çok tatlı bir gülümseme konduruyorsun.O halinle bile çok güzelsin.Hatta daha da güzelsin." Dedi aniden.
Ona şaşkınlıkla bakarken aklımda beni nasıl bu kadar kısa sürede bu kadar iyi inceleyebildiğini düşünmeden edemedim.
"Bak oradalar." Diye düşüncelerimi böldü sevgili komutanım.Sanırım o da utanmıştı.
Bakışlarımı gösterdiği yere çevirdiğimde bir masada oturmuş arkadaşları ile karşılaştım.Masada 2 içecek vardı -anladınız siz-.
Komutanım açıklama gereği duymuş olmalı ki şunları söyledi:
"Normalde hiç biri içmez.Ama Ayaz ve Burak ayrılık acısı yaşıyorlar şuan, anlayışla yaklaş lütfen.Zaten alkollü değil sadece sarhoş edici.Çok azarladım ama-""Elbette ama onlara bunu yapmamaları gerektiğini söylemelisiniz.Boş yere kendilerine Cehennemden yer ayırtıyorlar." Bunu söylerken çok ciddiydim.
"Haklısın.En kısa sürede söyleyeceğim. Ama bu gece olmaz, 2. Geceleri."
"Nasıl isterseniz."
Yavaş adımlarımızla onlara doğru ilerlerken masanın etrafında ki koltukların tam ortasında oturan erkek bakışlarını bize çevirdi ve elindeki bardağı havaya kaldırarak bize seslendi.
"Ooo Yavuz Beyler gelmişler."Onun sesi ile masadaki tüm bakışlar bize döndüğünde Yavuz belimdeki elini sıkılaştırdı ve hafifçe kulağıma eğilip fısıldadı.
"Rahatsız değilsin değil mi? Etrafta aklı başında olmayan tipler var, hem... sanırım..." Kastettiği şeyi anlamam uzun sürmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMANTİK KOMUTANIM Texting✓
Mizah"Bazen hüzün kalbini kırmaz.Bedenini kırar." dedi sessizce. "Ama kalbini kırması daha çok acı verir." diye onu yanıtladım.Yavaşça bakışlarını bana çevirdi ve kahvelerimle uzun uzun bakıştı. "Yanlış." dedi aniden. "Nedenmiş o?" "Hüzün, bedenini kırdı...