Yıldıza basmayı, satır aralarına düşüncelerinizi bırakmayı, yorum yapmayı unutmayın gardaşlarım.
Keyifli okumalar.
***
Kollarım omuzlarını sarmış, yanağım yanağını esir almıştı. Bir süre önce ayrılmayı denemiştim ancak Arhan kollarımı yeniden yakalamış, omuzlarına koymuştu.
Bu hali gözüme çok tatlı gelse de ona çektireceğim cezayı erteleyemezdim.
Bu yüzden kulağına fısıldadım. "Arhan." Başını hareket ettirip boynuma iyice gömdü. "Hmm." diye çıkan sesi, başı boynumda olduğu için boğuk çıkmıştı. "Uzaklaş." diye fısıldadım. Bedenini rahatsızca hareket ettirdi. "Ne?" dediğinde tekrar fısıldadım. "Uzaklaş."
İstemediğini belli edercesine sesler çıkardı ama yine katı tavrımı görünce uzaklaşmak zorunda kaldı. "Başladı mı?" diye sordu umutsuzca bana bakarken. Başımı sallayarak yanıt verdim.
Aramıza mesafe koyup, kapıya doğru yürümeye başladım. "Bari bu gece burada kalsaydık.." dedi çocuk gibi mızmızlanarak. Ona dönüp histerik bir şekilde gülümsedim. "Çok beklersin."
Kapının önüne geçtiğimde ön camı açtım. "Ünal abi!" Etrafta kimse yoktu. Tekrar seslendiğimiz herhangi bir kişi yanıt vermediğinde etrafa bakındım. "Ne yapmak istiyorsun?" diye sorduğunda ona Arhan'a döndüm.
Yatağında oturmuş kollarını göğsünde birleştirmişti. "Gitmek." dedikten sonra kaşları çatıldı. "Konuşalım, gitme."
Ben ne diyordum bu adam ne diyordu..
Eliyle yanındaki kısmı göstererek yatağa vurdu. "Hadi gel." dediğinde kararsız bakışlarım bir onu bir de gösterdiği yeri süzdü.
Aslında şu an oraya yatıp güzelce bir uyku çekmek istiyordum. Yine de düşüncelerimin aksine "Olmaz." dedim.
Belini doğrulttu. "İstersen yatağın sonuna otururum, istersen hiç oturmam ama gitme." Böyle düşünmesini istemiyordum işte.
Ondan rahatsız oluyormuşum gibi hissetsin istemiyordum. Sadece kırgındım, bunu yansıtmak istiyordum.
Derin bir nefes verip yatağa doğru ilerledim. Ona doğru yaklaştığımı fark edince oturduğu yerden ayaklanmak için harekete geçti. Elimle onu durdurup yatağın üzerine çıktım. Tam yanına yerleştim.
O bana bakarken ben dümdüz karşımdaki duvara bakıyordum. "Senden rahatsız olmuyorum Arhan." dediğimde bedenini bana döndürdü. Bende gözlerimi duvardan çekip ona baktım. "Sadece kırıldım ve bunu yansıtmaya çalışıyorum." dediğimde başını salladı.
Sadece biz böyle kalsak etrafımızdakiler dönse dursa olmaz mıydı?
"Biliyorum seni çok kırdım." dediğinde gözleri yavaş yavaş çektiği tespihine kaydı. "Bu düşünce zaten aklımdayken, içimdekiler de kafamı karıştırıyordu. Eğer içimde gerçekten sana karşı bir şey yoksa seni üzmek istemedim." dedi bakışlarını tespihinden çekip gözlerime alırken.
Sıkıntı dolu nefeslerin ardından tekrar konuşmaya başladı. "Bu yüzden hep kafamı dağıtmak için kitap okudum, Ferhat'la konuştum. Ama baktım ki onların arkasından hep sana bakıyorum."
Gözlerimi kırpıştırdım, kalbim hâlâ atmaya devam ediyordu değil mi?
Ben nefes alıyordum..
"Sana sarılmak huzurlu hissettirdi. Yaşadığımı hissediyorum seninleyken. Hâlâ içimden bir ses bekle diyor ama senin kırgın bakışlarını görmek o sesi yok etmeme sebep oluyor." dedi yüzüme karşı.
Benden bir ses çıkmadığında elimi kaldırdı uzun parmakları yanağıma dokundu.
Bileğine tutundum, odak noktasını gözlerime çekmek için. Bir şeyleri öğrenmem gerekiyordu daha fazla delirmemek için, daha fazla kırılmamak, daha fazla ölmemek için. "Hislerin.." diye fısıldadım lâkin devamını getiremedim.
Bunu anladığında yutkundu, Adem elması hareket ederken gözlerim kısa süreliğine oraya kaydı. "Erken mi bilmiyorum ama sadece etkileniyorum onu biliyorum." dediğinde yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.
Derin bir nefes verdiğinde stresli haline karşı dudaklarım kıvrıldı.
Benim gülümsediğimi görünce kısa bir süre duraksasa da o da tebessüm ederek elini ensesine koydu. "Peki ya.." diye mırıldandı harfleri uzatarak. "Peki ya?" dedim onun gibi, tek farkı benim sorguluyor oluşumdu. Gözlerime bakarak derin bir nefes aldı. "Peki ya sen?"
Benim hislerimi mi merak ediyordu? Kesinlikle bu derin nefes alış verişlerine ihtiyaç vardı.
"Bilmem." dedim kaşlarımı kaldırarak. Biraz oyun oynamaktan zarar gelmezdi değil mi? Gözlerini yavaşça kapattı yenilgiye uğramış gibi.
Başını salladı. "Tamam." diye mırıldandı. Şaşkınlıkla ona baktım. "Tamam mı?" tekrar başını salladı. "Haklısın, hiçbir erkekle böyle şeyler yaşamamışsın." dediğinde hem hızlıca konuşmuş hem de yine hızlı hızlı tespihini çekmeye başlamıştı.
Ulan oyun oynayayım derken bok etmiştim öyle mi?
Hiçbir şey yaşamadığımı söylemişti kendisinin de bir şeyler yaşayıp yaşamadığını merak etmiştim. "Sen yaşadın mı hiç?" dediğimde başını olumsuzca sallayarak beni reddetti.
Yaşamayan birisine göre fazla olumlu ve bilgili konuşuyordu.
"O zaman nasıl böyle olumlu olabilirsin?" diye sorduğum aklımdakileri dudaklarıma dökerken. Başını kaldırıp gözlerime baktı. Belli etmemeye çalışsa da bu sefer onun hareleri kırgındı. "Kız kardeşlerimden birisi eşcinsel ondan az çok biliyorum." dediği zaman anladığımı belirten bir şeyler mırıldandım.
Ailesi hakkında yeni bir bilgi.
Onun düşmüş omuzlarına bakarken ne ona ne de kendime eziyet çektirmeye devam edemeyeceğime karar verince "Etkileniyorum." diye fısıldadım.
Gözlerini az önce benim yaptığım gibi dikmiş olduğu duvardan çekip bana baktı. "Ne?" dedi kaşlarını çatarak, anlamamıştı. "Bende etkileniyorum senden." dedim her bir kelimeyi vurgulayarak.
Sandığım kadar zor değilmiş ha..
Düşündüğünün aksi olduğu için birkaç saniye afalladı. Daha sonra tüm olanları, söylemlerimi, söylenmelerini algılayınca dudakları tebessüm etti. "Etkileniyorsun." diye fısıldadı bir onay beklermiş gibi. Ona istediğini anında göz kapaklarımı kısaca kapatıp açtıktan sonra onu onaylayarak verdim. "Etkileniyorum."
Gülümsedi, onun dudaklarından bulaşıcı olduğu için bu bana da yansıdı.
Kırgınlıklar elbetteki geçerdi önemli olan insanların birbirini geçmemesiydi.
Biz bunu çoktan hak etmiştik.
Hak edilen kelimelerimiz de son sözlerimiz olmuştu.
***
Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.
Arhan'a çektirmek istemedim ya. İlerde daha ağırını yaparsa görüşürüz ama orası ayrı.
Arhan ve Güney hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TA UZAK YOLLARDAN -GAY
Short StoryGüney işlediği hırsızlık suçundan dolayı girdiği karma koğuşta başına geleceklerden habersizdir. Özellikle de bu koğuşun bir reisi olduğundan ve Reis'in sevdası olacağından. "Pusula isterse her daim Kuzey'i göstersin. Benim yolum sensin Güney. Benim...