15.BÖLÜM "BİLİNEN GİZLİLER" (F&F)

8.2K 430 30
                                    

Bu bölüm Ferhat ve Furkan ikilisine aittir.

Oy vermeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayınız gardaşlarım.

Keyifli okumalar.

***

(Furkan'dan)

Akşama doğru Güney'in yatağına gitmiş ve onunla konuştum. Vakit geçsin diye ona tüm sülalemi anlatırken bulmuştum kendimi. Ara sıra odağı sol tarafına kaysa da beni dikkatle dinlemiş, hatta sorular bile sormuştu.

Arhan abiyle aralarında bir şeyler olduğunu seziyordum. Bunu düşünmeme sebep olan ise ikisininde birbirinden habersiz birbirlerine sürekli bakıyor oluşlarıydı.

Bu durum aklıma bir zamanlar ki beni getirdiğinde gülümsedim. Başımı kaldırdım ve onu aradım. Gözlerim puzzle'ın kalan son parçasıymış gibi anında onu bulmuştu.

Yine oyun oynuyordu.

Elinde sürekli çevirdiği tespih, birilerine sürekli bulaşması, kaybetmeyi yedirememesiyle biliniyordu zaten.

Ona baktığımı hissetmiş gibi konuştuğu koğuştakileri birbirlerine yönlendirdi. Başını kaldırdı ve bana baktı. Eliyle tespihini çevirirken bana göz kırptı.

Etrafa gezdirdim gözlerimi, herhangi birisi bakıyor mu diye. Herkesin kendi halinde olduğunu görünce tekrar ona döndüm. Minik bir öpücük attım bende.

Gülümsediğinde kaşlarıyla arkamdaki tuvaleti işaret etti. Gözlerimi kırparak onu onayladım. Güney de kendi halinde takılıyorken ona işimin olduğunu söyleyip ayaklandım.

Tuvalete girip, en son ki kabine geçtim. Burası bizim ilklerimizin yaşandığı alandı. İlk itiraflarımız, ilk kavgamız, ilk dudaklarımızın birbirini bulduğu an.

Adım seslerini duyunca geldiğini anlamış, oturduğum klozetin kapağından kalkmıştım. Kapıyı iki kere tıklayınca burada olduğumu göstermek için iki kere bende tıklattım.

Kapıyı açıp içeriye girdi. Bu aramızdaki bir şifreydi. Hemen özlemle belime sarıldığında onu hiç bekletmeden bende kollarımı ona sardım. "Özledim seni." diye mırıldandığımda "He valla bende özledim." diye karşılık aldım.

Onun Angara ağzı beni güldürüyordu. Çok tatlı oluyordu.

Kollarımızı birbirimizden ayırmadan başlarımızı geri çektik. Hiç duraksamadan dudaklarımızı birleştirdiğinde, onun sıcaklığını özlediğim için inlemiştim. Kollarını sıkılaştırdı. Sanki daha çok dudaklarımı öpebilecekmiş gibi başımı bastırıyordu.

"Çok özledim." diye fısıldadı tekrardan. "Bende." diyebildim sadece. Sonra yanaklarına ellerimi koyup onu kendime çektim, dudaklarımızı tekrar buluşturdum.

Onunla olunca nerede olduğunu bilmediğim arzum kabarıyor, daha fazlasını istememe neden oluyordu. Dudaklarımızı ayırdı. "Arhan'ın koğuşunun anahtarını aldım." dediğinde gülümseyerek ona baktım.

Bu gece birlikte uyuyabilecektik.

"Sen şimdi içeriye geç, ilk ben çıkacağım arkamdan sen çık tamam mı?" dediğinde başımı salladım. Üstümü düzeltip, içeriye geçtim. Kimse bana bakmazken su bidonunun yanında dikildim. Su içiyormuş gibi görünmekte fayda vardı.

Benden bir süre sonra Ferhat çıktığında bakışları kısa bir süreliğine bana değdi ondan sonra kimseye bakmadan koğuşun kapısından çıktı.

Oradan gelen konuşma sesleriyle Ünal abiye söylediğini anlamıştım. Bir süre kendi halimde bekledikten sonra koğuş kapısına ilerledim ve açtım. Aynı zamanda bana doğru gelen Ünal abiye kolumu uzattım.

TA UZAK YOLLARDAN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin