45.BÖLÜM "ORMAN"

2.3K 139 12
                                    

Bölümler ve kitap hakkında bilgi almak için beni takip edebilir, duyurularımdan öğrenebilirsiniz.

Sorularınız, düşünceleriniz varsa eğer panoma beklerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

***

Uykunuzun en güzel zamanlarında bir şey onu elbet ki bozar. Ya bilerek olur ya da istemeyerek. Tuvaletiniz gelir, birisi yüksek sesle konuşur, bir şey izler. Bunu da planlamış gibi en tatlı anda yapar ya, siz de katil olma derecesine gelirsiniz.

İşte o an bu andı.

"Koğuş kalk!" Vedat abinin sesi duyar gibi olduğumda göz kapaklarım kendiliğinden açıldı. Buruşan yüzüm bu sesi sevmediğinin habercisiydi.

Ki haksız da sayılmazdı.

Başımı sağ tarafıma çevirip güç bela araladığım gözlerimle dijital saate baktım. Dış kenarlıkları siyah olmasına rağmen saat sayıları kırmızı renkte görünüyordu.

05:23

Bu saatte hangi cani insanı en tatlı zamanlarında uykudan uyandırırdı? Belime daha sıkı dolanan kollar, varlığını haberdar etmek istiyor gibiydi. Uyku sersemi kolların sahibine döndüğümde onun hâlâ uykusundan kopamadığını fark ettim.

Nalet olsun başında kıyamet kopsa uyanmayacak kişilere.

Kusura bakma Arhan, eğer ben uyumuyorsam sende uyumayacaksın. Dirseğimle hemen yanımdaki çıplak bedeni dürttüm. "Arhan." diye fısıldadım. Hâlâ uykusunda olduğunu görünce iyice kolumu karnına vurdum. "Arhan diyorum!" diye en son bağırdığımda göz kapaklarını kıpırdattı.

Çok şükür!

Gözlerini açtığında yanında gördüğü bedenimle dudaklarına tebessüm yayıldı. Ancak o sırada kapıya atılan yumruklar ikimizin de şaşkın bakışlarını oraya yöneltti.

"Kalkın, kalkın, kalkın!" diye durmadan kapıyı yumruklayan ve aynı zamanda bağıran kişi Vedat abiden başkası değildi.

Bu hareketine karşı elimi alnıma vurdum. Ağlamaklı bir ses çıkarıp bu durumdan ne kadar hoşnut olduğumu dışarıya belirttim.

Arhan yatağın yanındaki terliğe uzanıp kapıya fırlattı. "Defol git kapıdan." diye bağırdığında Vedat abi kapıyı yumruklamayı bırakmıştı.

"Tamam canım ne kızıyorsun! Ne yaptık sanki! Kalkın ve aşağıya inin aciliyet içeren bir konumuz var." dedikten sonra onu onaylamamızı beklemeden kapının önünden ayrılmıştı. "Ne yaşıyor bu adam ya.." diye mırıldanıp gülmeye başladım.

Gerçekten Vedat abiyi anlamak zordu ve bunu bir tek Mehmet amca yapabiliyordu.

Başımı kaldırıp Arhan'a baktım. O ise kıstığı yeni uyandığını belli eden gözleriyle bana bakıyordu. "Günaydın." diye seslendim. Yüzündeki donukluk yok olup yerini tebessüme bıraktığında "Günaydın." dedi.

Önümdeki beyaz yorgana bakıp, tekrardan yatağa uzandım. "Saat daha çok erken!" diye hayıflanırken Arhan gülümseyip üstüme doğru eğildi. Dudaklarıma uzandığında kendimi geri çekmedim.

Ancak o rotasını değiştirip dudaklarını yanağıma bastırdı. Art arda hiç duraksamadan yanağıma öpücükler bıraktı.

Eğer dudaklarının gideceği yolu değiştirmeseydi, sık bırakılan öpücüklerin yeri dudaklarım olacaktı.

Eğilip burnunu boynuma yasladı. Derince nefesler alıp vererek kokumu içine hapsetmek istedi. En sonunda başını kaldırıp göz göze gelmemizi sağladı. "Hadi bakalım kalkalım da ne istiyorlarmış öğrenelim." dediğinde başımı sallayarak onun üstümden kalkmasını bekledim.

TA UZAK YOLLARDAN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin