43.BÖLÜM "AŞMAK"

2.3K 179 17
                                    

Uzun vakit geçti biliyorum ama yazmakta zorlanıyorum. Bu yüzden hızlıca bir şeyler yazdım geçiş bölümü gibi düşünebilirsiniz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

***

Bu hayatta ben hep tek başınaydım. Düştüğümde, sabahın serin saatlerinde, gece yarılarına kadar çalışırken, yemek yerken, tenha sokaklarda soluksuz dolaşırken ben hep tek başınaydım.

Sözde başımda bir aile vardı. Onlar sadece oyunun birer figüranıydı. Varlıkları yoklukları birdi. İçimde üstünü örtmeye çalıştığım keskin bir yaradan ibaretlerdi.

Sonra bir adamla tanışmıştım. Başta her şey çok güzeldi. Yarama şifa, bilinmezliğime yol, sevgisizliğime bir kalp olur sandım.

Yanılmışım.

Ben hep yanılırdım.

Yalan söyleyemem bir süre yaralarımın üstündeki geçici süreliğine bıraktığım yapraklar, onun sayesinde oradan alınmıştı. Onun sayesinde adam akıllı bir şifa bulma yönünde ilerlemiştik.

Sonra da yıllardır beklediğim bu an kesilmişti. Ben yine o yapraklara muhtaç kalmıştım.

Ama fark etmediğim şuydu ki; karşımdaki, yüreğime işlenen o adam da yaralarını benim gibi örtmüştü. Tek farkımız o üstüne beton yağarken ben sadece yaprak koymayı tercih etmiştim.

Tekrar kanamasınlar diye beton dökmesi, içimi burkmuştu.

İyi değildi.
Değildim.
Değildik.

Saatlerdir aynı yerde uzanarak kocaman binaların resmettiği manzarayı izliyordum. Boynuma saklanmış bedeniyle birlikte, ellerim saçlarında geziniyordu. Ona itiraf edemesem de ellerim o beton yığınına oyuklar açmak için şimdiden çabalıyordu.

Bazen göğsümde, bazen boynumda bazense karnıma doğru yaslanarak ağlıyordu. Sonra göz yaşlarına bir süreliğine ara veriyor, soluklanıyor, sonra tekrar ağlıyordu.

Duygusal anlamda bir boşalma yaşıyordu.

O da benim gibi gömmüştü hislerini. Herkesi silmişti, kimsesi kalmıştı. Ben hariç. Bir tek beni silmemişti. Benimle tutunmuştu hayata, yaşamaya.

Onca seneyi aşmak kolay olmayacaktı. Yavaş yavaş aşmaya çalışacaktık bizde.

Göğsümdeki ağırlık yok olduğunda gözlerim daldığı manzaradan ayrıldı. Ayaklanan Arhan'a baktığımda yatmaktan bozulmuş üstünü düzelttiğini gördüm.
"Gel." dedi elini bana doğru uzatarak.

Ne yapacağımızı bilmesem de sorgulama niyetinde değildim. Sadece ona nazaran küçük elimi büyük avucunun arasına bıraktım. Ondan destek alarak ayağa kalktım. Anında kasılma ve uyuşmayla beni karşılayan ayaklarıma teşekkür ettim.

Bende saatlerdir nasıl dayandınız diyordum..

Birlikte el ele Arhan'ın yatağına doğru ilerledik. Saat kaç olmuştu bilmiyorum ama şu anlık, bir günlük biz zaman diliminden yoksunduk.

Yatağın üstündeki siyah yorganı kaldırdı. Kaldırdığı gibi içine girdi. Yatağın sol tarafına Arhan sağ tarafına ben yerleşmiştim.

Yattığım gibi üstüme hemen örtülen yorganla birlikte biraz daha iyi hisseder hale gelmiştim. Anında yatakta birbirimize dönerek gözlerimizi buluşturduk. Arhan gülümserken benimde yüzümde tebessüm oluşmuştu. "Söz veriyorum tüm her şeyi telafi edeceğim." diye fısıldadığında sıcak nefesi yüzümü okşadı.

Gözlerimi kısaca kapatıp açtım. "Artık bunları düşünme. Bırak bizim için zaman nasıl akıyorsa öyle yaşayalım." dediğimde yorgunlukla gözlerini kapattı.

Gözleri çok şişmişti, beyazları kırmızılara bürünmüştü. Elimi kaldırıp, kapalı göz kapaklarına dokundum. Sanki o kırmızıları silebilecekmişim gibi.

"Sarılabilir miyim?" diye sorduğunda hiç düşünmeden başımı salladım. Ne de olsa benimde ihtiyacım vardı buna.

Sorusuna yanıtımdan sonra hızlıca elleri belime dolanmış, tekrardan koltuktaki halimize bürünmüştük. Bu sefer tam göğsümün üstüne yatmış, ellerini sıkılaştırmıştı. "Uzun zaman sonra ilk defa rahat bir uyku uyuyacağım." dediğinde sesimi çıkarmadım.

Parmaklarım saçlarının arasında gezinerek ona yanıt verdi.

Uyu dedi.

Onu katil ruhlu zihninden uzaklaştırmayı düşündüm. Çünkü bilirdim nasıl olduğunu. Ne demek olduğunu. Misal bende düşüncelerimin bana hükmü çok olduğunda, odamdan çıkıp salonda yatardım.

Açardım televizyonu, oradan gelen sesle birlikte kafamı bulandırmaya çalışır öylece uykuya dalardım.

Sıcakla ve geç olan saatle birlikte artık gözlerim acımaya başlamıştı. Bu yüzden başımı sabit tutmaya çalışarak gözlerime istediğini vererek, onları birbirine kavuşturdum.

Ama birkaç saniye sonra tekrar açılan gözlerim bana hiç yardımcı olmuyordu. Çünkü ben böyle sabit durarak uyuyamazdım.

Sürekli döner dururdum.

Çaresizlikle gözlerimi biraz daha yormak için etrafta gezdirmeye başladım. Büyük bir duvarı kaplayan kitaplık vardı. Onun önünde büyük bir ışık ve pofuduk koltuk. Zaten hemen yanlarında da büyük bir cam ve manzara vardı.

Tam karşısında ise bizim az önce üstünde oturuyor olduğumuz siyah koltuk vardı.

Yatağın yan taraflarında iki tane komidin bulunuyordu. Bir tane çekmecenin hafiften açık olduğunu görünce içine baktım.

Siyah deri sert kapaklı bir deftere benziyordu. Çaprazlamasına, aceleyle koyulmuş gibi bazı sayfaları havalanmış duruyordu. İçimdeki gizlenmiş merak tüm bedenimi sardığında parmaklarımda karıncalanmayı hisseder olmuştum.

Üstümdeki bedeni yavaşça belinden ve omuzlarından tutarak yana doğru ittirdim. Onu biraz oynatmamla birlikte Arhan uyku sersemi bana bakmadan arkasını dönerek uykusuna devam etti.

Kaçıncı rüyayı görüyordu acaba?

Yavaşça üstümdeki yorganı kaldırdım. Onu da Arhan'ın üzerine örttüm. Çıplak ayaklarımı soğuk zemine basmadan temkinli bir şekilde aşağıya doğru eğildim.

Parmaklarımı uzattığımda çekmece ile aralarında çok az bir mesafe kalıyordu. Bu yüzden biraz daha eğilerek çekmeceye uzanmaya çalıştım. Parmaklarım kulpunu kavradığında sesli bir nefes verdim.

İşte bu!

Çekmeceyi az önceki atmosferi baz olarak sessiz  ve sakince açtıktan sonra siyah defteri bir hışımla kapıp geri çekildim.

Aniden yaparsam daha az dikkat çekermişim gibi gelmişti.

Dizlerimin üstündeki defteri alıp yatağa koydum. Açmakla açmamak arasında gelip gitsem de açmak isteyen tarafım daha ağır basıyordu.

Bende açmaya karar verdim.

Sert kapağı tutarak sayfaları çevirmeye başladım. İlk sayfalarında gördüğüm bilgilendirmeyle duraksadım. Arhan'ın el yazısı olduğunu anlayınca hemen yazıyı okudum.

"Ferhat şerefsizi! bu bir günlük lan. Eğer bunu okuyorsan Allah senin belanı versin kardeşim."

***

Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz.

TA UZAK YOLLARDAN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin