Bölümler ve kitap hakkında bilgi almak için beni takip edebilir, duyurularımdan öğrenebilirsiniz.
Sorularınız, düşünceleriniz varsa eğer panoma beklerim.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
***Hep bir manzaralı evim olsun isterdim. Belki görmek istediğim ovalar, dağlar, sislerdi. Belki de şehir binalarının kirli görüntüsüne nazaran akşam vakti yakacakları ışıklardı.
Güç bela bulabildiğimiz, şu an yaşadığımız bu evde şehir binalarına aşinaydık. Bazı evlerde sarı, beyaz ışıkların geçişleri vardı. Nerede olsam çok hoşuma giden bu görüntü şu an bana ağır geliyordu.
Aradan iki gün geçmişti, o gün balkonda bir ben sigara yakmıştım, bir o. Yeni aldığım paket bittiğinde ne olduğunun farkına varmıştım.
Şimdi odamda, yatağıma uzanmış kapattığım ışıklarımla düşünüyordum. Zihnimdeki seslerin, fikir ayrılıklarının kanımı delice emmesine izin veriyordum.
Başımla birlikte bedenimi de perdesi açık pencereme çevirdiğimde, bahsettiğim o ışıkları görebilmiştim. Bazı balkonlarda oturan kişilere gözlerimi değdirdim.
Sağ taraftaki balkonda bir adam kızının pileli eteğiyle birlikte ona dans etmesini gülerek alkışlıyor, bazense onunla birlikte ellerini oynatıyordu.
Benimle babam hiç böyle oynamamıştı.
Sol taraftaki bir balkonda bir anne kızı ve oğluna hem manzarayı seyrettiriyor hem de yemek yediyordu. En güzeli ise çocuklar birbirlerinin omuzlarını sarmış bir şekilde yemek yiyorlardı.
Ailem, onları yapmadığım bir suçtan dolayı utandırdığım için benimle zaten görüşmedikleri ama var olduğunu iddia ettikleri görüşmelerimizi de kesmişlerdi.
Yukarılardaki bir balkonda da kadın ile adam birbirleriyle şakalaşarak çiçeklerinin topraklarını değiştiriyorlardı.
Aşk.. güzel bir şeydi. Bağlılık, sevgi, temas. En iyilerindendi. Bense sadece bir kez tadabilmiştim. Hevesim de kursağımda kalmış, başlamadan yarım kalmıştı.
Peki neden devam ettirmiyordum?
Hızlıca yatağımdan doğrulduğumda, kalkmanın getirisi başımın dönmesini umursamadan ayağa kalktım. Belimden düşen eşofmanımı düzelterek odamdan çıktım.
Devam ettirebilirdim.
Furkan'ın odası hemen yan tarafımdaki banyonun yanında olduğu için kapının önüne ulaşmam uzun sürmemişti. Kapıyı alacaklı gibi çalmaya başladığımda Furkan kapıyı şaşkın bakışlarıyla birlikte açtı. "Ne oluyor!" Kolunu tutup, odadan çıkardım.
Birlikte dış kapıya ilerlediğimizde daha doğrusu ben onu iletlettiğimde onun söylenmelerini duymazdan gelerek anahtarı alıp kapıyı kapattım. Terliklerimizi giyip onu dışarıya çıkardım.
"Güney nereye gidiyoruz!" diye bağırmasıyla ona döndüm. "Yarım kaldıklarımıza." diye bağırdım bende.
İlk baştan anlamasa da sonradan rayları yerine oturmuştu. Furkan sesini kesmiş bir şekilde yanımda ilerliyordu. Hatta onu sürüklemeden kendisi geliyordu. Kapının önündeki siyah arabaya doğru ilerledik birlikte.
Cama yaklaşıp içeriye baktığımda tanımadığım birinin kollarını birbirine kavuşturmuş şekilde uyuduğunu gördüm. Camı tıklattığımda yerinden irkilerek kalktı. Anında cam yerine kapıyı açmasıyla Furkan'la birlikte geriye çekildik. "Buyrun Güney Bey ve Furkan bey."
Karşımdaki adama biraz şaşırsam da kendimi toparlayıp isteğimi dile getirdim. "Bizi Arhan ve Ferhat'ın evine bırakır mısınız?" diye sorduğumda gülümsedi. "Tabii efendim emriniz olur." derken bize arka koltuğun kapısını açmıştı. Önden Furkan bindi, arkasından da ben. Binerken adama döndüm ve aklımdaki şeyi söyledim. "Emir değil, rica." dediğimde gözlerindeki gülümsemeyle başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TA UZAK YOLLARDAN -GAY
Cerita PendekGüney işlediği hırsızlık suçundan dolayı girdiği karma koğuşta başına geleceklerden habersizdir. Özellikle de bu koğuşun bir reisi olduğundan ve Reis'in sevdası olacağından. "Pusula isterse her daim Kuzey'i göstersin. Benim yolum sensin Güney. Benim...