17.BÖLÜM "YA ONLAR YA BİZ"

6.6K 376 29
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

***

Ağzımdaki maskeyi sıkıca tutarak, nefes nefese arkamdaki duvara yasladım.  Adrenalin resmen kanıma işlememişti, yıkıp geçmişti.

Plan'ı bu sabah kaybedecek neyimiz var ki diye düşünüp an itibari ile başlatmışlardı. Benim görevim Dedelerin koğuşuna sızmaktı. Bizimkiler gelene kadar orada saklanmaktı. Ancak ondan önce başka bir sorunum vardı.

Gardiyanlar.

Malik'in görevi onları etkisiz hale getirmekti ancak başarılı olamamıştı demek ki.

Duvara tutundum yavaşça başımı aşağıya eğdim gelen gideni kontrol etmek için. Koridor görüş alanıma girdiğinde bana doğru elinde dosya ile gelen gardiyanı gördüm. Belindeki anahtarların sesi kulağımı tırmalıyordu.

Aklıma gelenle duraksadım. Koğuşlara giderken ki tüm kapıları onun kartıyla açabilirdim.

Saklanabileceğim bir yer var mı diye etrafıma baktım. Şansımı seveyim ki burası çıkmaz bir bölümdü. Tek yapmam gereken gardiyanı etkisiz hale getirmekti.

Tekrar başımı eğip yolu ne kadar yarıladığına baktım. Tam yarısındaydı. Maskemi kontrol ettikten sonra bedenimi iyice arkamdaki duvara yasladım.

Bekledim, bekledim.

Bedenini gördüğüm an kolumu boynuna sarıp kendime çektim. Bu Hüseyin gardiyandı. Ne olduğunu anlamadığı için şu an sadece debeleniyordu.

Ancak birazdan kendine gelir karşılık verirdi. O zamanı bekleyemez, ona da zaman veremezdim. Sağ kolumu kırıp boynuna vurdum. Anında kollarıma yığıldığında birlikte yere düştük. Güç bela ayağa kalktım ve geri geri çekip onu duvarın en köşesine taşıdım.

Normal uyuyakalmış bir görünümü vererek belinden kartını aldım.

Etrafı kontrol ede ilerlemeye devam ettim. Demirliklere kartı okutup, hızlıca geçmeye başladım. Avlu saatiydi. Bizimkilerden birkaç kişiyi bırakmıştık. Kimsenin alamaması için.

Mehmet amca diğerlerine farklı görevler vermişti. Arhan kameralarla ilgilenirken, Ferhat kapıları kitlemek için anahtarlarla ilgileniyordu. Furkan'ın çizim yeteneğini daha yeni öğrenmiştim. O da gece onların tuvaletiyle ilgilenecekti. Vedat abi onların koğuşuna ses sistemi bağlıyordu.

Bunların hepsine Ünal gardiyan sayesinde ulaşabilmiştik. O ise bu konu da üç maymunu oynuyordu.

Önümde bir koridor vardı, iki yana ayrılıyordu. Orayı kontrol etmek için tam ortasına yem olarak kullandığımız boncuklardan bir tanesini attım.

Birkaç saniye sonra aynı renk boncuk benimkinin yanına atılınca bizimkilerden birisinin orada olduğunu anladım.

Hızlı adımlarla oraya ilerlemeye başladım. Haberleşme için Ferhat ve Arhan kullanmadıkları birer tespihlerini feda etmişlerdi. Onlara tekrar yapacağımın sözünü vererek eş şekilde dağıtmıştım.

Aynı zamanda ıslık da kullanacaktık. Bunlar bizim haberleşme aracımızdı.

İki boncuğu da kaptığım gibi sahibine döndüm. Yüzünde maskesi, elinde tornavida ile Arhan duruyordu. O da beni görmeyi beklemiyormuş gibi baktığında boncuğu uzattım.

Bu maskeyle çok seksi duruyordu.

"Dikkat et." diye fısıldadığında gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. "Sende." dedikten sonra onun koridorunun ters istikametine yürüdüm.

TA UZAK YOLLARDAN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin