Mirkan'dan makul bir açıklama ve peşine yaptığımız anlaşmalı nikahı anlatmasını beklerken 'dan' diye evlendik demesi bana bile şok olmuştu gerçekten.
"NEY! Ne yaptınız!?"
"Evlendik, Çınar. Nesini anlamadın?"
Çınar şaşkınca bir Mirkan'a bir bana bakarken boynu kopacaktı. Tepkilerine gülmek istesemde içinde bulunduğum durumun tuhaflığından gülemiyordum.
"Nasıl evlendiniz ya? Ciddi mi? İlk kim itiraf etti? Anlatın çabuk. Nasıl bu kadar kısa süre de sevdiniz birbirinizi?"
Taramalıya bağlamış gibi peş peşe sorduğu soruların her birine cevap vermesi ve durumun aslını izah etmesi için aynadan Mirkan'a bakıyordum. Mirkan ise Çınar bıkkın bakışlar atmakla meşguldü.
İlk kim itiraf etti sorusuna gelecek olursak o sorunun cevabı ise biraz kritikti. Anlaşma amaçlı da olsa evlilik teklifini ben etmiştim ve düşündükçe yerin dibine batıp batıp çıkıyordum.
"Öyle değil. Anlaşmalı evlendik. Sınırdan geçebilmek için."
Çınar'ın hafif havalanan kaşları ve merakının giderildiğini gösteren yüz ifadesiyle bende rahatlamıştım. Mirkan beyler sağ olsun gecikmeli de olsa açıklama yapmaya teşrif etmişti.
"Baştan desene oğlum. Ben de heyecanlanmıştım. Cengiz Kurtoğlundan Gelin Olmuş Gidiyorsun şarkısını söyleyecektim az daha."
"İyi ki söylememişsin Çınar. Sesini duymayalı uzun zaman oldu kulaklarım buna hazır değil."
Mirkan'ın eş zamanlı olarak yüzünü buruşturmasıyla Çınar gülmeye başlamıştı. Komedi programı izliyor gibiydim resmen ama şu an daha önemli bir sorum vardı. Biz nereye gidiyorduk?
"Iıı kusura bakmayın bölüyorum ama bir şey soracağım?"
"Sor yenge."
Yenge! Kim yenge! Ben mi yenge!
"Yenge? Yenge değil Gökçe. Gökçe diyebilirsiniz."
Ben sakince durumu toparlarken Mirkan'ın çıkışmasıyla ona baktım.
"Yenge ne Çınar? Sen benim dayağımı özledin herhalde! Anlaşmalı evlendik diyorum. Anlaşma."
"Anlaşma manlaşma. Evli misiniz değil misiniz? Evlisiniz. Siz boşanana kadar Gökçe yengem benim yengemdir. Buyur yenge sor."
Allah'ım ya Rabbim! Ben de dövecektim şu Çınar'ı şimdi. Bir tane de ben şaplatsaydım ensesine olmaz mıydı!?
Farkında olmadan Çınar'a attığım kötü bakışlarımı ayndan görmemle düzelttim hemen yüz ifademi ama Çınar çoktan görmüş olmalı ki korkmuş bir ifadeyle bana bakıyordu.
"Tamam tamam şaka yaptım tabi yenge değil. Gökçe."
Bir bakışımla Çınar'ı ikna etmiş olmama şaşıran Mirkan biraz da keyfi yerine gelmiş bir şekilde Çınar'a baktı.
"Öyle pısırık gibi kalırsın işte. Ben kaç gündür ne çektim bu kızd-"
Ne mi çekmişti! Hiçbir şey çekmedin valla hiç kusura bakma! Az önce Çınar'a attığım aynı bakışı Mirkan'a atarken Mirkan cümlesini yarıda kesmişti.
"He tam olarak böyle mi kardeşim?"
Çınar, Mirkan'ın da kendisi gibi susup kalmasıyla Mirkanla alay ediyordu. Ben ise ne ara Mirkan beyefendiye çektirdiğimi düşünmekle meşguldüm.
"Neyse sen ne soracaktın Gökçe?"
Çınar'ın bana seslenmesiyle ona döndüm.
"Nereye gidiyoruz? Mümkünse beni havaalanına bırakırsanız memnun olurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHRAS (TAMAMLANDI)
ActionKoruyucu, muhafız demek 'ahras'. Kaybetmemek için korumak gerekir tabi, belki bir vatanı, belki sevdiğini, belki bir kalpteki yerini... "Çünkü hep korumak istedim seni. Nefes alabilmek için, sensiz ne yapacağımı düşünemediğim için, gözlerine bakmad...