22.

656 51 52
                                    

"Gökçe!"

Karanlık odada adımı tekrar duymamla telaşla arkamı döndüm. Çıkmak için açtığım kapıyı kapatıp çantamdan çıkardığım telefonumla tam karşımda duran kişinin yüzünü aydınlatmak için telefon ekranını suratına tuttum. 

"Cenk abi?"

Yüzüne vuran ışık yüzünden buruşturduğu yüzünü ve kısık gözlerini açmaya çalıştığını görmemle indirdim hemen telefonu.

"Senin burada ne işin var?"

"Senin burada ne işin var?"

İkimizin de aynı anda söylediği cümleyle duyan var mı diye koridoru dinledim hızlıca. Gelen giden yoktu ama acilen aşağı inmem gerekiyordu ben lavaboya diye yukarı çıkalı 5 dakika olmak üzereydi ve daha fazlası şüphelenmelerine sebep olabilirdi.

"Belgeleri bulmaya geldim ben. Asıl senin burada ne işin var?"

"Biz Mirkanla..."

Kalan kısacık vaktimde bunu açıklamakla uğraşmaktansa Cenk abiye yardımcı olmaya karar vermiştim. 

"...neyse boş ver nedenini. Üst kata ve bu kata bakma boşuna. Giriş katta olduğunu da sanmıyorum. Alt kata in inebiliyorsan. Benim gitmem gerekiyor. Bir şey olursa mesaj at bana, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım."

"Sen nereden biliyorsun? Gökç-"

Cenk abi bir şey diyecekken hızla çıktım odadan. Daha fazla burada duramazdım. Elimde gezdirdiğim anahtarla banyoya girip kapattım suyu. Anahtarı da yerine geri bırakıp banyodan geri çıkarken yukarı çıkmak üzere olan çalışan kızla göz göze gelmiştik. Benim banyodan çıktığımı görmesiyle yüz ifadesinin rahatladığını görebiliyordum. Elimdeki çantayı ona doğru sallayıp hafifçe gülümsedim.

"Çanta için teşekkürler."

"Rica ederim efendim, buyurun size eşlik edeyim."

Kızın peşi sıra aşağı inerken göz ucuyla Cenk abiye baktım. Tabloların olduğu odanın kapısını çok hafif aralamış bizi izliyordu. Önüme dönüp beni yönlendiren çalışanla beraber salona geri döndüm. 

Herkes salonda oturuyor, Rıza bey ve Mirkan iş ile ilgili bir şeyler konuşurken Ceren de onları dinliyormuş gibi yapıp Mirkan'ı izliyordu. Bu kız, Mirkan'ın sandığının aksine babasının gözüne girmek için falan değil direkt Mirkan'ı sevdiği için evlenmek istiyordu bence. 

"Gökçe, bizde seni bekliyorduk. Yemeğe geçelim mi?"

Rıza beyin bana seslenmesiyle Ceren'de olan sinir krizi bakışlarımı çekip ona baktım.

"Olur tabi, kusura bakmayın beklettim biraz."

"Sorun değil, buyurun."

Memnuniyetsiz ifadeli Ceren ve babası önden yemek odasına geçerken bizde arkalarından takip ediyorduk Mirkanla.

"İyisin değil mi?"

Mirkan'ın yavaşça kulağıma fısıldadığı cümleyle başımı sallayıp onayladım onu. Nedense geldiğimizden beri benim iyi olup olmadığımı sorup duruyordu. Asıl stresli olan kendisi olduğu için ben iyi olmadığımı söylediğim an bunu bahane edip gitmek istiyormuş gibi bir hali vardı. 

Gösterilen yerlere otururken Mirkan'ın karşısına Ceren'in gelmesi ayarlanmış bir durum olmalıydı. Gerçi öyle olmasa bile karşısına oturmak zorundaydı çünkü zaten 4 kişiydik ve Rıza bey ev sahibi olması sebebiyle masanın başına oturmuştu. Ceren'in bulunduğu yerdeki varlığının beni sinir etmesine izin vermeden unutmaya karar verip göz ucuyla masanın altında tuttuğum telefonuma baktım. Cenk abiden herhangi bir mesaj yoktu. Henüz sorun çıkmamıştı anlaşılan ve inşallah çıkmazdı da.

AHRAS (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin