16. Bölüm

5.7K 263 43
                                        

Yazarken üzerinde çok düşündüğüm bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz.

Her oy yeni bir bölüm demek bu yüzden oy atmayı unutmayın
Keyifli okumalar.
『♡』

"Zihnim bir uçurum.."
Bölüm 16; İntihar düşüncesi
Hazar Saraçoğlu

Karşımdaki kişi Asrın dan başkası değildi ona ters ters baktım. Ne istiyordu bu ruh hastası?

"Aileme zarar verirsen acı çektirerek öldürürüm seni Hazar bunu unutma."

Beni serbest bırakıp kendi arabasına binip gitti sinirle arabanın kapısını açıp arabaya bindim. Sinirden boynumdaki damarlar atmıştı bu herif beni öldürmeyi kafasına takmıştı buna engel olmam gerekiyordu yoksa ölecektim.

"Ne yani bir ay yada daha fazla konuşamam öylemi?"

Ellerimi hızlı hızlı hareket ettiriyor dum bu olamaz ya konuşmak istiyorum ben.

"Üzgünüm Hazar bey elimden geldiğince size yardımcı oluyorum dediğim gibi hemen konuşmanız mümkün değil."

Doktorla olan görüşmeden sonra hastaneden nasıl çıktığımı bilmiyorum yada şuan neden bir sahilde olduğumu bilemediğim gibi derin bir nefes aldım kendi ellerimle hayatımı bitirmiştim. Denize doğru yürümeye başladım yavaşça suya girmeye başladım su belime kadar gelince kendimi sırt üstü suya bıraktım.

Daha önce defalarca kez intihar etmeye kalktım ve bunlar bende çok büyük yaralar bırakmıştı ama o zamanlar ruhum hala iyi durumdaydı Çakır ailesi ile yaşamaya başlar başlamaz elimden vuruldum zehir lendim bunlar yetmezmiş gibi beni boğarak öldürmeye kalktılar ve bende öldürdüm ellerimde kanlar vardı ve asla gitmeyecekti.

Göz yaşlarım yanağımdan süzülüyordu benim tek bir hedefim vardı ama bunu gerçekleştirme den ölecekmişim gibi hissediyorum. Kafamın içindeki sesleri ilaçla sustura biliyordum ama etrafımda ki insanların seslerini nasıl susturacağımı bilmiyorum.

'Onları öldürerek.' Zeki herkesi öldüremezdim burada kendimi öldürsem cesedimi kimse bulamazdı histerik bir kahkaha atım ama sesim çıkmadı onunda benden aldılar daha derine yüzüp tamamen suyun içine girdim yorulmuştum ölünce üzüntüler ve hayal kırıklıkları da son bulur muydu?

Çocukluğum geldi aklıma o zamanlar neşeli ve mutlu bir çocuktum ben sokaklarda bir dilim ekmeğe muhtaç ken bile mutluydum taki biri hayatıma girip hayatın toz pembe olmadığını öğretene dek mutluydum.

Kim olduğumu artık ayırt edemiyorum birilerini gözünü bile kırpmadan öldüren birimi yada yere düşüp dizi kanadağı için saatlerce ağlayan çocuk muyum bilemiyorum.

Hani derler ya zaman herşeyin ilacıdır diye hayır zaman geçtikçe acılar büyüyor ve bir çığa dönüşüyor ve siz o çığın altında kalıyorsunuz nefes almakta zorluk çekiyordum. Nefesimi daha fazla tutamayıp yüzeye yüzüp suyun altından çıkıp derin bir nefes aldım.

Güneş batıyordu su soğuk olduğu için titriyordum kesin hasta olacaktım. Kafamı kaldırıp sahile bakınca kumların üzerine oturan kişiyi gördüm uzak olsam da bu adamı tanımıyordum. Kıyıya doğru yüzüp sudan çıktım keşke kıyafetleri çıkarsaydım.

Adamın yanına yaklaşıp yanına oturdum. Öldürmeye kalksa hiçbir şey yapmazdım şuan dünya yıkılsa umrumda olmaz moduna girmiştim.
Kafamı çevirip ona baktım.

Siyah gömlek siyah kot pantolon ile siyah bot giymişti kalıplı vücuda sahipti ve yakışıklıydı kafasını çevirip benimle göz göze gelince irkilerk gözlerimi kaçırdım benim gözlerim gibi buz mavisi gözlere sahipti bir an için o gözlerde kendimi görmem tuhaf hissettirdi.

HazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin