22. Bölüm

3.9K 180 16
                                    

Bölüm yeniden yazıldı yani baştan okuyun.

Her oy yeni bir bölüm demek bu yüzden oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar.
『♡』

Sığamıyorum hiçbir yere, sığınmakta istemiyorum kimseye.

Bölüm 22; İntihar edememek
Hazar Saraçoğlu


"Hazar bey lütfen açın gözlerinizi."
Ben bu gerizekalı herif'e inme arabadan dedim ben kimim ki sözüm dinlensin amk havaya ateş etmek nedir onu geçtim bana niye uçan tekme atıyorsun Salak herif o bana tekme atınca yere yığılıp kalmıştım hem gülmek hem ağlamak istiyorum.

"O kadar hızlı da vurmadım oysa neden gözlerini açmıyor?" Tabi canım bir taraftan diğer tarafa savrulan ben değildim anasını satayım bu yavaş vurma haliyse hızlı vurduğu anı düşünemiyorum. Gözlerimi açtığımda karşılaştığım ilk şey bulanık gök yüzüydü iyi vurmuştu gözüm seyirdi.
"Hazar iyimisin?" Deli misin be adam ölüyorduk az daha nasıl iyi ola bilirim? "İkiniz de kesin sesinizi."

Ona beni ölümden kurtarması için bir şans vermiştim ama Feza araya girmişti derin bir nefes aldım. Şimdi ne olacaktı o aileye birlikte yaşamaya devam mı edecektim? Onlar benim hiçbir şeyim değildi ama yinede bir yalan atmıştık ortaya bu işin geri dönüşü yoktu ama Karan Çakır'ın gerçekleri öğrendiği zamanki yüz ifadesini merak etmiyor değilim. "Deli gibi sırıtıp durma."(Hamza)

Feza ve o benim yanımda yerde oturuyordu. "Ben zaten deliyim unuttun mu Şizofren hastasıyım." Yoğun bakışlarını üzerimde hisede biliyordum. "İlaçları alıyorsun öyle değil mi?" İlaçlar hiçbir halta yaramıyordu ama yinede kullanıyordum o sikik seslerin susması için bu hastalığın tanısı konulmamış olmasının sebebi paraydı yoksa Çakır ailesi bunu çoktan öğrenirdi. "Evet kullanıyorum."

"Kızıltuğ ailesi onlarla görüşme imkanım yok mu?" O ailenin nasıl olduğunu bilmek istiyordum ama bunu yapmazdım o aile Çakır ailesinin düşmanıydı. "Onlar düşman aile sen bir karar verdin ve onun arkasında dur." Kararı veren sendin bende bunu uyguladım. Uzandığım yerden kalkıp oturur vaziyette geldim. "Asrın ve Karan o ikisinin de acı çekmesini istiyorum."

Nedense bende bunu istiyorum ellerimdeki ve boynumdaki yaraları gördükçe bu istek artıyordu oturduğum yerden kalkıp üzerimi silkip ona geri baktım. "Gitmem gerekiyor ve senin verdiğin kararın arkasında duracağım." Ona dik dik bakmaya başladım. "Ona zarar gelirse ondan önce benim ölüm haberimi alırsın Dede." Onun konuşmasına fırsat vermeden oradan ayrıldım.

Elimle kafamı yokladım kafam sağlamdı yanımda sesizce yürüyen Feza sinirimi bozuyordu sinirle saçlarımı çekiştirip ona bakmaya başladım. "Neden arabadan indin?"
Bana bakmıyordu derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Çatıda sizi gördüm müdahale etmek için arabadan indim." Ne müdahale ama kafamı salladım arabanın önüne gelince ona elimi uzattım. "Anahtarı ver ve sen benimle birlikte gelmiyorsun." Başta itiraz etse de benim ona nasıl baktığımı görünce anahtarı verip yanımdan ayrıldı.

Arabayı karanlık bir yere park etmiştim ve dışarıda yağmur yağıyordu camı indirdikten sonra sigara paketini çıkarıp bir dal alarak dudaklarıma götürüp ateşledim. Sigara dumanı içime çekip koltuğa yaslandım. Saçım darma dağınık olmuştu ruh gibi ben beyaz görünüyor dum. Eğer Feza gelmesiydi o tetiği çekecektim.

Ormanlık alanda tek başıma bekliyordum yanıma bir araba yaklaşıp sağ tarafta durdu arabanın kapısını açıp benim içinde olduğum arabaya bindi ıslak bir köpek yavrusu gibi görünüyordu sırıtıp ona baktım. "İnin cinin top oynadığı yerde ne işimiz var?" Sigara paketini alıp bir dal alarak ateşledi. "Biz şuan bir uçurumun kenarında duruyoruz aşağıya baktın mı hiç?" Baktım ama karanlıkta ne göre bilirim? Kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

HazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin