23. Bölüm

3.4K 184 16
                                    

Tatil bölümü yazayım dedim sonra vaz geçtim.

Her oy yeni bir bölüm demek bu yüzden oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar.
『♡』

"Çok tuhaftı, ağlayamadım.

Ama ruhum paramparça olmuştu."

-Dostoyevski

Bölüm 23; Yarıda kesilen tatil
Hazar Saraçoğlu


Bilin bakalım kim ülkeye ayak basar basmaz babasının vurulduğunun haberini alıp bizi geri uçağa bindirip Türkiye'ye geri getirdi? Tabi ki de Asrın gereksizi ölmemiş adam işte bırak biz tatilimizi yapalım Karan'ı da anlamış değilim yerimi dört saat bile olmadan nasıl kendini vurduta bildin? Yorgunluktan ölüyordum kendimi zar hastahane ye atmıştım.

Hastahane özeldi Karan'nın odası otel odasını aratmıyordu kendimi koltuklardan birine atıp uyumaya başladım. Zaten o da baygın halde yatıyordu biri daha yanıma uzandı ama kafamı kaldırıp bakmaya mecalim yoktu uykuya dalmak saniyeler bile sürmemişti.

"İkizler onu sevmişe benziyor."

"Ben bu çocuğu hiç sevmiyorum bize tuhaf tuhaf bakıyor babama onu öldürmek istiyormuş gibi bakıyor ve benle sana da öyle bakıyor."

Bir kaç dakika boyunca sessizlik oldu.
"Beni öldürmesi için nedenleri var geçen aylarda ona silah verdim silahı tuşu silah kullanmasın biliyor ve bazen tuhaf tepkiler veriyor geçen benimle konuşuyordu sinirlenecek bir durum yoktu ama sanki biri ona kötü bir şey söylemiş gibi çenesini sıkıyordu."

Uykuyla uyanıklık arasında konuşma sesleri duydum ama kimin konuştuğunu anlamdan teker uykuya daldım. Uyandığımda odada ben ve Karan tek vardık banyoya girip işlerimi hallettikten sonra odaya geri döndüm. Karan uyanıktı derin bir nefes alıp yanındaki sandalye geçip oturdum. "İyimisin?" İyi görünüyordu ama yinede sormak istemiştim. "İyiyim seninle konuşmak istediğim için odada kimse Yok." Kaşlarım havalandı emir verir gibi konuşmuyordu bence iyi değildi sandalye yaslanıp alaylı bir bakış atım ona."Konuş bakalım."
Ağzında oksijen maskesi vardı.

"Seni ilk gördüğümde gözlerinde sanki hiçbir duygu yoktu ama bana kırgın bakıyordun seni tanımaya hiç çalışmadım ve seni oğlum gibi görmüyorum bunu bilmeni istiyorum demek istediğim boş hayallere kapılma bu saatten sonra ne sen bana oğul olursun ne ben sana baba abilerine ve ikizlere karışmam seni sevip sevmeyecek lerine ben karar veremem Hazar ben hiçbir zaman seni oğlum olarak kabul etmem benim kanımı taşıyan bir çocuksun o kadar."

Susup derin bir nefes aldı hiçbir şey söyleyemedim ama söyledikleri çok ağrıma gitti sanki binlerce cam parçası kalbime saplanmış gibi hissediyorum sanki kanlar içerisinde yerde can çekişiyordum ve katilim beni izliyordu hiç ruhunuzun bile acıdığını düşündüğünüz anlar oldu mu? Benim çok oldu. 'Ailen de görmüyorsa senin halini yok olmaktan çekinmemelisin.' beni kimse sevmiyecek bunu çok iyi biliyorum ama bugün bunu bir kez daha anladım.

Dudaklarım yukarıya doğru kıvrıl'dı. "Nefesini boşuna harcama babalık sana ilk gün ne söylediysem o oğlun olup olmadığım umrumda bile değil ve senin bana babalık yapmanı isteyen ben değilim yani benim için asla bir baba konumunda olmayacaksın Karan Çakır."

Sözleri beni incitmişti ama bunu ona göstermeye niyetim yoktu bir gün Karan Çakır ve hayatıma dahil olan herkes çok üzülecekti ve ben bunu keyifle izliyor olacağım. Ben hiçbir şeyi unutmazdım kötü de iyi de olsa hatırlardım. İğne leyici ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Buradan bakılınca öyle gözükmüyor kabul et baba sevgisi görmek isteyen zavallı bir çocuksun."

Sinirle oturduğum yerden kalkıp üzerine doğru yürümeye başladım. Yatağın demirini tutup sıkmaya başladım. Benim sabrımda bir yere kadardı sabrın sonu ortalığın amına koymaktır ona nefretle baktım ona ilk defa gerçek duygularımı yansıtıyordum.

"Benim gözlerimde kırgın bir çocuk gördüğünü söyledin ya o çocuk sensin kendi yansımanı gördün sen sen baba sevgisi görmeden büyüyen zavallı bir çocuksun benden tek farkın senin elinden tutup yerden kaldırıp doğru yolu gösteren biri vardı lan benim oda yoktu etrafında seni seven insanlar var sevdiğin kişiler var sen bugün ölürsen mezarına akın edecek bir sürü kişi var ben ölürsem mezarımı kazacak kimsem yok üzerime toprak atacak kimsem yok cesedim ortada kalır lan benim baba sevgisi isteyen birine mi benziyorum? Benim dertlerim çok farklı beni asla anlıyamazsın Karan Çakır bu yüzden kapa çeneni beni delirtme."

Nefes nefese geri çekildim çok konuşmaktan nefret ediyorum önümdeki adam şoka uğramış ifadesiyle bana bakıyordu hah! Onun beni araştırdığı gibi bende aynısını yaptım. Üzerime gelmeye davam ederse onu kendi silahıyla vurmaktan çekinmem. Onu orada bırakarak odadan çıktım, bu adam benim sinirlerimi bozuyordu bir gün elimde kalacaktı.

Koridorda çok sayıda koruma vardı iki odanın kapısının önünde korumalar vardı yanımdaki korumaya yaklaştım. "Diğer odada kim kalıyor?" Karan tek vurulmamış mıydı? "Safir Kızıltuğ kalıyor efendim."
Kim düşman aileden olan kişileri aynı günde vururdu? Bu onun işi olmasın?
Hastahane den çıkıp beni bekleyen arabaya bindim. Eve geldiğimde kimseyle muhatap olmadan odama geçtim kendimi yatağa bıraktığım gibi uyumaya başladım.

Sabah erkenden kalkıp kahvaltı yapmış evden ayrılmıştım şimdi de bir evin önünde bekliyordum içeriye gire bilirdim evet bunu yapa bilirdim. " Eve girmek zorunda değilsiniz." Kibarcık bana hiç yardımcı olmuyordu derin bir nefes aldım.
"Bu sefer arabada bekle ciddiyim seni öldürürüm Feza." Arabadan inip eve doğru yürümeye başladım ev terk edilmiş bir villaydı evin bahçesine girip kapıya yaklaşıp kilidi çevirip içeriye girdim.

Ev bakımsızlıktan harebeye dönüşmüştü Feza yaşlı bunağa haber vermemişti bunun neden yaptığını ona sonra sormayı aklımın bir köşesine not ettim. Yerdeki tozların üzerinde botların izi çıkıyordu yatak odasına girip odaya göz gezdirdim.
Çift kişilik yatak iki komodin makyaj masası ve bir pencere vardı makyaj masasında duran resimi aldım.
Karan Çakır ve annem yan yana durmuş kameraya gülümsüyordu resimi geri yerine bıraktım.

Yatak odasında değerli bir şey bulamayınca banyoya doğru ilerlemeye başladım kapının önünde durup kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama işe yaramıyordu titreyen ellerimle kapıyı itip içeriye girdim.
Hiçbir şey temizlenmişti evdeki kokunun kaynağı beli oluyordu her yerde kan vardı duvarlar bile kanla kaplıydı yaşlı bunak anlatmıştı ama kendi gözlerimle görmek farklıydı.

O kadına hiç kimse acımamıştı onun hamile olduğunu kimse umursamadı Karan Çakır bile umursamadı polislerin burada delil aradığı beli oluyordu dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim tanık yok parmak izi yok suçluların kim olduğu belli değil ve bu bir intihar olarak kayıtlara geçti kim inanır böyle saçma bir şeye?

Kadın boğazını kese bile bu kadar çok kan akmazdı anasını satayım. O Nur denilen yılanı kolayca öldürmek istememiştim ama diğerleri onun kadar şanslı olmayacaktı banyodan çıkıp evin geri kalanını aramaya başladım. Evde iki kişinin yaşadığı beli olmuyordu kadın tek başına yaşıyormuş gibi görünüyordu anlayamıyorum Hamza Saraçoğlu bu kadar çok güclüyken onun kızını nasıl öldüre bildiler?

Solana geçip beyaz örtüyü koltuğun üzerinden çekip oturdum. Safir'in babası o adam oğlunu nasıl bıraka bildi? Yıllardır çocuğu aradığını biliyordum amk Hamza Saraçoğlu oğlumu benden kaçırıyor ola bilir mi diye hiç mi düşünmedi bu adam?
Olasılıklar sinirimi bozuyordu yetimhaneye 2 yaşındayken bırakılıyorum bunu biliyorum ve 13 yaşındayken yetimhaneden kaçıp sokaklarda yaşamaya başladım.

'Belki de seni hiç aramadı?'

'İleride onu bulduğunda seni zamanında çok aradım ve bulamadım demek için arıyormuş gibi yaptı.'

Sesler bir birine girince yüzümü buruşturup koltuğa yaslanıp gözlerimi kapadım. Beynimin içindeki sesler bile benden mantıklı düşünüyordu birden izleniyor gibi hissettim gözlerimi açtığımda karşılaştığım ilk şey yeşil gözlerdi irkilerk geri çekilmek istedim.
Bu ruh hastasının burada ne işi vardı? Ve sırıtarak bakıyordu bu demek oluyordu ki arkadaşlar hapı yutmuştum.

HazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin