1- Kilitli

5.9K 162 28
                                    

Yan Not: Bu kitabı içimden geldiği gibi beni nereye götürürse oraya yazıyorum. Hatta kafamda belli bir olay örgüsü bile yok. Hepimizin bazen bir işi sadece kendimiz için yaptığımız zamanları vardır; işte bu kitap hiçbir kurala bağlı kalmadan, süsleme yapma amacı güdülmeden yazdığım bir kitap.

.....

Salı

Günler günleri kovalarken zamanın avcumun içinden su gibi akıp gittiğini hissediyordum. Herkes hayatına bir heyecan ararken ben sadece oradaydım, duruyordum. Zamanla ruhumun yaşlandığını hissediyor hatta bazen saatlerce etrafı seyrediyordum. Bulunduğum yeri birkaç dakika sonra kavrayabilmiştim. Geniş ama ağzına kadar dolu bir sınıfta, orta sırada kimya dersi dinliyordum. Gözümü hızlı hızlı kırpıştırmamla kendime gelmiştim.

Öğle arasına sayılı dakikalar kalması sebebi ile dikkatimi hiç veremiyordum. Tek istediğim kantindeki bol soslu, kalp krizi garantili Antakya döneri gömmekti. Gözlerim saatin yelkovanına kenetlenince arkamdan birkaç fısıltının yükseldiğini duydum. 

"Bir bitmedi bu karının dersi de ya."

"Valla oğlum bu dersin tek güzel yanı hocanın götü." kaşlarımı iğrenerek çattım. Yaşımdaki çoğu kişinin hormon kokulu davranışlarını anlayışla karşılamaya çalışsam da bu tür muhabbetler tek beni rahatsız ediyor olamazdı. Bazı zamanlar kendi yaşımdaki erkekler gibi oturup bu tür muhabbetler edebildiğim gerçeklikleri düşünürdüm. Onlar gibi olabileceğim, davranabileceğim, konuşabileceğim... Annem belki de beni çok ciddi yetiştirmişti. Keşke daha çok oynasaymışım küçükken.

Zilin tiz sesi ile sınıftan dışarı fırlayan gençler, ayağa kalkmamı bile zorlaştırmıştı. 'Şimdi kantin tıklım tıklımdır, oturacak yer bulamam bile' diye düşündüm. Sınıf boşaldığında oflaya oflaya ayağa kalkıyordum ki gözüm kapıda duran iki kişiye takıldı.

Demir ve İlayda kapının önünde duruyor adeta herkesin çıkmasını bekliyordu. Bana bakışlarını diken Demir, üzerimde büyük bir baskı oluşturmuştu. Ben cüzdanımı kapatmaya çalışırken bir lirayı yere düşürünce İlayda'nın öflemesini duymuştum. Bir şey tartışacaksanız neden başka sınıfa geçmiyordunuz ki? Ancak sesimi çıkarmadım, öfkesini hep içinde yenenlerden olmuştum ben.

Demir, okulumuzun en tanınan üst dönemlerindendi. Okula benden sonra gelmesine rağmen - ben lisenin başından beri, o ise geçen sene gelmişti- kendini büyük bir hızla tanıtmıştı herkese. Büyük cüssesi sayesinde çoğu kişi sözünü dinler olmuştu. Kahverengi dağınık saçları ve kahve gözleri ile yakışıklı bir tipti aslında. Keskin çene hatları benim çıkmamı beklediği için sinirden kasılmıştı. Bazen aynı sınıfta olduğumuz için şansıma lanet okuyordum.

Hızlı adımlarla sınıftan çıktığımda, yüksek sesli tartışmalar başlamıştı bile. İlayda güzel fiziğe sahip olan bir kızdı, eskiden voleybol oynuyormuş. Dalgalı kahve saçları ve uzun kirpikleri ona ince bir hava katıyordu. İnce ve yumuşak sesi de çevremdeki çoğu erkeğin ona tutulmasını sağlamıştı. 

Olayı çok da kafama takmayıp kantine gittim ve istediğim bol soslu Antakyayı gömmeye başladım. Etraftaki sesten dolayı başım ağrımış olacak ki içine kapanık bir insan olarak hemen kaçacak delikleri aramaya başlamıştım bile. Bir sene daha dayanıp defolup gidecektim bu siktiğimin okulundan. Dersleri zar zor geçen, kafaları sadece seks ve kavgaya çalışan bir avuç kokulu ergenden uzaklaşıp istediğim gibi bir hayat sürebilecektim. Notlarım iyiydi, kendime güveniyordum. 

Bahçede büyük bir duvarın köşesine çömeldim. Burası, sokak kedilerinin ara sıra toplandığı ve genelde karton çöplerin konulduğu küçük bir boşluktu. Uzaktan görünmüyordu ve ara sıra beslediğim kediler dolandığından güzel bir saklanma yeriydi. Yere oturup bağdaş kurdum, ben yemeğimin son lokmalarını çiğnerken bir yandan da kafamı yaslamış etrafı dinliyordum.

Kilitli (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin