20- Kaydırak

1.3K 101 24
                                    

Hastanenin aciline geldiğimizde Mine'nin aldığı pahalı kıyafetlere kanımın bulaşması moralimi bozmuştu. Sedyeye oturduğumda üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Gömleğin düğmelerini hızlıca açarken bir yandan da boşluğuma gelen kesiğe bakıyordum. Karşımdaki hemşire benimle hiç konuşmadan alkollü pamuğu bastırdığında ses çıkarmamak için dudağımı dişledim. Kafamı geriye yatırıp sedyenin başını tutarken kadın da yaramı temizliyordu. Karşıdan bir eli çenesinde bana bakan Demir'e döndü bakışlarım.

"Elini tutayım mı hemşire abla sana dikiş atarken." dedi dudağını büzerek.

"Çeneni sikeyim." dedim fısıldayarak.

"Efendim abicim bir şey mi dedin?" dedi kaşlarını kaldırarak. Çok eğleniyordu şerefsiz. Avuçlarımdaki kurumuş kırmızı kanlar iğrenç hissettiriyordu. Yanıma atılan dikişi umursamamaya çalışarak parmaklarımla oynadım.

"Çok kötü değil, azıcık sıyırmış sadece. Birkaç dikişle çözüldü. Eğer bir sorun varsa isterseniz rapor olarak iletelim polise-"

"Bir sorun yok. Kazayla oldu." dedim soğuk bir sesle. Kadın inanmamış bir şekilde karşımda dayak yemiş bir şekilde duran Demir'e baktı. "İsterseniz sizin de pansumanınızı yapalım bu sırada." Demir kafasını salladı. Kadın Demir'e pansuman yaparken bir yandan bana kullanmam gereken kremleri anlatıyordu ancak çok da dinlememiştim bir iki krem sürsem geçerdi herhalde. Sırtımdaki morluk daha yeni iyileşmişti ve şimdi de dikiş attırmıştım. Aman ne güzel! Kadın taktığı ikinci eldiveni çıkardı, Demir'in kaşına yapıştırdığı bir iki beyaz bant dışında bir sıkıntısı yoktu. Bizi nefes almamız için perdelerle ayrılan bölümde yalnız bıraktı. O sırada kanlı gömleği geçirmiştim üstüme. Arkasındaki demire yaslanmış beni süzüyordu Demir. "Mine güzel süslemiş seni." dedi sırıtarak. Ürperdim, hiç beklemediğim bir insandan hiç istemediğim bir iltifat olduğundan.

"Hiç olmadığım birisi gibi davranmak zorunda kalmam ve bıçaklanmam dışında bugün güzel geçti." dedim.

"Bir şey diyeceğim, seni o upuzun sıradan nasıl içeri aldılar? Rüşvet mi verdin?" dedi dalga geçer şekilde. İçeri alınmış olmama inanmaması sinirlendirmişti beni, beni o kadar düşük mü görüyordu?

"Senin ismini verdim." dedim sırıtarak. Gülüşünün düşmesiyle cümleme devam ettim. "İyi benzetmişler seni." kaşları ve dudağı hep patlamıştı.

"Diyene bak." diyerek göz devirdi. Bir süre sessiz sessiz durduk. "Deja vu" dedi mırıldanarak. 

"Hem de nasıl." dedim ona katılarak. Telefonuma gelen mesajla Mine ve Esma'nın iyi olduğunu anladım. Esma'yı evine götürmüş. Gerisini Mine hallederdi.

"Bu işe kim sürükledi seni? Mine mi?"

"Ben kendim girdim. Sen nasıl... haberdar oldun?" dedim sessizce.

"Orospu çocuğu Oğuz saçmasalak laflar etti. Biraz götünün kalktığını fark ettim ve yakaladım piçin mesajlarını."

"Sadece Oğuz mu yani?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Güya herkes sana hesap veriyor. Arkandan iş çevirmişler ulan." sırıtttım.

"Ne demeye çalışıyorsun?" dedi kaşlarını çatarak. Bana yaklaştı.

"Diyorum ki Oktay bu işi başlatan piç. Sen okulda ortamını yaparken senden faydalanmış, soktuğun kulüplerde çevre yapmış. Karı kız pazarlamışlar, videoları satmışlar!" dedim sinirle soluyarak. Nedense iyice sinirlenmiştim ve dikişler sızlıyordu.

Karşımdaki Demir, mırıldandığı birkaç küfür dışında tek kelime etmeden durmuştu. Yumruklarını sert sıktığını beyazlayan elinden anlamıştım. Kaşları iyice çatılmış ve derin derin soluyordu. O sırada anladım; Demir ,onu gördüğümden beri ilk defa gerçekten sinirlenmişti. Ne bir ses çıkarıyordu ne de etrafa saldırıyordu. Belki de onunla düşündüğümden daha fazla ortak noktamız vardı.

Kilitli (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin