33- Kırılma Noktası

1.4K 110 44
                                    

Herkes sınav sonraları yaptığı gibi okula gelmeyi boşlamıştı. Okulumuz devamsızlık konusunda bazı öğrencilere göz yumuyordu. Ben ise yine dersten kaçmış bir şekilde okulun bahçesinde geziniyordum. Cebimdeki parayı yokladım ve kantine girdim. Bugün ayrıca yeni işime de gidecektim. Taşıma ile ilgili olduğundan kas gücü gerekir diye düşünüyordum, yorgunluktan ölmemek için kendimi iyi beslemeliydim.

Üçüncü dersin başlarındaydık, okul boşalmıştı. Kantine girdiğimde her zamanki kırmızı koltukta yerlerini alan gruba döndüm. Merve, Demir, Oktay ve birkaç erkek toplanmıştı yine. Gözümü Demir'in üzerinde gezdirdiğimde tüylerimin ürperdiğini hissettim. Her ne kadar unutmak ve kafama takmamak için çabalasam da dün akşam yaşadıklarımız aklımdan çıkmıyordu. Daha önce hiç böyle bir durumda bulunmamıştım. Doğru düzgün birisiyle ilişkiye bile girmemiştim! Zevk almanın tatlı bir yalandan ibaret olduğunu düşünüyordum çünkü. 

Yaşadığım ilk ilişki acemiceydi. Kızın birisi yakama yapışmıştı. Amcamların evinden kovulduğum güne denk gelmişti, onun evinde kalmıştım. Ailesi tatile çıktığından gözüne kestirdiği rastgele birisini çağırmıştı demek ki. Benden iki yaş büyüktü, geriye baktığımda pişman olmuştum. Şu an yurt dışında üniversite hayatını yaşıyordu. Aramızda duygusal bir şey olmamıştı, sadece ikimiz de birbirimizi kullanmıştık. Öpüştüğümüzü bile hatırlamıyorum. Bir iki kadeh içmiştim. İşim bittiğinde salona kıvrılıp uyumuştum. Kalacak bir yerim yoktu. Sabahında ise siktir olup gitmiştim. Kızla yaptığımız sekste aldığım zevki hatırlamaya çalıştım. Yıldırım düşmesi gibiydi benzetirsem. Kısa sürmüştü ve nefret etmiştim. Kafamda binlerce dert varken, evsiz kalmanın acı hissi yüreğimdeyken bir kızı becermekten nasıl zevk alabilirdim ki?

Aldığım Antakya Dönerin kokusuyla daha da acıkmıştım. Parayı ödediğimde oturacak yerleri gözüm aramıştı. İstemeden tekrardan onu izledim. Normalde fark ederdi, şu an bakmıyordu bu tarafa. Bir süre oturmak için yer arıyormuş gibi ilerledim. Bir parçam bana dönmesini istiyordu, hesap sormalıydım. Dün akşamki öpücük ne içindi? Bilerek mi yapmıştı? Yoksa 'sarhoştum' bahanesini mi sunacaktı? Peki ben ne düşünüyordum? Ben hangi bahanesine inanacaktım? Hoşuma mı gitmişti? Ancak öpüşmek herkesin hoşuna gitmez miydi? Bu bir şeyi kanıtlamazdı. Belki de kendimi kandırıyordum. Sinirle gözlerimi kırpıştırdım, saçmasalak düşüncelere dalmamalıydım.

Ona bakmaya devam ederken rastgele bir yere oturmuştum. Oktay ve birkaç erkek gürültülü bir şekilde sohbet ediyorlardı. Hatta erkeklerin arasından bir tanesini gözüm ısırmıştı, lavaboda boğazına yapıştığım piçti bu. Gururla sırıttım. O sırada Demir bana döndü, sırıtmamı yavaşça söndürdüm. Sertçe yutkunduğumda bakışlarından bir anlam çıkarmaya çalıştım, bir yansıma, bir his... Bana her zamanki sırıtmasını sunmasını bekledim. Ancak o kafasını çevirdi. Kafasını Merve'ye çevirdi. Merve'ye! Merve bunu fark etmişti, göğsü kabardı. İlk defa o çok istediği ilgiyi alıyordu takıntılı olduğu heriften. Bütün paranoyaklığım Demir'in kolunu Merve'ye atmasıyla yok oldu. Dişlerimi sıktım. Suratım buz gibi kesilirken içimden sadece orayı terk etmek geliyordu.

Demir gibi bir şerefsizden mantıklı bir açıklama beklememem gerekirdi aslında. Üzülmüş müydüm? Sinirlenmiş miydim? Hayır. En son bu hissi babam beni engellediğinde hissetmiştim. 

Ben çok mu aptaldım? Biz hiçbir şeydik. Bir kere dudağıma yapışması benimle ilgilendiği anlamına gelmezdi ki. Demir'di bu, dengesizdi. Belki de benimle oyalanmak hoşuna gitmişti. Şimdi de istediğini alıp bırakmıştı. Hem ben de onla ilgilenmiyordum. . Onun arkadaşı da değildim, fazlası hiç olamazdım. Sinirle karışık bir şekilde kantinden çıktığımda arkama bir saniye dahi bakmadım. Kalbim kırılmamıştı, onun için bir de kalbimi mi kıracaktım? Daha neler. Karşıma hele bir çıksın, mor bir gözle ayrılacaktı yanımdan. Alt dudağımı kemirmeye başladım, her ne kadar reddetsem de üzülmüştüm.

Kilitli (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin