26- İki Şeytan

1.3K 99 7
                                    

Dün eve geldiğim gibi yatmıştım ve zerre ders çalışamamıştım. Bok gibi hissediyordum, dün içtiklerimin acısı sabah çıkıyormuş gibiydi. Demir ile yolda çok konuşmamıştık. Sabahı köründe patlayacak gibi bir baş ve mide bulantısı ile uyanmıştım. Sallanarak mutfağa ilerledim, odamdan çıktığım gibi buz gibi hava yüzüme vurdu. Kenarda bıraktığım ilaca uzattım elimi. Böyle sık sık içersem çok yan etkisi olur muydu? Olursa da etkisini yazılılardan sonra gösterirse daha iyi olur, teşekkürler.

Büyük ve kalın sweatin altına siyah boğazlı giymiştim. Koyu yeşil sweatin şapkasını çektim ve botlarımı giydim. Bir yandan da Berkan'ın dün akşam attığı tonla çıkartmaya okundu atmıştım. Adeta bir köpek gibi her an dibimde bitiyordu. Bir gündür tanışmamıza rağmen sanki yıllardır birbirimizi biliyormuşuz gibi konuşuyordu. Mesajlarına görüldü attıktan sonra durağa varmıştım. Her zamanki gibi eski durakta sadece ben vardım. Otobüsü beklerken zaman geçsin diye açtığım sahte kız hesabına girdim. O sırada mesaj kutumda beliren bir kişi ile yüzümü büyük bir sırıtma ele geçirdi. Oktay yazmıştı. Hırs gözümü boyadı ve hemen açtım. 

'selam'

'ya sen bir yerden çok tanıdık geliyorsun'

'ortağımız da çok'

'tanışıyor muyuz?'


Bu taktik çok acınası değil miydi? Dalga geçer gibi kahkaha attım başta. Koca Oktay ayısı bir kız için adeta miyavlıyordu. O sırada aklımda beliren şeytani fikir ile daha da heyecanlandım. Ya Oktay'ın yeni avıysam? Bu beni hedefime daha da yaklaştırmaz mı? Yaptığım hamlenin sonuçlarını düşünmeden cevap verdim.

'bilmemm ki'

'sen de çok tanıdık geliyorsun'

'hangi okuldaydın?'

Yemimi göndermiştim. Kapmasını bekleyecektim. Ancak otobüs gelmesine rağmen yazmamıştı, ben de mecburen kapattım telefonu. Bu ben neden bu kadar hırslanmıştım bilmiyorum ancak beni başta ilgilendirmeyen bu olay şu anda kafamda olan tek şeydi. Otobüste ise kendimi son dakika çalışmalarına adamıştım. Baştan sona kitabı inceliyor ve ezberleyebildiğim her şeyi ezberliyordum. Sınav ikinci dersti ve ilk dersteki manyak fizikçinin çalışmamız için zaman vermeyeceğine adım gibi emindim.

Otobüsten indiğim gibi sınıfa fırladım. Kendimi kitaba gömdüm. Etrafımdakileri görmezden gelmeye çalışsam da bir süre sonra hocanın hala sınıfta olmaması benim de dikkatimi çekmişti.  Mine omzumu koparırcasına cimciklediğinde kendime geldim.

"Hayırdır şampiyon? Sınavlara fazla hazırlanıyorsun bence, sınıf birincisisin zaten."

"Yok ya... Kafam dolu, çalışınca düşüncelerim susuyor."

"Ha unutmadan söyleyeyim, fizikçi bugün gelmemiş. Yakınımı ne ölmüş, yarın da dersimiz boş." içimi kaplayan his ile sırıttım, ilk defa bir dersin boş olmasına bu kadar sevinmiştim.

"Mine sana anlatmam gerekenler var." dedim Oktay'ın mesajlarını  kastederek, aslında dün yaşananlardan da birkaç şey anlatacaktım ancak hepsini değil. Aklıma geldikçe ürperiyordum ve sıcak basıyordu sanki. Mine bana merakla bakarken gözüm kenarda olan Demir'e kaydı. Sanki ondan kaçmak istiyordum. Bakışlarımı ona çevirdiğimde o da bana bakıyordu, yanındaki Oktay ve Merve'yi umursamadan dümdüz bana bakıyordu. Gözlerimi kısıp bakışlarımı çevirdim, Mine'ye işaret ettim ve bahçeye çıktık. Sanki o da anlamıştı Demir'den bir şekilde rahatsız olduğumu.

Kilitli (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin