Kilitli (BxB)

13- İki Deli

Gözlerimi yerlerinden söküp atmak, kulaklarımı kökünden kesmek istediğim fizik dersinin ortasındaydım. Adam tahtaya bir şeyler çiziyor, anlatıyordu. Sınıf zaten uçmuş, ya uyuyor ya da gizlice telefonlarına bakıyorlardı. Dinlemek işkence gibiydi ve bir sik de anlamamıştım. Sonuç olarak pes ettim ve kafamı sıraya yatırdım. Önümde oturan kızlar masanın altından telefona bakıp fısıldaşıyorlardı, yavaşça kafamı dikleştirdim. Normalde insanların işlerine burnumu sokmazdım ancak dikkatimi çekmişti. Kızıl bir kafa görür gibi oldum, kaşlarımı kaldırdım. Oğuz değil miydi bu? Oğuz'un hesabındaki fotoğrafları inceliyorlardı, neden? O sırada ikisi de bir fotoğraf üzerine uzunca fısıldaşmaya başladılar. Fotoğrafta çok güzel bir kız ve Oğuz vardı. Daha fazla inceleyemedim ancak kafamda birkaç teori oluşmaya başlamıştı bile. 

Her şeyden çok uzak kalıyordum ve bunun sebeplerinden birisi de başından beri şiddetle karşı çıktığım sosyal medyaydı. Sıranın altından telefonumu açtım ve parlaklığı kıstım. Kimsenin göremeyeceği bir konuma getirdim ve telefonumda çoktan yüklü olan ancak hesap açmadığım Instagram'a tıkladım. Suratım büzüştü, bunu yaptığıma inanamıyorum. İçine girince kusmuk tadı veren bu uygulamaya siksen hesap açmam, demiştim. Hayat insanı nelere sürüklüyor böyle. 

Hesap açarken bir süre düşündüm. Tabii ki de kendi ismimi kullanmayacaktım. Oğuz ve diğer insanların takılmadan kabul edebileceği bir hesap olmalıydı. Kullanmadığım bir mail hesabı üzerinden hesabımı oluşturacaktım. Ellerim klavyenin üzerinde gezindi. Gençler kullanıcı isimlerini nasıl koyuyordu ki? 

'e_elifkn' kafamdan bir şeyler sallamıştım işte. Aklıma gelen iki kız ismini birleştirip oluşturmuştum. Sonuçta birçok kişinin rahatça hesabına alacağı kişiler genelde kız olurlardı değil mi?
 Biyografisine okullarının ismini yazanlar aklıma geldi. Şüphe çekmemek için rastgele bir okul yazdım. Sıra geldi insanları gerçekten bir kız olduğuma inandırmaya...

İnternette uzun bir süre gezinmemin ardından zil çalmıştı. Telefonu kapatıp kapüşonlumun cebine attım ve yavaşça ayağa kalktım. Uzun süre başımı eğmekten boynum tutulmuştu. Ben boynumu ovalarken içimde hissettiğim ürperme ile sola döndüm. Demir yine garip bakışlarını atmaya başlamıştı. Gözlerinin içine bakıp kaşlarımı çattım. Çattık yine, ne istiyordu bu? Bu planı gerçekleştirmek istiyorsam Demir'den uzun bir süre uzak kalmalıydım. Kalabalığa karışıp bahçeye çıktım. Öğle teneffüsüne bir ders kalmıştı. Gözlerden uzak bir yer ararken bulduğum küçük bank ile sırıttım. Ağaçların kapattığı ve köşede kalan bu yer tam aradığım şekildeydi. Banka oturup bacağımı dizimin üstüne attım, rahat oturmayı severdim. Telefonu çıkarıp kaldığım yerden devam ettim. Uzun araştırmalarım sonucu sahte olduğunu pek de belli etmeyen fotoğraflar bulmuştum. Rastgele birkaç kişi ile takipleşmeye başlamıştım bile. Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.

Bulduğum ve gayet de çekici olan profil fotoğrafını koyduğumda her şey hazırdı. Biyografime 'yeni hesap' yazdım ve asıl hedeflerime geçtim. İlk önce Oğuz'u buldum, o kırmızı kafası ve iğrenç zevki ile bulunması kolaydı. İstemeye istemeye hesabına takip isteği attım. Sonra İlayda'ya, sonra Merve'ye... derken neredeyse bütün hedeflerime istek atmıştım. Demir hariç. Ona hiçbir şekilde bulaşmak istemiyordum çünkü. Ben kenarda sosyal medyayı keşfe çıkmışken zil çaldı. 

Ders kimyaydı ve  öğretmenin gelmemesine çok da şaşırmamıştık. Herkes dışarıya yönelmişken sınıfta tek tük kişi kalmıştık. Onlardan birisi de Oktay'dı. Normalde agalarıyla dışarı çıkardı ama şu an yalnızdı. Kafamı eğip yeni açtığım hesaba bir şeyler yüklerken başımda dikilen birisi ile uygulamadan çıktım. Derin bir nefes verip başımı kaldırdım. Yukarıdan bana bakan Oktay yine piç piç sırıttı. Büyük bir dejavu yaşarken konuşmaya başladı.