9- Kulak Misafiri

1.8K 119 10
                                    

Öğle arası vakti gelmişti ve ben biricik aramı bu ikiliyi gözetleyerek geçirmek istemiyordum. Ömer gitmişti ve yerine başka bir kız geçmişti. Ben ise kız kasada dururken arka kapıdan çıkmış, dar sokağın birinde yan marketten aldığım kahvenin keyfini sürüyordum.

Telefonum arka cebimde, bir elimde ceketimin cebinde kahvemi yudumluyordum ancak market kahveleri gerçekten bok gibiydi. Bir kere şekerli su gibilerdi, şekeri hiç sevmezdim. Param boşa gitmesin diye kendimi zorladım ve bitirdim. Baş ağrım dışarıdaki soğuk havayla karşılaşınca biraz azalmıştı, sesler de eskisi kadar yüksek olmadığından rahatlamıştım. İşten sonra hangi derse çalışacağımı düşünürken bulunduğum yere gelen ayak seslerini duymam ile nedensizce başka bir köşeye sapıp saklandım. İçgüdüsel olarak yapmıştım bu hareketi çünkü şu an birisi gelse selam verecek havamda değildim. Kimin geldiğini görmemiştim ama sesinden bir kız olduğu belli oluyordu, telefonla konuşuyordu galiba.

"Kızım dedim ya işim var diye.."  telefondan gelen boğuk sesleri anlayamamıştım.

"Of İlayda ne abarttın kızım. Altı üstü bir gün gelemedim, söz buluşacağım seninle." öksürdü. "Ya kanka valla ailemle işlerim vardı, yoksa ben seni neden ekeyim!" dedi mızmızlanarak. Kaşlarım kalktı, telefonda konuşan kız Merve olmalıydı. Neler dönüyordu, belki de burnumu sokmamam gerekiyordu ancak dinledikçe dinleyesim geliyordu. O sırada Merve, oflayarak telefonu kapattı ve sesten anladığım kadarıyla bir sigara yaktı çakmağıyla. Ben ayrılmaya hazırlanıyordum ki tanıdık bir sesle durdum.

"Merve bana da versene çakmağı."

"Ay dur ben yakarım."

"Gerek yok, bana ver." dedi soğuk sesiyle Demir. Her defasında Demir'in de içinde bulunduğu olaylara yakalanıp gizlice dinliyormuş durumuna düşüyordum ve bu çok sinir bozucuydu.

Çakmak sesleri geldi. "Al, sağol."

"Rica ederim.." sesi çok ciyak ciyak çıkmaya başlamıştı. Aram bitmek üzereydi ve birazdan ayrılmam gerekecekti, o sesli yere geri dönmek istemiyordum.

"İlayda aradı." dedi Merve.

"Ne dedi?"

"Onunla buluşacağım demişim güya, bir yalan uyduruverdim. Anlamadı bir şey yani."

"İyi."

"Ee, şimdi ne yapacağız?" sesinden gülümsediği belli oluyordu. Abayı yakmıştı bu kız belli ki. Aynı şey Demir için söylenemezdi ancak.

"Yapacağımız bir şey yok, senin işin bitti çünkü."

"Nasıl yani? Sana istediğin fotoğrafları getirdim ya Salı günü, az kalsın Serdar Hoca'ya yakalanacaktık. Sen nereye gittin bir anda, ben kızlar tuvaletine girdim."

"Fotoğrafları getirdin işte, borcunu ödedin." dedi umursamaz bir ses tonuyla. Ne borcundan bahsediyordu? Bu fotoğraf işini Merve ile Demir mi planlamıştı, ama neden? Sırf İlayda onu aldatıyor diye olamazdı. Hem bu iş benimle bodrumda kapalı kaldığı gün gerçekleşmişti, demek ki o sırada çoktan biliyordu İlayda'nın onu aldattığını. İşler iyice ilginçleşmeye başlarken Merve belli ki ondan kopmak istemiyordu.

"Bu arada... İlayda'nın bodrumda birisi var diye bahsettiği kişi sendin değil mi?" dedi, gülümsediğini anlamıştım çünkü sesi kıkırtıyla karışık bir şekilde çıkmıştı.

Demir sessiz kaldı, aslında sessiz kalması Merve için 'evet' demekti.

"Camı neden kırdın? Bana mesaj çekseydin gelir çıkarırdım seni." dedi gülerek, belli ki komik bulmuştu.

"Gerek yok, ben hallettim."

"İz bırakmış oldun ama, İlayda bodrumdaki sapık diye bahsedip duruyordu, bu olayın peşini bırakmazlar. Beni arasaydın gelir açardım kapıy-"

Kilitli (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin