Ben Senin Kibirli Olmana İzin Vermeyeceğim!

212 35 1
                                    

"Chu Feng! Seni piç! Bu ikisini kurtarmak için hayatını öne koyuyorsun. Eğer ölürsen, bende ölürüm!" Chu Feng'in aptalca şeyler yapmaya kalkıştığını görünce, Eggy,  delicesine küfür etti.

"Eggy, bana yalan söylemene gerek yok. Ben bu konuyu zaten sormuştum. World spiritist öldükten sonra onun ruhuyla arasındaki sözleşme bozulmuş olacak. Dünya ruhu ölmeyecek sadece kendi dünyasına dönecek." Chu Feng gülümserken söyledi, ama sesi suçluluk ile doluydu.

"Saçmalık! Sana bunu diyen kişi osuruk kadar birşey bilmiyor demektir. Vücudundaki mühür olmasa ben zaten şu ana kadar kendi dünyama dönmüş olurdum. Neden burada kendimi kilitli bırakayım ki?" Eggy öfkeyle azarladı.

[TN: The translation above should be correct, but the context just doesn’t really fit.] (İngilizce çevirmeni olan şahıs yukardaki çevirinin doğru olamıyacağını söylüyor ama bence çok doğru sadece o çevirmesini bilmiyor nihahahaha)

"Eggy artık konuşmana gerek yok. Zaten karar verdim. Suçlayacaksan beni suçla çünkü ben işe yaramızım." Chu Feng acı dolu bir ifadeyle gülümserken elindeki altın hançerde bulanıklık oluştu ve kasıklarına doğru yöneldi.

"Hayır~~~~~~"

O anda, Chu Feng için endişelenen herkes  sanki kalpleri yırtılmış, akciğerleri parçalanmış gibi,  ağızları yırtılana kadar bağırdı. Hatta Chu Feng’i tanımayanlar bile  yardım edemedikleri ve dayanamayacakları için gözleriin kapattı.Chu Feng’in buradaki herkes için kurban olduğunu düşündüler.

*bang*

Altın bulanıklık kasıklarına doğru ilerlerken aniden yaşlı bir adamın eli ortaya çıktı ve sıkıca Chu Feng'in bileğini yakaladı. Chu Feng’in hareketini durdurdu ve aynı zamanda yaşlı bir gülme sesi duyuldu.

"Hoo. Sen, kendine karşı bile oldukça kalpsiz birisin. Mücevherlerini hiç önemsemiyor musun ? Bir kadınla yatmak istemiyor musun ? Veya herhangi bir oğul yapmak istemiyor musun?"

Bu sesi duyduktan sonra, Chu Feng'in yüz ifadesi büyük ölçüde değişti. Yaşlı adamı gördükten sonra hemen memnuniyet duydu.

Yaşlı adam, altın renkli zırh giyiyordu ve yüzünde gülümseme vardı. O gizemli yaşlı adam, Chu Feng'in Hundred Bends Vadisi’nde gördüğü yaşlı adamdı.

"Bu kim?"

Arenadaki herkes şaşırdı. Yaşlı adam çok hızlı bir şekilde ortaya çıktı ve kimse hangi taraftan geldiğini görmemişti. O  bir hayalet gibiydi.

Yaşlı adamın yüksek gücü karşısında herkes şaşırdı. O, Qilin Prens  Konağı’na ait zırh giymişti  ama yine de Chu Feng’i kurtardı.

"Qi... Qi Fengyang!" Nihayet birisi şaşkın bir şekilde bağırdı ve o yaşlı adamı tanıdı. Bağıran kişi Chu Feng’i öldürmek isteyen Lin Ran’dan başkası değildi.

"Ne? Qi Fengyang? O, Qilin Prens Konağı Qi Klan’ı Şefi değil mi?"

Qi Fengyang adını duyduktan sonra sahnedeki herkes derin bir nefes aldı. Qi Fengyang kimdi? O Azure ilinin  gerçek zirvesindeki karakterlerden biriydi.

Qilin Prens'in konağında, iki klan vardı. Qi Klanı ve Lin klanı. İki  klanı yöneten kişiler Qilin Prensi Konağı efendileriydi. Yani Qilin Prens Konağı’nda en yüksek konuma konak efendileri sahipti.

Konak efendileri dışında Qilin Prensi Konağı’nda yüksek pozisyona sahip kişiler Qi Klanı şefi ve Lin Klanı’nın şefiydi. Lin Ran sadece  Lin Klanı yöneticisiydi ve şef olmaktan bir adım uzaktı. Qi Fengyang ise Qi klan şefi olarak Lin Ran’dan bir adım daha öndeydi.

Qi Fengyang zaten yıllar önce Bilge aleminin 9. seviyesine giriş yapmıştı. O Bilge aleminde gerçekten zirve seviyedeydi. Onun gücü ve konumu, Lin Ran’dan daha öndeydi. Ama böyle bi karakter neden burada  ortaya çıkmıştı.

Lin Ran, üvey torunu Gong Luyun’a yardım etmek için gelmişti ama Qi Fengyang neden geldi? Chu Feng’i neden kurtardı? Chu Feng’e yardım etmek için gelmiş olabilir mi?

O anda insanların kafalarında çeşitli tahminler yankılandı ancak hiçbir cevap bulamadılar. Öte yandan, Qi Fengyang kayıtsızca gülümsüyordu. Lin Ranın üzerine keskin bir şekilde bakıp sakince konuştu. "Lin Ran. Sen oldukça cesursun! Konak kurallarını göz ardı ederek masum insanları öldürmeye cesaret ediyorsun."

"Qi Fengyang. Chu Feng üvey torunumu öldürdü. Nasıl olurda onun hayatını almam yanlış olur?" Açıkçası, Lin Ran'ın, Qi Fengyang’tan korktugu belliydi. Sesi eskisi kadar güçlü değildi.

"Ah? Sadece bir üvey torun. Böyle büyük hareketler için değer mi? Sadece üvey torunun için katliam başlatmak istemene neden olmuşsa da Chu Feng benim yakın arkadaşım. O zaman bugün onu korumam gerekir!" Qi Fengyang, Chu Feng’i yakınına çekti ve Chu Feng’in omzunun okşadı başını kaldırarak.

"Ne? Ben yanlış mı duydum? Kıdemli Qi Fengyang, Chu Fengin yakın arkadaşı mı?Bu..."

Qi Fengyang konuştuktan sonra, kalabalık gürültü oluşturmaya başladı. Hatta Li Zhangqing, ve Zhuge Liuyun’un çeneleri şaşkınlıktan yere değecek kadar açıldı.

Chu Feng gibi bir genç ne zaman böyle büyük bir karakterle arkadaş oldu? Bu haber gerçekten şok ediciydi!

Ancak, Su Hen kadar gülümseyen birisi yoktu. Qi Fengyang ile ne kadar iletişime geçmek istese de yapamamıştı, o, çok yüksekteydi. En eski bağlantılarını bile kullanmıştı ama ona ulaşmak mümkün olmamıştı.

Ancak, bu üst düzey karakter Chu Feng'in yakın arkadaşıydı. Eskiden kızlarını Chu Feng’ten uzaklaştırmıştı. Kendi aptallığından dolayı kendini tokatlayacak kadar kızgındı.

"Qi Fengyang! Bugün Chu Feng’i öldürmem gerek. Sen Qi Klanı şefisin diye sana saldıramayacağımı düşünme."

Qi Fengyang’ın, Chu Feng’i korumak için kararlı olduğnu gördüğünde, Lin Ran’ın artık  konuşmasına gerek kalmadı. Güçlü aurasını tekrar yaydı ve siyah gaz bir kez daha havaya yükseldi.

"Vay Vay Vay ? Sen kendini güçlü birisi mi sanıyorsun ? Hap aldıktan sonra bunu başarabilir gibi hissediyor musun?"

"Gel!Gel!Gel! Bana gel ve dene! Yasak ilacı aldıktan sonra ne kadar güçlendiğini görmek istiyorum !" Qi Fengyang öfkeli bir insan değildi eğlenmeyi seven birisiydi. O hızla Lin Rana doğru gitti.

"Qi Fengyang,  beni sen zorladın!"

Aniden, Lin Ran öfkeyle bağırdı ve siyah bir ışığa dönüştü. Anında Qi Fengyangın önüne geldi. Siyah gazla kaplı vücuduyla  yumrugunu kaldırdı ve yumrugu Qi Fengyang’ın gözleri önünde büyümeye başlamıştı.

"Lanet olsun. Alt etmene izin vermiyeceğim!"

Ancak, Qi Fengyang atlatmadı veya savunmadı. Aksine o bir elini sıktı ve Lin Ran’ın yumruguna doğru uzattı. Yumrugunu yakaladı, onun kolunun enerji dalgasi Lin Ran’ı vurdu.

*Whoosh whoosh whoosh*

Lin Ran bir kum torbası gibi Qi Fengyang tarafından büküldü ve yere düştü.  Qi Fengyang’ın büyük gücü yüzünden kayalar etrafta uçmaya başladı ve büyük bir delik oluştu.

Ama bu son değildi. Qi Fengyang sağ bacağını kaldırdı ve o rastgele Lin Ranı dövmeye başladı.

"Lanet olası. Yasak ilaç alıp bu kadar ukala olmaya cesaret ediyorsun demek. Ben senin kibirli olmana izin vermiyecem!!"

MGA~2.kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin