"Chu Feng, yalvarıyorum. Babamı öldürme." Su Mei, Chu Feng'e sarılırken, yaşlı gözleriyle Chu Feng'e bakmak için tatlı ve güzel küçük yüzünü kaldırdı. Şu anda nezaketini ve tatlılığını sonuna kadar kullanıyordu.
"Chu Feng, bağışla onu. O, bizim babamız." Su Rou da yalvardı. Onun gözleri genelde güçlüydü ama yine de kırmızıya dönmeye başladı. Kalbinde,onun da Su Hen'e karşı güçlü duyguları hissettiği görülebiliyordu. Dendiği gibi, "kan sudan daha yoğundur" gerçekten de öyleydi.
Onu seven iki insanın yalvarmasıyla karşılaşınca, Chu Feng'in kalbindeki öfke de yavaş yavaş yok olmaya başladı. Dışarı sızan öldürme niyetini de yavaş yavaş geri çekti. Su Rou'ya ve Su Mei'ye dedi: "Onun gitmesine ben izin versem bile, Lingyun Okulu'nun ve Qilin Prens Konağı'nın insanları izin vermez."
"Chu Feng, bir yolu olmalı, değil mi? Babamı beraberinde götür. Ben onun değişeceğine ve yeniden başlayacağına inanıyorum." Su Mei yalvararak söyledi.
"Chu Feng, babamı da bizimle birlikte götür ve beraber ayrılalım. Birlikte, ona bir şans verelim." Su Rou da yalvardı.
Chu Feng, şu an biraz zor bir durumdaydı çünkü güvenmediği insanları o yere götürmek istemiyordu. Fakat önündeki iki güzelliği gördükten sonra, hala biraz aşağılayarak Su Hen'e söyledi: "İki güzel kızın olduğu için mutlu olmalısın."
Sonunda Chu Feng, Su Hen'in gelmesine izin verdi. Sadece Su Hen'i öldürmedi, ayrıca onu, Su Rou ve Su Mei kardeşler ile beraber Azure Ejderha Okulu'na götürmeye hazırlandı. Hepsini, Azure Ejderha Okulu'na yerleştirmeyi planladı. Ayrılmadan önce, Su Hen'e, Su ailesini dağıtması için biraz zaman verdi.
Bunu yaptığında, Su ailesi kaybolacaktı, evsiz kalmalarına rağmen yine de hayata tutunacaklardı. Yıllardır Vermillion Kuş Şehri'ne yayılan Su ailesinin böyle dağıldığını görünce, Su Hen'in yüzü karmakarışık oldu. Neredeyse öleceğinden artık önceki gibi açgözlü görünmüyordu ve sanki önemli bir şeyi fark etmiş gibiydi.
Su Rou'nun ve Su Mei'nin yalvarmalarından sonra, evinden büyük ağabeyleri Su Long'u da aldı ve dördü birlikte aceleyle Azure Ejderha Okulu'na hareket ettiler.
"Chu Feng, hayatımı bağışladığın için teşekkür ederim. Ben..." Beyaz başlı kartalın üstünde, Su Hen, Chu Feng'e bir şeyler söylemek istiyor gibi görünüyordu ama sonunda, söyleyemedi.
"Teşekkür etmene veya başka bir şey yapmana gerek yok. Sadece kızların yüzünden senin hayatını almadım. Ben, Chu Feng, bir babaya sahip olmamanın hissini biliyorum, bu yüzden onlarında bu hissin tadına bakmalarını istemiyorum."
"Ben bile şimdiye kadar, senin, Su ailesinin dağılmasına, çok sayıda Su ailesi üyesinin gitmesine izin vermeyeceğini biliyordum, ama en önemli şeyin kızların ve oğlun olduğunu bilmen gerek, çünkü ölüme yakın olduğun zaman sadece o insanlar seni korumak için öne çıkmaya gönüllü olacak." Chu Feng, ciddice hatırlattı.
"Mm. Haklısın. Daha öncesinde çok perişandım. Gelecekte, kesinlikle en iyi şekilde telafi edeceğim." Onun karşısında, Su Hen pişman olmuştu.
"Ayrıca, bunu sana hatırlatmam gerek.İnsanlar için en önemli şey, haysiyetidir. Onurun olmadan hayatını yaşıyorsan, asla ve asla hiç kimse sana güzel gözlerle veya güzel bir ifadeyle bakmayacak. Sonsuza kadar, sadece diğerlerinin köpeği olarak çağrılacaksın. Gerektiğinde seni kullanacaklar. Gereksiz olduğunda seni her zaman öldürebilirler." Chu Feng ekledi.
"Heh... Belki haklısın ama birisi henüz yeterli güce sahip olmadığı zaman , yaşlısıyla genciyle ailesini gerçekten güçsüzce koruması gerek." Su Hen çok çaresizce gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA~2.kitap
FantasyMGA 'NIN 2.VE SON KİTABIDIR.. Genç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.