"Chu Feng başarıyla kaçabildi."
Başkan yardımcısı Gao onların bakışlarını takmıyordu, onun önemsediği tek şey Chu Feng'in başarıyla kaçabilmesi.
Sadece o değil, Xu Zhongyu ve bir çok WorldSpiritist loncasındaki yaşlılar aynı tepkiyi gösterdi.
Onların mutluluğuna kıyasla Jie Yan ve diğerlerinin öfke ve üzüntü dolu yüz ifadeleri vardı. Bir milyon elli bin boncuk gerçekten az bir sayı değildi.
Onların statüsü ne kadar yüksekti? Onlar dokuz il kıtasının zirvesindeki karakterlerdi ama on altı yaşındaki bir genç tarafından kandırılmıştılar! Bu nasıl bir durumdu? Onların tüm şerefleri hiçe sayılmıştı.
*whoosh*
Jie Yan'ın gözlerinin içi parladı ve kulakları hafifçe hareket etti, yüzünde şok ifadesi belirdi. Chu Feng'in kaçtığı yöne bakarken gülümsedi.
"Huhuhu~~"
O anda Chu Feng'in yan tarafında havada patlamalar oluyorken hızlıca ileriye gidiyordu.
Daha yeni Prestijli Villa'dan ayrıldığı için her hangi bir şekilde dikkatsiz olamazdı. Sonuçta şu anki gücünü Süper yasak ilaca borçluydu.
Yasak ilacın etkisi geçtiğinde şu anki hızın kaybetmekle kalmaz, gücüne de bir süreliğine kaybedecekti. Ve yüksek seviyede acıya maruz kalacaktı.
Bu durum olursa Chu Feng tek bir adım atabilecek güce sahip olamayacaktı. Bunun için güç kaybolmadan güvenli bir yer bulması gerekiyordu. Bu yer Prestijli Villadan ne kadar uzak olsa o kadar iyiydi.
*swish swish swish*
Ama aniden Chu Feng'in etrafında mavi renkteki bir gaz ortaya çıktı. Gaz kabarmaya başladı ve hızlıca bir ejderha şeklini aldı ve Chu Feng'e ilerledi.
Ve gaz sürekli artmaya devam ediyordu.
"Bu! Mavi renkli Ruh formasyonu!" bunu gören Chu Feng şaşırdı çünkü giderek artan mavi renkteki gaz ruh formasyonuna benziyordu.
Chu Feng bunu fark etmekte geç kalmıştı çünkü gaz Chu Feng'i hapseden dev bir yuvarlak topa dönüşmüştü.
"Kırıl!" Chu Feng hızlıca bir saldırı tılsımı çıkardı ve formasyona fırlattı.
Güçlü bir saldırıdan sonra Chu Feng'in göz bebekleri küçüldü. Çünkü ruh formasyonunda en ufak bir hasar yoktu.
*bam bam bam*
ÇN: Taktik maktik yok bam bam bam
Chu Feng bir kaç tılsım daha attı bunlar biraz zarar verebilmiş olsa da kırabilecek güce sahip değildi.
Ruh oluşumun katmanları yoğunlaşarak sayısız tabaka oluşturmuştu. Ve bu durum karşısında rüzgar bile geçemiyordu, Chu Feng tam anlamıyla hapsolmuştu.
"Kim bunu yapıyor?" Chu Feng kaşlarını sıkıca çatmıştı. Jie Yan bile bu kadar güçlü değildi, ondan daha güçlü bir insan bunu yapmış olmalıydı.
"Chu Feng, gerçekten cesaretlisin!"
O anda sağır edici bir ses geldi ve Chu Feng'in kulaklarının dibinde bir yıldırım gibi patladı. Chu Feng'in vücudu sallanmaya başladı neredeyse Gök mavisi ejderhasından düşüyordu.
Hemen ardından mavi renkteki Ruh oluşumu hareket etmeye başladı. Ve büyük bir kapı oluştu, kapı açıldı ve siyah giysiler giymiş orta yaşlı bir adam ortaya çıktı.
Kalın kaşlara ve kılıç gibi gözlere sahipti. Omuzlarında sallanan elbisesiyle uyumlu bir saça ve tehlikeli bir görünüme sahipti.
Bu yaşlı adamın gücü Gök alemi altı seviyesindeydi.
Jie Yan'dan bir seviye güçlü olsa da ikisinin arasında yeryüzü ve gökyüzü arasındaki mesafe kadar güç farkı vardı.
O adamın karşısında Chu Feng büyük bir filin önüne çıkmış küçük bir karınca gibi hissediyordu.
"Jie klanı müdürü, Jie Xingpeng?" Chu Feng düşük bir ses tonuyla sordu. Çünkü o seviyeye ve Jie klanına özgün kıyafetlere sahipti. O kesinlikle Jie klanı müdürüydü.
"Doğru, ben Jie klanı müdürü Jie Xingpeng."
"Chu Feng daha önce bir çok kez Jie klanına sıkıntı yarattın. Şimdi Jie klanına ait boncukları çalmaya çalıştın. Suçların affedilemez, son sözlerini söyle." Jie Xingpeng konuştukça generali sorgulayan bir tanrıya benziyordu.
"Hoo gerçekten önemli birisiyim. Benim için Jie Klanı müdürünün kendisi bile geldi." Chu Feng yüksek sesle güldü ve tekrar konuşmaya başladı, "Sözlerden kastın doğrular mı?"
"Haha, zeki şey."
"Gerçeği söyle bana, senin gibi serserinin Azure Ejderha Okulundan geldiğine inanmıyorum. O yerden gelsen bile yeteneklerini orada öğrenmedin."
"Sana bunları öğreten ustanın kim olduğunu merak ediyorum. Gizli Becerilere sahipsin hatta Elit silahın onayını alabiliyorsun." Jie Xingpeng'in Chu Feng'i detaylıca araştırdığı belliydi.
"Ha? Ustamın kim olduğunu mu merak ediyorsun? Onun adını söylersen korkudan ölürsün! Onun adını öğrenmeye layık değilsin! Ve bana dokunmaya cürret edersen Jie klanını tamamen imha edecektir!"
Chu Feng soğukkanlı bir şekilde konuştu. Şu anda yapabileceği tek şey rol yapmaktı, rolünde başarısız olursa kesinlikle ölecekti.
"Haha, benim ustandan korktuğumu mu sanıyorsun? Benim merak ettiğim seni kim Jie klanının düşmanı yaptı."
"Cevap vermiyorsun demek, iyi o zaman. Bugün seni öldüreceğim, gizli yeteneklerini alacağım, elit silahlarınıda alacağım. Sonra sözde ustanın gelmesini bekleyeceğim, geldiğinde ise onu öldüreceğim."
Jie Xingpeng'in bakışları buz gibi soğuk hale geldi ve Gök alemi gücü vücudundan patladı. Hızlıca Chu Feng'e ilerlemeye başladı ve sıkıca Chu Feng'i sarmaya başlamıştı.
*hmm* Chu Feng bu durum karşısında kalınca aklından bir düşünce geçirdi, ve o düşünceyle beraber yeşil renkli bir gaz etrafını sardı. O Kara Kaplumbağa Zırh tekniğini aktifleştirmişti.
"Ahh~~"
Ancak Gök alemi gücü karşısında bu yararsızdı. Chu Feng'i koruyan Kara Kaplumbağa Tekniği bile en ufak bir saldırıya dayanamazdı. Vücudunu çevreleyen enerji ona sürekli baskı yapıyordu vücudu neredeyse sıkışacaktı ve ondan sonra bir köfte gibi ezilicekti.
*Bom* Chu Feng'in sırat köprüsüne adım atmasına saniyeler kala arkasında bir patlama sesi geldi. Ve onu çevreleyen Gök alemi gücü anında kayboldu ve arkasından yaşlı bir ses geldi.
"Chu Feng hala genç birisidir, benim gibi bir yaşlının hatrına onu affetmeye ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MGA~2.kitap
FantasyMGA 'NIN 2.VE SON KİTABIDIR.. Genç Chu Feng zayıf fiziğinden dolayı Chu ailesinde bir kara leke olarak görülüyordur. Bir gün bundan bıkarak babasının adını korumak ve annesini kurtarmak için güçlü olmaya karar verir.