Genç Adam..

216 31 2
                                    

Hayali Yıldırım Okulu, ikinci sınıf okullar içinde sıradandı. Öğrencilerin ve elderlerin yüzünde gülümseme eksik olmuyordu ve kahkahalarla dolu sohbetler hep vardı.

Ancak hiç kimse, Hayali Yıldırım Okulu'nun Genç Başkanı'nın kendisinden daha genç birisinden dayak yediğini ve arka bahçenin tahrip olduğunu bilmiyordu.

"Lütfen vurma artık, yalvarıyorum! Ne istersen yapacağım!"

Hayali Yıldırım Okulu Genç Başkanı'nın burnu morarmıştı ve şişmiş bir yüzü vardı. O zarif okul müdürü gitmiş de yerine başkası gelmiş gibiydi. Onun sesi bile değişmişti, bir domuzunkine benzer sesler çıkarıyordu.

"Beni kim sanıyorsun? Buraya sahip olduğun küçücük serveti soymak için geldiğimi mi düşünüyorsun?" Chu Feng küçümseyici ve soğuk bir şekilde dudak büktü ama konuşurken eli genç okul liderinin cosmos çantasına doğru uzandı. Aynı anda bakışları, korkudan solmuş yüzlere sahip olan genç erkek ve kızlara doğru kaydı ve çevreyi taradı.

"Kardeşim, lütfen bunları gülümsemeyle kabul edin." Oradaki insanların hepsi hızlı bir şekilde cosmos çantalarını çıkardı ve Chu Feng'e verdi.

"Mm, aferin, fena değilsiniz. En azından anlayışlısınız." Chu Feng cosmos çantalarını aldı ve memnuniyetle başını salladı.

Bu kişilerin okul içindeki konumları oldukça yüksek olmalıydı ancak dürüst olmak gerekirse. cosmos çantalarındaki şeyler Chu Feng gibi seviye atlaması çok zor olan birisi için değersizdi.

Şu anda, Chu Feng'in kendini utandıracak kadar az parası vardı. Cosmos çantalarını alma sebebi ise paraydı.

DN: Sebep sunarak gaspı mazur göstermiş. Kınıyorum. Gasp, genellikle para için yapılır zaten. Bu Chu Feng itini iyi tanıyın, her zaman söylüyorum zaten adam olmadığını.

"Li Datou'ya veya ailesine zarar verirsen sadece seni değil, tüm aileni öldürüp Hayali Yıldırım Okulu'nu yıkarım."

Chu Feng konuşurken, gözlerinin derinliklerinden öldürme arzusu ortaya çıktı. Gözleri buz gibi soğuk öldürme hissi yaymaya başladı; tek bir bakışta bu soğukluk başkasının bedenine girebilir ve onlara derin korku hissettirebilirdi. Chu Feng'in sözleri son derece ciddiydi ve bunu yapabilecek güçteydi!

Chu Feng hızlı bir şekilde avucunu uzattı ve Hayali Yıldırım Okulu komuta rozetini aldı. "Bir süre bunu ödünç alacağım ve hepiniz burada kalacaksınız. Yarım gün sonra ruh oluşumu kendiliğinden ortadan kalkacak."

Bu sözleri söyledikten sonra Chu Feng oradan gitmeye hazırlanırken Hayali Yıldırım Okulu Başkanı, "Sen, tam olarak kimsin?" dedi.

Bunu duyunca Chu Feng hafifçe gülümsedi ve başını çevirip dedi ki: "Ben Asura'yım."

Bunları söyledikten sonra Chu Feng sıçradı ve ruh oluşumundan çıktı, hızlıca oradan ayrıldı. Hayali Yıldırım Okulu Başkanı ve öğrencileri şaşkın bir şekilde orada duruyordu. Chu Feng'e karşı içlerinde derin bir korku oluşmuştu.

Bu günden sonra, sonsuza kadar bu adamı hatırlayacaklardı. Onlardan genç olmasına rağmen anormallik derecesinde korkunç gücü olan adam: Asura!

Hayali Yıldırım Okulu'nun hapishanesinde hapsolmuş birçok insan vardı. Birçok nedenden dolayı kilitlenmişlerdi. Hapishanede en kötü durumda olan kişiler, kesinlikle genç okul müdürünü rahatsız eden kişilerdi.

Bu yerde, onlara her hangi bir işkence yapılmıyordu ancak onların kendini geliştirmesi yasaktı. Onlar hayatları boyunca kilitli kalacaktı, bu da onların sadece kendi mezarını göreceği anlamına geliyordu. Genç okul müdürünü rahatsız eden kişiler her zaman bu cezayı alırdı.

"Bakın! O kişi, genç okul müdürünü rahatsız ettiği için burada büyük ihtimalle!"

"O öldü. Hatta tanrılar bile okul müdürünü rahatsız eden kişilere yardım edemez." Bir hücrede oturan kişiler, hücrenin köşesinde diz çökmüş, zayıf bir genç adam hakkında konuşuyordu.

"Oy! Evlat, senin adın nedir!" Genç okul müdürünü rahatsız ettiği duyulunca, başka mahkumlar birbirlerine kötü niyetle bakarak genç adamı çevreledi.

"Im, ben Li Datou'yum. Ne oldu efendiler?"

Genç adam belli ki bu insanlardan korkmuştu, hapishane içinde bu tür mahkumların böyle yapması çok normaldi. Genç okul müdürünü rahatsız eden kişilere saldırırlardı. Yani, genç okul müdürünü rahatsız eden kişiler genellikle dövülerek öldürülürdü.

"Ne? Sana Li Datou mu deniliyor? Ben hayatımda ilk defa bu kadar çirkin bir isim duydum! Kendine bin kere tokat atıp diz çök!" Bir erkek Li Datou'yu işaret ederek yüksek sesle bağırdı.

"Efendim, aramızda hiç bir kin veya öfke olmadığı halde neden gelip benle uğraşıyorsunuz?" Li Datou çok korkak olmasına rağmen kolay kolay ezilen birisi değildi. Yani o söylenen şeyi yapmayacaktı; kendine bin tokat atıp diz çökmeyecekti.

"Lanet olası. Ben sana tokat at diyorsam kendine tokat atacaksın! Nasıl böyle konuşabilecek cesarete sahip olabilirsin! Dövün bunu!" Li Datou'nun dediği şeyi yapmadığını görünce adam öfkelendi ve bacağını yükselterek Li Datou'yu tekmeledi. Bunun ardından herkes, Li Datou'yu çevreleyip tekme tokat dövmeye başladı.

"Durun! Ne yapıyorsunuz!" Sadece o zaman korumalardan biri olan elder yürüdü ve hücre açıldı, oradaki insanları işaret ederek sertçe bağırdı. Ancak bu büyüğün arkasında genç bir yüze sahip, zarif bir adam vardı.

"Elder. Bu çocuk okul başkanını rahatsız etmiş, bunun için tövbe etmeli; ancak bu durumuna rağmen o saygısız bir şekilde okul başkanına hakaret etti. Hayali Yıldırım Okulu'nun bir üyesi olarak, ona ceza verme yükümlülüğüm var!"

"Evet elder! Bu çocuk çok saygısız, bizde onu cezalandırıyoruz. Hayatı boyunca kilitlenmesi çok hafif bir ceza!"

Li Datou'ya saldıran öğrencilerin aslında hepsi, bilerek böyle davranıyordu. Li Datou'yu dövüp elderlerde iyi izlenimler oluşturmak istiyorlardı.

O anda, Li Datou başını eğdi, bir şey diyemezdi ve bir daha dışarı çıkamayacağını biliyordu. Onu döven kişiler çok kurnazdı ve onların açıklamalarına karşı kendini savunamazdı bile. Elbette o elderlerden herhangi bir yardım alamazdı, onun hayatı azap içinde geçecekti.

Ancak Li Datou bunları düşünürken elder yanındaki genç adama bakarak saygılı bir şekilde, "Lordum, bakın." dedi.

Chu Feng hafifçe gülümsedi ve sonra dedi ki: "Okul başkanının dediğine göre Li Datou'ya saldırmaya cesaret edenlerin ayakları ve elleri ters dönecek. Bununla sorunu olan var mı?" Bunu söylerken Chu Feng'in avucunda, saygısız okul başkanının komuta rozeti ortaya çıktı.

"Efendim." Komuta rozetini gören elderlerin kalbi anında tedirginleşti ve onlar saygıda kusur etmeye cesaret edemediler.

Onlar arkalarına döndü ve gözlerinin derinliklerinde öldürme arzusu ortaya çıktı, merhamet göstermeden kalabalığa doğru yöneldiler.

"Ahh~~~~~"

O anda kalp yırtılması ve akciğer parçalanması gibi sesler gelmeye başladı. Oradaki erkekler ne yapacaklarını bilmiyordu, hatta ayakları ve elleri elderler tarafından ters döndürülenler bile vardı.

Li Datou'ya gelince onun ağzı şaşkınlıktan genişlemişti. Zarar görmüş yüzü şaşkındı ve boş boş orada duruyordu.

Bu genç onu hücreden çıkarmış ve beyaz başlı kartala bindirmişti. O memleketine doğru uçtuklarını gördüğünde nihayet kurtulduğunu anladı. Hayali Yıldırım Okulun'dan, bu genç adam sayesinde kurtulmuştu.

MGA~2.kitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin