4.Bölüm

876 82 173
                                    

<< Zehradan >>

Uzun bir aradan sonra ilk kez görecektim onu. Öyle heyecanlıydım ki.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ön koltukta şakalaşan annem ve babam duyacaklar diye ödüm kopuyordu.

Nihayet Serpil Teyzelere gelmiştik. Araçtan inerken bol elbisemi toparlayarak indim. Düşme ihtimalim vardı. Asker yeşili bir elbise giymiştim. Yeşili seviyordum.

Babam aracı park edip yanımıza geldiğinde hep birlikte içeriye girdik. Bizi ilk karşılayan Serpil Teyze olmuştu.

Remzi Amca ve İsmail Amca mangalın başındaydılar. Babam Serpil Teyzeye selam verip onların yanına geçti. Serpil Teyze oğlu Batuhan Amcayı kaybettikten sonra babamı ayrı bir sevmişti. Aileden olmasak da her türlü organizasyonda bizde vardık.

Çünkü onlara göre Batuhan amca'nın yoldaşı olan Babam ve ailesi onların da ailesi idi.

Bende hepsini ayrı seviyordum. İçerden tabaklarla Sümbül Teyze ve Sare Teyze geldi. İkisine de sarıldık.

" Yardım edilecek birşey var mı?" diye sordum ortaya karışık.

Sare Teyze " Yok Zehracığım. Herşey hazır. Sofraya geçeriz birazdan." dedi.

Başımla onayladım. Fakat onun olmaması hüzünlü kalbimi üzmüştü. Zaten ne zamandır göremiyordum. Ve yine yoktu.

Biz sofraya geçtiğimiz de içim buruk bir şekilde oturdum. Tam servis yapılıyordu ki. Kapıda onu gördüm.

Alper'i...

Öyle bir yürüyüşü vardı ki. Tevazu akıyordu. Başı dimdikti. Ama asla kibirli değildi.

Üzerinde ki gömleğin rengiyle yüzümde belli belirsiz gülümseme oluştu. Beyaz tişörtünün üzerine asker yeşili gömlek giymiş önünü de iliklememişti.

Dağınık gür siyah saçlarından bir tutam gözüne geliyor, her defasında eliyle düzeltiyordu. Heybetliydi Alper. 1.83 boylarında vardı hemen hemen.

Onu göre babaannesi Serpil Teyze ve anneannesi Sümbül Teyze ayaklanıp karşılamaya gittiler. Sırayla ellerini öptükten sonra ikisini kollarının altına alıp baş örtülerinden öpücük kondurdu.

Masaya gelince hepimize selam verdi.

Annem beni farketmiş olacak ki kolumu çimdikledi. Ona baktığımda bana hiç hoş bakmıyordu. Hemen kendimi düzeltip önümde ki boş tabakla bakışmaya başladım.

Neler yapıyordum ben böyle.

Aile tamam olduğuna göre yemek faslına geçilebilirdi. Yemeğimizi yedikten sonra çay faslı için kadınlar ve erkekler olarak ikiye ayrıldık.

Biz kadınlar içeri de otururken onlar bahçede muhabbet ediyorlardı.

Alper arada bir boş çay bardaklarını tazesi ile değiştirmek için geliyordu.

Yan yana gelsek tamamen çift kombini gibi duracağımız aşikârdı. O yüzden yanından dahi geçmemek için kendimi zorluyordum. Gerçi bizimkiler bizi abi kardeş gibi büyütmüştü. Ama ben onu abi olarak göremiyordum.

Benim abim yoktu. O da abim değildi. Haramdı bir kere bana. Bunun bilincinde olmalıydım.

Kadınlar arasında olan muhabbete ara ara katılsamda aklımda kalbimde ondaydı. Ve malesef birkaç kez bahçeye değmişti bakışlarım.

Serpil Teyze bana dönüp " Zehra kızım okul nasıl gidiyor?" Diye sorunca anca kendime geldim.

" Elhamdülillah Serpil Teyze. Güzel gidiyor. 3. Sınıfım bu sene inşallah hakkıyla geçerim derslerimi."

RAHNÜMÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin