27.Bölüm

472 50 52
                                    

Bir Gün Önce 

Sabah olmuştu. Ebrar aklındakini yapmak için yola koyuldu. Cihandan hesap soracaktı. Arkadaşını kaçırmaya nasıl cüret ederdi. Kızgındı. En çok da  kendisine kızgındı aslında. Belki de hiç uğraşmayacaktı onunla. Evdeki herkes hiç olmadığı kadar  sessizdi. Zehra'nın geceyi tek başına kim bilir nerelerde geçirdiği düşüncesiyle harap olmuştu hepsi. Kadınlar Ayşe'ye destek oluyordu. Süleyman ise Alper'le görüşmeye gitmişti.

Böylece duramazdı. Bir şeyler yapmalıydı. Hep Cihan onun önüne çıkmıştı. Madem öyle hesap sorma sırası kendisindeydi. Günler önce hafızasına kazıdığı şirketinin ismini internetten araştırdı. Adresi haritada bulup, yol tarifi için Navigasyonu başlattı.  

Şirketin önüne geldiğinde sakin kalmaya çalışıyordu ama pek de sakin olduğu söylenemezdi. Acaba Cihan'ı dövse miydi? Anca öyle rahatlardı içi. Derin bir nefes aldı ve besmele çekerek araçtan indi. Kararlı adımlarla yürürken kolunu tutan biri hızlıca onu çekti.

" Neler oluyor?" derken gördüğü kişi ela gözlüsüydü. 

" Sen hiç akıllanmayacak mısın?" diye soran Enes'in  kızgın bakışları Ebrar'ın üzerindeydi.

" Çek elini!" diyerek tepki verdi Ebrar. Onu hem kızdırıyor, hem de nasıl bu kadar mutlu edebiliyordu. Gördüğüne sevinmişti sanki daha dün akşam görmemiş gibi.

" Ebrar delirtme beni. Ne işin var burda?" 

" Yazdın ya bana yok patronun öyle şöyle hesap sormaya geldim işte." 

" Tamam gel konuşalım." diyen Enes oldukça sakindi. İki cambaz bir ipte oynamazdı. İlla birinin sakin olması gerekiyordu. Enes kendisine şaşırsa da Ebrar pek sakinleşecek gibi durmuyordu. O yüzden bu görev ona düşmüştü. Ebrar kollarını birbirine bağlayıp yüzünü ekşitti.

" Niyeymiş o?" derken konuşmak için can atıyordu.

" Bir planım var çünkü." diyen Enes kararlı gözüküyordu. Ebrarın ise plan kelimesini duyunca gözleri parladı. 

" Son kez konuşalım madem." diyerek Enes ile birlikte yürümeye başladı.

Şirketin yakınlarında bir çay bahçesinde oturdular.

" Buyrun asistan hanım." diyen Enes eliyle Ebrar'a geçmesi için yol verdi. Ebrar değişimin şaşkınlığı içerisinde kalsa da birşey demedi. Tanıştıklarından beri ona sert sert konuşan adam pamuk gibiydi.

Boş bir masaya oturdular. Enes günlerdir belki de ilk kez oturuyordu. Uykusuzdu. Çevresinde değer verdiği herkes acı çekiyordu. Ve bir milim yok kat edememişlerdi. Hiç istemese de aklına gelen planı uygulamak zorundaydı. Derin derin nefes alıp temiz havayı içine çekti. Ebrar ise sessizdi. Ne değişik bir kız diye geçirdi içinden Enes. Dışarıya sert görünen ama içinde bambaşka birisi vardı biliyordu. Gözlerinde görmüştü onu.

Şuan birçok şey söylemek istiyordu kendisine. Konuşmak istiyordu emindi. Ama gururundan kendini tutuyordu.  Gülümsedi Enes. 

" Ne gülüyorsun yaa komik birşey mi var?" diye sordu hemen Ebrar. Halbuki gülümsemesi çok hoşuna gitmişti.

" Polisler gülemez mi? " diyen Enes daha fazla gülümsemeye devam etti.

" Planın ne anlatır mısın? İşim var, vaktim yok." diyerek konuyu kapattı Ebrar. Zira bu adam karşısında böyle gülmeye devam ederse kalp çarpıntısı duyması an meselesi olabilirdi.

Derin bir nefes çekti Enes. Ellerini masada birbirine bağladı ve " Ne içersin?" diye sordu.

" Hiç bir şey. Dostum kayıp ve ben burda kahve keyfi yapamam." diyen Ebrar başını çevirdi. 

RAHNÜMÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin