Zaman... Yaklaşık 3 saattir buradaydım. Ama günler gibi gelmişti bu 3 saat bana. Her dakikası ayrı içime işlemişken, hiç haber alamamak da başkaca huzursuz etmişti beni.
Annem, Sare Teyze ve Ayşe Teyze bir odada sessizce oturuyorlardı. Babam Süleyman Amca'nın yanındaydı. Ben ise ortada aklı selim kalmaya çalışan tek kişiydim.
Ne kadar kalabilirdim ki. Nereye kadar...
Gözüme ilişen Zehra'nın çocukluk fotoğrafı... Hemen yanında onun işlediği etaminden Kuş çerçevesi.
Daralmıştım. Balkona çıkmaya karar verdim. Aklıma gelen şeyi yapıp yapmamakta kararsızdım. Yinede şuan özel bir durum vardı. O yüzden telefonu almak için balkondan salona geçtim. Zaten beni kimse fark etmiyordu. Herkes kendi derdindeydi.
Telefonu elime alıp arama tuşuna basmak istedim ama yo yapamazdım. Sesini duymak istesem de... Ebrar neler yapıyorsun sen sakinleş, diyerek telkin ettim kendimi.
Mesaj kutusuna girdim.
Ebrar : Rahatsız ediyorum ama şey diyecektim, Yeni bir haber var mı?
Enes : Yok
Ebrar : Anladım
Ebrar : Olunca bana haber verir misin?
Ebrar : Yanii
Ebrar : Zahmet olmazsa
( Görüldü.)
Ebrar : Sen iyi misin?
Ebrar : Alperin yanında mısın?
Enes : Benim iyi olup olmamam neden umurunda ki?
Ebrar : Benn sadece merak ettim
Enes : 2 günlük tanıdığın insanları niye merak edesin ki?
Enes : Alper yanımda iyi
Enes : Beni merak ediyormuş gibi davranma
Ebrar : Bak benim de moralim bozuk dostum kayıp. Normal soru sordum sadece ama sen hâlâ bana aynı muhabbeti yapıyorsun
Enes : Git onu patronuna sor? Belki daha iyi bilir haa?
Ebrar : Bu konunun onunla ne alakası var Enes
Ebrar : Konuyu nerelere getirdin
Enes : Çok alakası var da neyse birşey demeyeyim
Ebrar : Söyler misin
Enes : Patronuna ait bir aracın içine konularak kaçırıldı Zehra
Ebrar : Neeee!!!!
Ebrar : Nasıl yani
Ebrar: Anlamadım ben
Enes : Öğrendin işte
Enes : Belki 2 günlük adamın lafı için değil ama en azından dostun için bırakırsın orda çalışmayı
(Enes çevrimdışı.)
Eimde ki telefonu yere düşürmemek için zorladım kendimi. Kafamda ki soru işaretleri cevaplarını bulmamış kendilerine yeni arkadaşlar edinmişlerdi.
Dışarının zifiri karanlığına boş bakışlarımı bırakıp gözümden akmaya başlayan yaşlara aldırmadım.
Uzun zamandır ihtiyacım olan belki de incilerimi dökmemdi. Zira insan ağlardı da... Ben de ağlamalıydım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAHNÜMÂ
Teen FictionRahnümâ : Yol gösteren, kılavuz... Kendine Gel!! Adlı kitabın ikincisidir...