Bölüm 35 - Fotoğraf

58.6K 1.8K 370
                                    

Bundan sonra her hafta pazartesi bir yeni bölüm, tabi bu aralık sizin ilginize göre daralabilir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar.




Ürperti tüm vücudumu yokladı. Biraz önce ona uzanıp öpmeyi isterken şuan kaçmak istiyordum. Dizin bacaklarımın arasına sürtündüğünde duvarla bütünleşebilecekmiş gibi kaçmaya çalıştım. Sıcak nefesi tenimin üzerinden kayıp giderken arzudan iz kalmamıştı, tek hissettiğim korkuydu. 

Dizini bacaklarımın arasına bastırdığında elimi göğsüne koyup itmeye çalıştım ancak faydasızdı. O, gerçekten güçlüydü. Göğsündeki elimi itti ve diğeriyle beraber bileklerimi kavrayarak başımın üzerine kaldırdı. Kendini bana iyice yasladığında sertliğini karnımın üzerinde hissettim. Nefesim ciğerlerime tıkanırken iç sesim bir şeyler yapmam gerektiğini haykırıyordu. Ne yapabilirdim ki?

İç geçirdi. Nefesi dudaklarının arasından firar ederken içimde tarifi imkansız şeyler oluyordu. O an, hem ölüyor hem de yaşamı her zerremde hissediyormuş gibiydim. 

"Sıkıldım, biliyor musun?" diye mırıldandığında çenesine diktiğim bakışlarımı düşünmeden gözlerine çevirdim. "Bir an dimdik duruyorsun, diğerinde paramparça..." 

Arasından sıyrılmaya çalıştığımda bedeniyle duvar arasında daha fazla sıkıştırdı. Elini yanağıma koyduğunda titredim ve kaskatı kesildim. Başparmağı dudağımın çizgidini takip ederek geziyordu. Nefesim sığlaştı, başım dönüyordu.

"Daha güçlü olmalısın," dedi.Gözlerim dolmuş, vücudum her an bayılmaya müsait bir halde kasılmıştı. Boğazıma düğümlenen koskoca yumruyu yutmak daha güç bir hal alıyordu. Dudağımı okşayan parmağı tenimle olan temasını kesmeden boynumdan göğüslerime indi. Dokunacağının sinyallerini verirken göğüslerimi es geçerek eşofmanıma indi. Parmağını lastiğe geçirdiğinde zavallıca inledim. Zevkten, istekle çıkan bir inleme değildi bu, zavallı bir yavru köpeğin köşeye sıkışmış inlemesiydi.

"Taciz edilmek hoşuna gitmiyor, değil mi?" diye sordu.

Evet, desem ne değişecekti? Hayır, dediğimde bana inanmayacaktı. Evet, desem de bir faydası olmazdı. Sustum ve elini itmeye çalıştım.

"Yapma," diye mırıldandım"Neden?" diye sordu, sesindeki donuk alaycı tını tüylerimi diken diken etmişti "Daha biraz önce iştahı kabaran sen değil miydin?"

"Aynı değil," diye sızlandım

"Aynı olmayan ne? Senden beni ağzına almanı istedim,"

"Ama-" Nefesini öfkeyle üflediğinde sıcaklığı yüzümü yaktı, çenemi kapatıp titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.

Birbirine bastırdığı dişlerini aralayıp dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve beni daha fazla sıkıştırdı, nefes almak biraz daha güçtü. Hele ki kalbim böylesine hızlı kanı vücuduma pompalarken...

Eşofmanın üzerinden bacak aramı kavradığında ufak bir çığlık attım, korkudan titrememe az kalmıştı, vücudum o anlık sadece buz gibi olmaktan ileriye gidemiyordu.

"Henüz hiçbir şey yapmadım, sevgilim," dedi ve geri çekildi. Avuçlarımı duvara dayayarak nefesimi dizginlemeye çalıştım, bacaklarım titriyordu ve kendimi her an yere düşebilecekmiş gibi hissediyordum. Yurkundum. Boğazımdaki yumru biraz daha büyüdü. Bir kez daha yutkundum, yumru daha da büyüdü.

Christopher öfkeli bir nefes aldı ve gözlerini üzerime dikti. Neden duvarla bütünleşemiyordum ki? Üzerime doğru bir adım attığında kaçmak aklımın ucundan bile geçmedi, sadece duvara daha fazla sokuldum. Oysaki gözlerindeki nefreti gördüğüm anda koşmam gerekiyordu, yapamadım. Saçlarımı kavradı ve kamburum çıkacak şekilde beni öne doğru bastırdı. Çığlık atıp elinden kurtulmaya çalıştım ancak başarılı olamamıştım. Beni neredeyse sürükleyerek peşinden çekti ve odaya soktu. Daha önce geldiğimiz oda gibi değildi. 

Siyahın Vedası | TeslimiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin